‘Şiir anayasaya aykırıdır’

Ölümünün 25. yıldönümünde şair Cemal Süreya

Yayınlanma: 08.01.2015 - 22:33
Abone Ol google-news

 Şairin ilk ürünü Mülkiye Dergisi’nde yayımlanıp, şiir ortamına ayak bastığında, sevinci sonsuzca uzayıp gidiyordu, ellilerin ilk çeyreğinde çağdaş şiirimiz, Orhan Veli, M. Cevdet, O. Rifat üçlüsünün başını çektiği “Garip” akımının etkisinde olup, 1940’lı yıllarının toplumcu gerçekçi şairlerinin çözük gücüyse, dönemin koşulları nedeniyle dağınıktır. Örneğin Nâzım Hikmet mapustan yeni çıkmış ve ülkesinde yasaklıydı.

Cemal Süreya öğrenciliği sona erince, ucuz yaşayacak bir yer aradı ve orada memurlukta geçen mevsimler geliverdi ardından bu kez de. Erzincan-Bilecik yük vagonlarında tıka basa yolculuk,
“tarih öncesi köpeklerin havladığı yer”ler artık gerilerde değil, içerisinde kök salmaya başlamıştı bile. Evlendi, evliliğin aşkı kesin öldürdüğü kanısına vardı. Cemal Süreya’nın büyük
yalnızlığıysa, sürekli ihanetlerle karşılaşmalar, yaşadıklarından ve uzattığı elinin ısırılmasından ileri gelmiştir. Bir söyleşisinde, “erotik bir şiir benimkisi, diplerde tarih içinde uygarlık ve var olma sorunu tartışılır” der.

Önceleri şiirde biçime önem verdiği halde, giderek insani öze yöneldiğini ve şiirlerinin tümüne baktığımızda, toplumsal bir ağıntının gitgelleri arasındaki bir alanda konuşlandığını görürüz. Kendisinin de el yordamıyla içinde olduğu iç ve dış dinamikleriyle İkinci Yeni’nin, dönemin yani anamalcı moderniteyle olan çelişkisinin, geçmiş gelecek ilişkisindeki sorunsallarının
toplumun algılayış biçemiyle siyasallaşarak kitleselleşme eğilimine dönüştürülmesini hedeflemiş olabilir mi? Sanmıyorum desem de, bütün bu olanların kalıcı, ilkesel yaklaşımlarla ve Cemal Süreya’nın gizil sorununun, henüz tamamlanmamış gibi gözüken şiiriyle (üstü kalsın söylüyordu ya, Tanrısına) yeryüzü düzeni ya da başka şeyler için, bizlerden bir şeyler isteme
hakkının sürekli saklı tutulmasını öncelediğini de düşünmemizi gerektiriyor.

Son tahlilde bunlarla kılgısallaşarak devinim alanı kazanan, elimizde çok güçlü bir şair imgesi kalır. Yani bu bağlamla ilerlemeye çalışırsak, “Üvercinka”da, eşsüremli yanal bir olarak tasarımlamış olduğunu görebilme olanağı doğar. Bu betiktekiler, verili şiir ortamına kesinkes
bir ilentiyle girmezler. Böylece Cemal Süreya’nın yazdıkları, eylemin özden sıçrayışı ve yaşamın en saltık an’ı olabilmekte, her güzel söz, sanatsal kalıba dökülerek, yeni bir insancıl ilişkiye başlangıç teşkil eder durumuna gelebilmektedir kanısına varabiliriz. “Beni Öp Sonra Doğur Beni”de elbet daha ustadır. Geleneksel olan divan ve aruzun yanında, Yunus ve Pir Sultan’ı yakalayışı, çokluk bu yapıtıyla ele verir kendini.

Özünde bu soylu şairi, bu kısa yazıya sığdırabilmek telaşı, tedirgin eder bir dilin
taşıyıcı gücünü, fakat o, söylenecek olanları, 1. Yeni’nin içerisinden geçirttikten
sonra, Türkçenin aşkınlaştırıcı gücüne yüklemesini bildi. İşte toplumla ilgili şiirlerinin
çağrışım güçleri içinde yeniden doğmuş gibi duran bağlaşıklar yoluyla kazanımlar elde etme çabaları, şairin yaşamda yeni renk imgeler yaratıcısı dolayımlarında değerlendirilebilir ancak. Giderek, “gerçeğin özünü” yansıtmaktan çok, varlığın değerini tanıtmak ve güzellemeye çalışmakla yetinir. Yaşamla arasındaki varoluş sorunsalı, gücü otoriteye karşı konurluğunun, gene şiiriyle kuvvetlendirilmiş olan iradesini çelikleştirerek meşrulaştırır. Bu yüzdendir ki, “şiir anayasaya aykırıdır!” verili erke ve sürüp gidene de. ( 9 Ocak 2015, ölümünün 25. yıldönümündeyiz. Gülünün tam ortasındadır şair.)

 

 

CEMAL SÜREYA’NIN  DİZELERİYLE 38 SÜRGÜNÜ

Ailesi 1938’de Dersim İsyanı sonrasında Bilecik’e sürgün edildiğinde Cemal Süreya 7 yaşındaydı. Yıllar sonra 38 sürgününü bir şiirinde şöyle anlatacaktı:

“Bizi kamyona doldurdular,

Tüfekli iki erin nezaretinde,

Sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular,

Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar,

Tarih öncesi köpekler havlıyordu.”

ÜLKÜ TAMER’İN GÖZÜNDEN CEMAL SÜREYA

Cemal Süreya gibi şiirimizde İkinci Yeni’nin şairlerinden Ülkü Tamer, bir şiirinde ondan
şöyle söz etmişti:

“Tanrı

Bin birinci gece şairi yarattı,

Bin ikinci gece cemal’i,

Bin üçüncü gece şiir okudu tanrı,

Başa döndü sonra,

Kadını yeniden yarattı.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler