Savcılıkta kadı kanunları

Bakan çocuklarını da kapsayan operasyona ifadelerin yetiştirilmesi savıyla ‘yardımcı’ olarak atanan yeni savcılar, dosyanın ‘ana savcısına’ dönüştü .

Yayınlanma: 20.12.2013 - 22:42
Abone Ol google-news

Bakanların çocuklarını da kapsayan operasyonda çok sayıdaki şüphelinin ifadesinin yetiştirilebilmesi gerekçesiyle “yardımcı” olarak görevlendirilen iki yeni savcı, rüşvet dosyasının “soruşturmacı asıl savcısına” dönüştü. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı’nın, işlemlerin ancak “iki savcının imzasıyla yapılabileceği” emri, yolsuzluk soruşturmasının çıkış noktasından farklı bir çizgiye yönlendirilmesinin en önemli adımı olarak öne çıktı.

İçişleri Bakanı Muammer Güler, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın çocuklarının da gözaltına alındığı rüşvet savlı operasyonun tartışmaları sürerken; kimi yeni kabine üyelerini de kapsayacak biçimde bir dalganın daha hazırlığının yapıldığı konuşuluyor. Yeni operasyon söylentilerinin yoğunlaştığı noktada; emniyette olduğu gibi soruşturmanın ana karargâhından da dikkat çekici hamleler gelmeye devam ediyor.

Bakan çocuklarının gözaltına alınmasının hemen ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı’nın, soruşturmacı savcı Celal Kara’nın yanına savcı Ekrem Aydıner ile Mustafa Erol’u görevlendirmesi, olası bir yeni operasyonu durdurmaya yönelik hamle olarak değerlendirildi. Hem İstanbul Başsavcılığı, hem de HSYK; bu tezin doğru olmadığını savunarak, yeni görevlendirmeyi “soruşturmanın kapsamı, şüpheli sayılarının çokluğu, gözaltı süreleri dolmadan ifadelerin alınabilmesi” gerekçesiyle açıklamaya çalıştı.

Gerekçe başka, niyet başkan

Ancak önceki gün İstanbul Başsavcısı Turan Çolakkadı imzasını taşıyan yazı, söylendiği gibi yeni savcıların yalnızca ifadelerin alınmasına yardıma değil, doğrudan doğruya soruşturma dosyasının “asıl savcısı” olarak görevlendirildiklerini ortaya koydu.

Turan Çolakkadı imzalı yazı iki yönden önem taşıyor. Birincisi, savcıların hâkimler gibi heyet halinde çalışması yönünde bir yasal düzenleme bulunmamasına karşın, Çolakkadı’nın “Mukteza tayininde ve herhangi bir hususta hukuki ihtilaf olduğu takdirde görevli üç Cumhuriyet savcısından ikisinin imzasıyla işlem yapılacaktır” emrini vermiş olması. Uygulamada eğer bir soruşturmada birden fazla savcı görevlendirilmişse, soruşturmaya başlayan savcı ana yetkili olarak bir anlamda dosyanın sahibi olarak çalışmaları yürütüyor. Çolakkadı’nın yazısındaki ikinci nokta ise yaptığı görevlendirmeden sonra işlemler için iki savcının imzası koşulunun getirilmesi nedeniyle, düğmeye basan konumundaki Celal Kara, istenildiğinde rahatlıkla pasifize edilebilecek. Çünkü yeni savcıların işlemler konusunda birlikte hareket etmesi halinde, yolsuzluk soruşturmasının çıkış noktasından farklı bir çizgiye yönelmesi kaçınılmaz olabilecek.

Ne gördüm, ne duydum

Avukat Turgut Kazan savcıların ikisinin imzasıyla işlem yapılacağı talimatına ilişkin sorumuz üzerine, “Öyle bir olay yaşıyoruz ki, bugüne kadar yaşanmamış bir durum. Doğal olarak, uygulama örnekleri de geçmişte hiç görülmemiş örnekler oluyor. Örnekleri doğal saydığım için değil, yaşadığımız olay bugüne kadar karşılaşmadığımız boyutta bir yolsuzluk olduğu için uygulamalar şaşırtıcı” karşılığını verdi. Turgut Kazan, birden fazla savcının yürüttüğü soruşturmada, savcılar arasında çıkacak olası düşünce ayrılıklarının nasıl giderileceğini ise “Böylesini duymadım da rastlamadım da. Ciddi bir güven bunalımı ve korku var. Gerçekten bir soruşturmaya iki savcıyı vermiş olabilirsiniz. İki farklı görüşte de olabilirler. Örneğin suç vasfının tayininde görüş ayrılığı çıkabilir. Ama savcılar ile başsavcının yapacağı müzakere sonucunda bir yargıya ulaşırlar. Olağan olan budur” sözleriyle açıkladı.

“Görünen o ki, siyasal iktidar işin yolsuzluk boyutunu kapatmak istiyor” diyen Kazan, “Oysa ‘bunlar çete, devlet içinde yapılanmış örgüttü’ bölümünden önce yolsuzluğun korkunç olduğunu, hesabının sorulacağını dile getirmeleri, onunla ilgili duyarlılık göstermeleri gerekir. Meclis Başkanı’na, Başbakan’a ve bakanların açıklamalarına bakıyorsunuz, o yolsuzluk bölümü yok” değerlendirmesini yaptı.

Eski DGM Savcısı, CHP Muğla Milletvekili Ömer Suha Aldan da savcıların başsavcı adına görev yaptıklarını anımsatarak, mesleki geleneklerde soruşturmaya başlayanın kararlarının esas olduğunu vurguladı. Aldan, arama, gözaltı gibi savcılık işlemlerinin iki savcının imzasıyla yapılabileceğine ilişkin emirle birlikte yeni savcıların da “soruşturmanın içine doğrudan dahil edildiklerine” dikkat çekti.

Ömer Suha Aldan, savcılar arasında oylamayı ilk kez duyduğunu söylerken “Yasada ve mesleki geleneklerde böyle bir şey yok. Soruşturmayı başlatan yürütür, diğerleri yardımcı olur” bilgisini paylaştı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler