Zorunlu aşı için yasa şart

Aşılama oranı düştükçe hastalıkların görülme oranı artıyor.

Yayınlanma: 10.08.2018 - 22:41
Abone Ol google-news

İçinde cıva gibi katkı maddeleri ya da domuz ürünleri olduğunu öne sürerek, dini gerekçelerle çocuğuna aşı yaptırmayı reddeden aile sayısı 2017 yılında 23 bine çıktı. Aşılama oranlarının düşmesiyle birlikte çocuk felci, kızamık, disteri ve tetanoz gibi hastalıkların görülme oranının artacağını belirten uzmanlar, “Biz doktorlar aşının zorunlu hale gelmesi için bir yasa yapılması gerektiğine inanıyoruz. Avrupa ülkelerinde aşısı yapılmayan çocuklar okula kaydedilmiyor. Türkiye’de de böyle bir durum olursa bu konudaki sorunlar çözülebilir. Umuyorum ki böyle bir şey olmaz ama birkaç yıl sonra çocuklarına aşı yaptırmayan aileler birçok hastalıkla baş etmek zorunda kalacaklar’’dedi.

Aşı olan çocukların hastalığa yakalanma riskinin oldukça düşük olduğunu söyleyen Aile Hekimi Hatıra Topraklı, “Birçok aşının çocukları hastalıklara karşı koruma düzeyi oldukça yüksek oranlarda. Hatta aşı sayesinde dünyadan birçok hastalık silindi. Bunlara çiçek hastalığı ve çocuk felci hastalıklarını örnek verebiliriz” dedi.
Dini gerekçeler
Sadece Türkiye’de değil dünyada da bir aşı reddi durumu olduğunu belirten Topraklı, şöyle devam etti:

“Bir hastalığı tedavi etmek bazen ailelere binlerce liraya mal olurken, bir aşı yaptırarak yüksek oranlarda önlem almak ise sadece 1 liraya mal oluyor. Buna rağmen ülkemizde ve dünyada aşı yaptırmaya karşı olan insanlar var. Bunların bazıları dini gerekçeler öne sürüyorlar. Bazıları da ‘tamamen doğal besleniyorum, ilaç kullanmaya karşıyım’ diyenler. Bu davranışlar daha sonra ne yazık ki salgın hastalıklara dönüşüyor. Aşı yaptırmak halk sağlığı açısından önemli bir konu. Biz doktorlar aşının zorunlu hale gelmesi için bir yasa yapılması gerektiğine inanıyoruz. Avrupa ülkelerinde aşısı yapılmayan çocuklar okula kaydedilmiyor. Türkiye’de de böyle bir durum olursa bu konudaki sorunlar çözülebilir. Umuyorum ki böyle bir şey olmaz ama birkaç yıl sonra çocuklarına aşı yaptırmayan aileler birçok hastalıkla baş etmek zorunda kalacaklar.’’
Aşıların tek seferde ve bir arada yapılmasının hem çocuk hem de anne-babalar için yararlı olduğunu ve aşı yaptırmanın küçük yaşlardan itibaren çocuğu ciddi anlamda koruduğunun altını çizen Topraklı, “Çocukların özellikle doğumdan sonraki ilk 6 ay ve sonrasındaki 0-2 yaş aralığında tüm aşıları tamamlanmalıdır’’ diye konuştu.

‘Zararlı değil’

Ailelerin, aşının içinde cıva gibi katkı maddeleri ya da domuz ürünleri olduğu gibi gerekçelerle aşıya karşı çıktığını söyleyen Dr. Selman Okkaoğlu, “Aşının içinde hangi hastalığa karşı geliştiriliyorsa ya onun zayıflatılmış mikrobu ya da toksait dediğimiz karşı tarafta antikor üretimini sağlayabilecek maddeler bulunuyor. Kısacası aşı hangi hastalığa karşı geliştirilmişse o hastalığın mikrobunun yaşamasını engelleyecek maddeler var aşının içinde. Bunun yanında bir de hastalığı engelleyici katkı maddeleri var ama bu katkı maddeleri hiçbir zaman kişinin sağlına zarar verecek maddeler değil. Zaten çok uzun yıllardır kullanılan şeyler bunlar” dedi.

Toplumda büyük bir kesimin aşılanması durumunda o toplumda hastalıkların görülmesinin azalacağını kaydeden Dr. Selman Okkaoğlu, şunları söyledi:

“Bir dönem çiçek hastalığı toplumda görülebilir birtakım sakatlıklar ve ölümlere neden olabilirken aşılama olayları o kadar iyi oldu ki bütün çocuklara ulaşabildik ve aşılayabildik. Çiçek hastalığı şimdi görülmüyor ülkemizde. Kızamık bir dönem öyleydi. Tamamen yok edememiştik ama hiç vakamız yoktu. Ama şimdi bakıyoruz ki bu aşılama oranlarındaki düşüşler, aşılatmama ve sınırlarımızın açık olması, virüsün tekrardan toplumun içinde dolaşımına ve aşısız çocukları bulunca da salgın dediğimiz olaylara neden oldu. Kritik nokta aslında bu. ‘Annesi babası düşünsün’ diyemiyoruz çünkü o çocuğun aşılanması o çocuk için çok önemli ama biz bunun yanında bir de toplumsal bağışıklığın sağlanması noktasında çalışıyoruz ikinci basamak hekimleri olarak.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler