Bebeklerde böbrek reflüsüne dikkat

Doç. Dr. Levend Özkan: Bebeğin yaşı ne kadar küçükse idrar yolları enfeksiyonundan şüphelenmek o kadar zorlaşır. Tedavi edilmeyen reflüler böbrek iflasına varan tabloya yol açabilir. Bu yüzden nedeni açıklanamayan huzursuzluk ve ağlama sorunundan, idrar testi yaptırarak bu şüpheden kurtulmak ve çocuğunuzu korumak mümkün.

Yayınlanma: 11.01.2018 - 23:11
Abone Ol google-news

 

Vezikoüreteral Reflü (VÜR) yani böbrek reflüsü olarak bilinen hastalık, tedavi edilmezse böbrek yetmezliğine neden olabiliyor. Ürolog Doç. Dr. Levend Özkan, bebek ve çocuklarda tekrarlayan ateşli idrar yolu enfeksiyonlarının dikkate alınması gerektiğini belirterek, “İdrar yolu enfeksiyonu geçiren tüm çocuklar, özellikle bu ateşli bir enfeksiyon ise, reflü açısından incelenmelidir. Tedavi edilmeyen reflüler böbrek hasarına neden olarak kronik böbrek yetmezliğine sebep olabilir” dedi. VÜR, idrarın mesaneden böbreklere geri kaçması anlamına geliyor. Doç. Dr. Özkan, “Normalde idrar böbrekte üretildikten sonra idrar kanalı vasıtasıyla idrar kesesine gelir, mesaneye oradan da depolanarak vücut dışına atılır. VÜR’de vücut dışına atılması gereken idrar tekrar yukarı doğru, böbreklere kaçar. İdrarda enfeksiyon mevcut ise böbreklerde de enfeksiyona yol açarak, kalıcı hasara neden olabilir” diye konuştu.

Ateşli enfeksiyona dikkat

Özellikle ateşli idrar yolu enfeksiyonu geçiren çocukların reflü açısından incelenmesi gerektiğini söyleyen Özkan, anne karnında yapılan ultrasonların hastalığın erken tanısında yardımcı olabildiğini belirtti. İki çeşit VÜR olduğunu anımsatan Özkan, şöyle devam etti: “Birincil yani doğumsal olanlarda idrarın geri kaçmasını engelleyecek olan mekanizmalarda doğumsal bir bozukluk vardır. İkincil yani sonradan olanlarda ise başta yapısal bir bozukluk olmasa da daha sonra idrar kesesinde veya idrar kesesi çıkımında mevcut olan başka bir hastalığa veya tıkanıklığa bağlı olarak reflü oluşur. Uzun süreli enfeksiyonlar da bu yapıyı bozabilir. Zamanında tanı konulamaması, uzmana ulaşma güçlüğü, ateş olduğunda tetkik yapmadan antibiyotik kullanmak ve teşhisin geç konulması gibi sebepler ne yazık ki böbrek hasarına yol açabiliyor. ”

Dereceye göre tedavi

Hastalığın yaşla birlikte görülme sıklığının azaldığını, bunun nedeninin ise mesanenin büyümesiyle, mekanizmaların da düzelmesi olduğunu söyleyen Özkan, tedavinin de hastalığın derecesine göre planlandığını dile getirdi. Özkan, özetle şunları kaydetti: “1. ve 2. derecede yüzde 75’in üzerinde; 3. derecede olanların ise yarıya yakınında kendi kendine iyileşme olacaktır. 4. derecede ise kendiliğinden iyileşme yüzde 20; 5. derecede yüzde 10’lara kadar düşebilir. Derecelendirmeye, yapılan özel bir testle idrar yolunun ve böbreklerin ne kadarının etkilendiğine bakılarak karar verilir.

Bu testin adı Voiding Sistoüretrografi (VSUG) olarak bilinir. Sonda yardımıyla mesane içine kontrast yani boyalı madde verilir. İdrarı yaparken boyanın yukarı geçip geçmediğine bakılır. Bu test ultrason ve sintigrafi yapıldıktan sonra böbrek hasarından şüphelenilmesi sonrası yapılır. Çünkü bu hastalığın en çok etkilediği organ böbrektir, böbrek iflasına kadar gidebilir. Tedavide 1 ve 2. derecedeki hastalarda, 5 yaşa kadar düzelmesini bekler ve ameliyatsız tedavi ederiz. 3, 4 ve 5. derecelerde cerrahi girişim yapmayı tercih ederiz. İki tür cerrahi var. Birisi endoskopik (kapalı) diğeri açık ameliyat ile reflünün onarımıdır.”

Birden çok idrar yolu enfeksiyonu varsa

Doç. Özkan, hastalığın belirtilerini şöyle sıraladı:

Eğer bir çocukta birden daha fazla sayıda kanıtlanmış idrar yolu enfeksiyonu geçirme öyküsü,

Nedeni bilinmeyen ateş, 

Tekrarlayan karın ağrısı ve yan ağrıları,

Bebeklerde huzursuzluk,

İdrar yaparken yanma gibi durumlar varsa hekime gidilmeli.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler