Afet sonrası bozulan ruh sağlığı nasıl düzelir?

Deprem, yangın, sel gibi afetlerden sonra toplumun ruh sağlığında bozulmalar yaşanabileceğini belirten Psikolog Asude Yağcı bu aşamada yardım ve desteğin önemli olduğununu altını çizdi.

Yayınlanma: 12.12.2019 - 09:32
Abone Ol google-news

Asude Yağcı,  afet durumlarına insanların stres tepkileri ile yanıt verdiği bilgisini paylaştıktan sonra bu halin, "Buna akut stres tepkileri denir" bilgisini verdi. 

BİR YAKINININ BAŞINA GELSE DE TRAVMA YAŞANABİLİR 

Afet sonrasında stresin çok normal olduğunun altını çizen Yağcı şöyle devam etti: "Travma yaratacak afet durumuna maruz kalma yaşantısı, kendisine olmasa da bir yakınına gelen zarar durumu gibi konular üzerinden şekillenir. Bu yüzden tepkiler tek tip değil aksine çeşitlidir.

 Araştırmalara göre potansiyel psikolojik sonuçlar, kişinin yasantıladığı travma deneyiminin ayrıntıları ile doğru orantılıdır; bunlara afete yakınlık, maruz kalma oranı, maruz kalma süresi ve bu esnada alınan yaralar doğrudan etki eder" dedi.

3 KİŞİDEN BİRİNİN GÜNLÜK YAŞAMINI ETKİLİYOR 

Yağcı, "Travma yaratacak afet yaşantısına maruz kalan her üç kişiden birinde günlük işleyişini etkileyecek patoloji geliştiği belirtiliyor. Bu patolojinin gelişmesinde yer değişikliği, barınma ve iş kaybı, fiziksel ve sosyal çevre kayıpları, kişinin kendisine olmasa da bir yakınına uğrayan hasar/harap/ölüm durumu ve kişinin de kendini en az onun kadar kayba yakın hissetmesi durumu gibi afet sonrası gelişen büyük yaşam ve algı, inanç değişiklikleri de neden olabiliyor. Afet yaşantısı sonrası verilen yaygın tepkilerse çok çeşitli olabilir. Geçici şok hali, korku, endişelilik, sinirlilik, üzüntü, gücenme, suçluluk ve utanç gibi tepkilerden söz edilebilir. Kişilerde takip eden günlerde uyku düzeni bozuklukları, kabuslar ve hissizlikten yakınmalar görülebilir; bunlar olağan tepkilerdir" bilgisini paylaştı. 

KİMLER RİSK GRUBUNDA 

Yağcı risk grubunda olanlar hakkında da bilgi verdi, "Önceden hastalık öyküsüne sahip olmak da ruhsal olarak patolojik tepki geliştirme ve tanı alma riskini besleyen bir diğer önemli konu diyebiliriz. Anksiyete ya da depresyon geçmişi olan bireyler özellikle risk altındadır. Travmatik afet olayları toplumda madde bağımlılığı sorununu da gündeme getirir ve tırmandırır. Çaresizlik hissi yaşayan kişiler durumu daha kolay idare etmek adına alkol, tütün, kafein gibi maddelere yönelim gösterirken dikkatli olmalıdır.  Bir baş etme şekli olarak ortaya çıkan bu yönelim devamlılık halinde kişi için bağımlılığa dönüşüp, uzun vadede ona rahatsızlık ve zarar verme riski de taşır. Ayrıca alkol kullanımı anksiyeteyle başa çıkmayı kolaylaştırıyor zannedilirken aksine daha da zorlaştırır çünkü bu davranış bir kaçınmadır. Bugün bize arastırmalar 'Afet sonrası süreçte kabullenmeyi inkâra, kendini suçlamaya ve kaçınmaya tercih eden bireyler daha az travma sonrası stres belirtileri gösteriyor' diyor.

YÜZLEŞMEK GEREKİR 

Yüzleşip ilgili olayı ve ona dair içsel meselelerimizi halletmek, daha sonra da bunları anlamlı ve sağlıklı bir şekilde düzenleyip bir kenara kaldırmayı önerdiğini belirten Yağcı açıklamasını, "Afet sonrası subakut dönem olarak adlandırılan, travmadan yaklaşık 2 hafta sonrasına kadar olan dönemde uzman yardımı alan kişilerin belirtilerinde belirgin oranda düşüş gözlenmiştir; iyileşme yardım almayanlara göre daha hızlı ilerler, rahatsızlık veren semptomlar patolojik tanılara yardım almayan gruba nazaran çok daha düşük oranlarda evrilir. Kişinin hem uzman hem çevresince göreceği psikososyal destek bu ilk birkaç haftada kritik önem taşımaktadır" şeklinde belirti.



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler