Skolyoz hastalığı en çok kız çocuklarını vuruyor

Omurganın yana eğrilmesi olarak tanımlanan ve önemli bir sağlık sorunu olmasına karşın yeterince bilinmeyen skolyoz, kız çocuklarında daha fazla görülüyor. Prof. Dr. Parmaksızoğlu Skolyoz kız çocuklarda daha fazla görüldüğünü belirterek, "Tedavi edilmezse hasta yatağa bile bağımlı hale gelebiliyor” diyor.

Yayınlanma: 31.10.2017 - 22:21
Abone Ol google-news



Omurganın yana eğrilmesi olarak tanımlanan ve önemli bir sağlık sorunu olmasına karşın yeterince bilinmeyen skolyoz, kız çocuklarında daha fazla görülüyor. Tedavi edilmezse de hastanın yaşam kalitesini ciddi boyutlarda düşürmesinin yanı sıra ileride akciğer, solunum ve kalp problemlerine yol açabiliyor, üstelik hastayı yatağa bağlı kılabiliyor. Son dönemlerdeki cerrahide gelişen teknoloji de ameliyatlardaki riski düşürdüğü ve başarı oranlarının da arttığı belirtiliyor. Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi’nden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Atilla Sancar Parmaksızoğlu, özellikle çok hızlı büyüme çağında ve özellikle kız çocuklarında çok dikkatli olunması gerektiğini söylüyor. Parmaksızoğlu “İnsan omurgasına yandan bakıldığında, boyun ve bel bölgesinde çukurluk vardır. Göğüs kafesi de çıkıntı şeklinde görünümdedir. Ancak önden ve arkadan bakıldığında düz çizgi şekilde görünmesi gerek. Skolyozda ise önden ve arkadan bakıldığında o düz çizginin kaybolarak sağa veya sola eğrilmesine deniyor” diyor.

‘Her eğrilik skolyoz değil’

Her eğriliğin skolyoz olmadığına dikkat çeken Parmaksızoğlu “Skolyoz denilmesi için 10 derece üzerine eğrilik olmalı. 10 derecenin altında eğriliklere skolyoz denilmez. Zaten toplumun yüzde 10 kadar kısmında küçük eğrilikler var” açıklamasını yapıyor. Omurga eğriliğinde erken tanının önemine dikkat çeken Parmaksızoğlu, şöyle devam ediyor: “En çok görüleni idiopatik (nedeni bilinmeyen) skoylozlarıdır. 10 yaşından sonra da görülebilir. 0-3 yaş arasında da olabilir. İkinci en çok görüleni ise kas hastalıkları, çocuk felci gibi hastalıklara bağlı sonra ortaya çıkan nöromuskuler skolyozdur. Nöromusküler skolyozda, idiyopatik skolyozun aksine solunum sıkıntısı ve duyu kusurlarına daha çok rastlanabilmektedir. Skolyozun bu türünde cerrahi müdahale için daha küçük yaşlar tercih edilebilir. Füzyon tedavisi uygulanabilir. Üçüncü sıklıkla ise konjenital skolyoz görülür. Yani anne karnındaki çocuğun gelişimi sırasında ortaya çıkan omurga anomalilerine bağlı bir skolyoz türüdür. Duruş bozukluğu gibi durumlarla ilgisi yoktur. Konjenital skolyoz ilk yıllarda hızlı bir ilerleme gösterir. Bu sebeple erken dönemlerde ortaya çıkan konjenital skolyozun tedavi süreci küçük yaşlarda cerrahi müdahaleyi gerektirebilir. ”

'Omuz asimetrisine dikkat'

Toplumun yüzde 10’unda 10 derecenin altında eğrilikler olduğunu anımsatan Parmaksızoğlu, hastalıkta en önemli faktörün “fark etmek” olduğunu vurguluyor. Parmaksızoğlu, “20-25 dereceye kadar skolyoz eğriliği oluşuncaya kadar fark edilmeyebilir, görülmeyebilir. Özellikle çok hızlı büyüme çağında ve özellikle kız çocuklarında çok dikkatli olunmalı. Çünkü gerçekten bu artık cerrahi sınırlara gelmeden değişik tedavilerle, korse tedavileri ile skoylozun ilerlemesi anlamlı bir şekilde önlenebilir. Aile, anne-baba, çocuğun arkadaşları, beden eğitimi ve sınıf öğretmeni, her hangi bir sebeple gittiği doktor çocuklara dikkatli bakmalı. Omuz asimetrisi var mı, omuz yüksek mi, kürek kemikleri çıkıntılı mı, alçak ve yüksek mi, leğen kemiklerine arkadan bakıldığında biri yüksek biri alçakta mı, bunlara dikkat edilmeli. Kesin tanı radyografi ile olur. Skoyloz grafileri var, röntgenlerme çekiyoruz ve açılarını ölçüyoruz ve ona göre tedaviler yapılıyor. Eğrilik 10 derecenin altında ise skoyloz olarak kabul etmiyoruz ve tedaviye gerek yok. Hekim kontrolünde korse tedavisi başlanmalı ve adale güçlendirme egzersizleri yapılmalıdır. İlerlemesini durdurmak için korse, egzersiz, yüzme, karın, göğüs, bel adalelerini güçlendiren sporlar önerilir. 10 yaşından önce tanı konulmuşsa bunun ilerlemesinin hızlı olabileceğini, kızlarda daha hızlı olabileceğini, ergenlerde ise tanı konulmussa ilerlemesinin yavaş olacağı ancak kontrol altında tutulması gerektiğini bilmek gerek” diyor.

‘Felç riski çok azaldı’

Skolyoz’un geç fark edilmesi durumunda eğriliğin giderek artacağını, hayatı tehdit eder hale geleceğini kaydeden Parmaksızoğlu, “40 derece ve üstü tedavi edilmezse ve ergenlik çağı geçerse artık işler zorlaşıyor. O zaman akciğer kapasitesi azalıyor, bu hastalar tedavi olmazsa ömürleri kısalıyor, ileriki yaşlarda akciğer sorunları oluyor. Mutlaka ameliyat edilmelidir. Günümüzde nöromonitörizasyon sistemi sayesinde omurga ameliyatlarında karşı karşıya kalınan omurilik hasarları ve felç riski minimum seviyeye indirdiği için tedavi daha kolay. Omurga cerrahisi alanında birçok hekim ve hasta için çığır açan sistem birçok felç ve omurilik hasarının önüne geçmektedir. Başarı oranları da yüksek. 50-55-60 dereceye kadar ergenlik çağında olan hastalarda cerrahi tedavide düzeltmeden sonra dereceyi sıfır yaparız” diyor.



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler