Erdoğan’dan ’Tank Palet Fabrikası’ açıklaması

Sakarya'daki Tank Palet Fabrikası'nın özelleştirilmesi kararına imza atan AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, fabrikanın satılması gibi bir durum olmadığını iddia etti. Erdoğan, işçilerin haklarında asla bir kayıp yaşanmayacağını ileri sürdü.

Yayınlanma: 13.01.2019 - 13:35
Erdoğan’dan ’Tank Palet Fabrikası’ açıklaması
Abone Ol google-news

<video:1200146>

BMC'nin Sakarya Karasu Üretim ve Teknoloji Üssü'nün temel atma törenine AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, Katar Emiri Temim Bin Hamed Al Sani, iş insanları ve vatandaşlar katıldı.

<haber-dikey:1200207>



BMC'nin 50. Yıl Vizyon Toplantısına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizin lider sanayi kuruluşlarından BMC'nin düzenlediği programın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bugün bu program sebebiyle ülkemiz, şehrimiz ve istikbalimiz adına gerçekten tarihi nitelikte bir adımı atıyoruz. Canlı bağlantılarla önce İzmir'e bağlanacak, İzmir Pınarbaşı'ndaki fabrikanın açılışını yapacağız, sonra İstanbul Teknik Üniversitesi'nde ülkenin ilk yerli 600 beygir gücündeki motorunun testini yapacağız. Burada Türkiye'nin savunma sanayini üst lige taşıyacak, milletin gurur abidelerinden biri olacağına inandığımız BMC'nin temel atma törenini yapacağız. 222 hektar alandaki tesiste tank fabrikası, zırhlı araç, ticari araç, motor, hızlı tren ve metro fabrikası gibi pek çok üretim hattı bulunuyor. Toplam yatırım büyüklüğü 500 milyon dolara ulaşacak. BMC Teknoloji Üssü tüm etaplarıyla faaliyete geçtiğinde 10 bin kişiye istihdam sağlayacak. Ülkemiz ekonomisine 5 milyar dolarlık katma değer oluşturacağını düşünüyoruz. Katar ve pek çok ülkeye 1 milyar dolarlık yıllık ihracat yapmayı planlıyoruz. 2023'de hizmete girecek bu üssün 100 bin metrekarelik ilk fazının temelini atıyoruz. Bu bölümün inşallah 2019'un sonuna kadar tamamlanmasını bekliyoruz" dedi.

KATAR-TÜRKİYE İŞ BİRLİĞİ

Türkiye-Katar iş birliğinin güçleneceğini söyleyen Erdoğan, "Ne dediler, 'Türkiye battı, bitti, yatırımlar durdu, üretim durdu'. Hepsine inat yatırımlar da devam ediyor, üretimler de. Bu ülkeyi hazmedemeyenler, bu ülkenin duruşuna katlanamayanlar isteseniz de istemeseniz de bu ülke, bu millet dimdik ayaktadır ve dimdik ayakta yoluna devam edecektir. Sakarya Karasu'ya şehrimizle birlikte Türkiye'nin iftihar kaynağı olacak muhteşem bir tesisi kazandıracağız. İnşallah bunlar ülkemizin bütün yollarına farklılık katacak bu araçlar. Emekleriyle, sermayeleriyle ve fikirleriyle bu eserin inşasına katkı sunan herkese ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Küresel sermaye olarak değerli dostum Katar Emiri Şeyh Temim'e şükranlarımı sunuyorum. Burada bir Katar ve Türkiye iş birliği var. Bu iş birliği gerçekten iki ülkenin kazan- kazan esasına göre geleceğe yönelik örnek bir adımıdır. 15 Temmuz'dan kur saldırılarına kadar Katarlı kardeşlerimizin ülkemizde sergilediği dayanışmayı unutmadık. Nasıl Türkiye, belli güçlerin Katar'ı kuşatmasında dost olduğunu göstermişse, Katar da bunu ispatlamıştır. El ele verilerek üstesinden gelinen her türlü hadise, iki ülkenin kardeşliğini perçinlemiştir. Bundan sonra Türkiye- Katar iş birliği güçlenecektir" diye konuştu.

KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESECEĞİZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin tüm dost ve kardeşler için güven kaynağı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Türkiye, stratejik önemi haiz bir noktada. Sadece halkımız için değil, tüm dost ve kardeşler için güven kaynağıdır. Zulme ve baskıya uğrayanlara, etnik kimliği sebebiyle eziyet çekenlerin yegane sığınağı olmuştur. Türkiye, tüm milletleriyle gönül coğrafyamızın aynası gibidir. Bu millet paylaşmanın bereketi, dayanışmanın önemine inanan, iman eden bir millettir. Bu millet, mazlumlara sahip çıkmayı şeref payesi gören bir millettir. 3,5 milyon Suriyeli muhacire kapısını açan bu millettir. Bu millet biliyor ki; benim sevgili peygamberim bir muhacirdi. Medine ona ensardı. Onun için ensarın ne olduğunu biz çok iyi biliriz. Ülkemiz, ekonomik askeri ve siyasi bakımdan güçlü olduğu dönemde çok geniş bir coğrafyada güvenlik ve istikrarın teminatı olmuştur. Bir dönem sınırları 22 milyon kilometrekareye ulaşan Osmanlı Devleti'nin sağladığı adalet şemsiyesi altında farklı kültürler barış içinde yaşamıştır. Nerden, nereye geldik? Ne olduğumuzu iyi biliyoruz. Tarih neydi, şimdi neyiz? Bugün kan, gözyaşı ve çatışmalarla anılan birçok bölge, o yıllarda ilim, kültür ve ticaret merkezleri olarak temayül etmiştir. Ne zaman devletimizin gücünde bir erime yaşanmış, o zaman kaderi bizimle örülü coğrafyalardan ateşler yükselmiştir. Kimi devletlerin askeri ve savunma alanlarını geri plana itme lüksü olabilir. Yakın çevremizde olduğu gibi milli güvenliklerini başka ülkelere havale etme seçeneği olabilir. Çalkantılı süreçte kimi toplumlar paranın gücüyle emniyet alabileceğini de düşünebilir. Bizim böyle bir ihtimalimiz yoktur. Türkiye, askeri kapasitesiyle ekonomik siyasi ve diplomatik kabiliyetleriyle güçlü olmak zorundadır. Savunma sanayi alanında caydırıcılığımız mutlaka çok yüksek olmak durumundadır. Onun için yola çıktığımızda savunma sanayindeki gücümüz yüzde 20'lerdeydi, yüzde 68'lere kadar ulaştı. Bizim caydırıcılığımız da teknolojiyle birlikte ileri bir noktaya gelmek zorundadır. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz."

'BAŞARI KAMU VE ÖZEL SEKTÖR BİRLEŞİNCE ORTAYA ÇIKIYOR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakın tarihimizde silah ve mühimmat konusunda dışa bağlılığın acısını çok çektiğimizi ifade ederek, şöyle konuştu:

"Birilerine bunu bırakamayız, emanet edemeyiz. Biz yakın tarihimizde silah ve mühimmat konusunda dışa bağlılığın acısını çok çektik. Bunu en son 74'te Kıbrıs'ta yaşadık, bizi yarı yolda bıraktılar. Muhabere sistemlerimiz çöktü, neden? Stratejik ortaklarımız telsizleri susturdular. Şimdi biz onlardan kurtulduk. Şimdi kendi telsizimizi yapıyoruz. Şimdi aynı oyunlar oynanıyor Suriye'de. Şimdi bu oyunları oynayanlar şunu bilmeli ki; kullandıkları enstrümanlar yanlış enstrümanlar. Bu enstrümanlar onları aldatıyor, bizi aldatamayacak. Ülkemiz 3 yıl boyunca parasını peşin ödediği uçakları bırakın bakım için gönderdiği uçakları geri alamamıştır. Teslim edilmeyen uçaklar için hangarda saklama ücreti ödemek zorunda bırakılmıştır. Özellikle Amerikan patentli hiçbir silahın ülkemize satışına müsaade edilmedi. İHA'ları konuşuyoruz, dönemin Amerika başkanıyla konuştuğumda izin verilmedi dedi. Sonunda bize kiralama yöntemiyle böyle bir yol denendi o da sağlıklı çalışmadı. İstihbaratta bile aynı durumlara düştük. Stratejik olarak bize bu destek verilmezken, farklı ortaklıkları olan ülkelere çok büyük destekler verdiler. Afyon ve kenevir ekimiyle ilgili kısıtlamaların da yer alması şüphesiz konunun bir başka boyutudur. Bir zamanlar Afyon ekimini yasaklayanlar, kendileri cayır cayır Afyon ekiyorlardı. Askeri bir sorunun çözülmesi için alakası olmayan böyle bir şartın koyulması manidardır. Tarım bakanımıza bu konuda gerekeni söyledim. Yeniden bir kenevir ekimi süreci başlatalım. Kenevir ekiminin farklı alanlarda farklı faydaları olduğunu da göreceğiz. Bu süreci başlatacağız. Buradaki amacın sadece askeri açıdan değil, ekonomik olarak da dışarıya bağlı kılmak olduğu aşikardır. Tarih ibret almayanlar için tekerrür eder, alanlar için değil. Geçmişte yaşadığımız acı hadiselerin tekrarlanmasını istemiyorsak yapacağımız bellidir. Türkiye savunma sanayi ve tüm kritik alanlarda kendisine yeterli olmak durumunda kalmayıp, dostlarının da ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. 2007 yılında yüzde 80'e varan dışa bağlılık oranını yüzde 30'a düşürdük. Bugün Türkiye'ye dışarıya hava savunma simülatör ve yazılımlar ihraç ediyor. Daha önce Pakistan'la Milgem gemilerimizin ihracatına yönelik 1,5 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladık. Dün de Ukrayna ile 6 tane İHA satışı için mutabakata varıldı. Son 10 yılda alınan mesafe sadece devletin kamunun başarısı değildir. Bu süreçte özel sektörde büyük çaba göstermiştir. Yalnızca kamu geliriyle başarı sağlamak mümkün değildir. Dünyanın gelişmiş ülkelerine bakıldığınızda hiçbir ülke yüzde 100 üretimi kendisi yapmaz, birçok parçayı başka ülkelerden alıyor. Şu anda F-35 denilen uçağın belli parçalarını biz onlara gönderiyoruz. Savunma sanayi alanında devletler teşvik edici olarak özel sektörde yer alıyor. Özel firmalarla kamu kurumları ihtiyaca göre farklı ortaklıklar geliştirebiliyor. Başarı kamunun imkanlarıyla özel sektörün tecrübesiyle birleştirince ortaya çıkıyor."

TANK PALET FABRİKASI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tank Palet Fabrikası ile ilgili olarak şu açıklamada bulundu:
"Türkiye olarak bir süredir bu konuda çalışmalar yürütüyoruz. Sakarya'daki 1'nci Ana Bakım Fabrikası'na ilişkin çalışma bunlardan biridir. 19 Aralık'taki Cumhurbaşkanlığı kararının ardından bazı kesimler bu konuyu istismar etmeye başladı. Milli projeleri sabote edenler, şimdi aynı tavrı bizlere, bizim çalışmalarımıza karşı sergiliyorlar. Bir avuç yabancıya mahkum edenler, şimdi çıkmışlar bizim politikamızı eleştiriyorlar. Bu provokasyonun başını da Türkiye'deki adı anamuhalefet, CHP çekiyor. Terör örgütleriyle aynı kaynaklardan beslenen, ülkenin menfaatine olan böyle bir meselede yerli ve milli tavır beklemiyoruz. Bu yanlış olur. 16 yıldır iktidarlarımızda böyle bir şey onlardan görmedik. Bundan sonra da göreceğimizi ummuyoruz, tarihte olmamıştır. Ülkemizin ürettiği İHA ve SİHA'lardan rahatsızlık duyan vekillerin bulunduğu bir parti, farklı davranamaz. Tank Palet'te çalışan kardeşlerim başta olmak üzere hiç kimsenin CHP'nin yalanlarına itibar etmediğini biliyorum. Öncelikle fabrikamızın satılması yalanını uydurarak böyle bir durum olmadığı halde, böyle bir şey söz konusu değil. Buna inananlara üzülüyorum. Tayyip Erdoğan böyle bir yola tevessül etmemiştir bugüne kadar, bundan sonra da etmez. Bu CHP zihniyeti neyin satılacağını, neyin işletmeye açılacağını bu işlerden anlamaz. SEKA'yı özelleştirdik, orayı özelleştirdiğimiz zaman o zamanın genel başkanları eylemler yaptılar, yanlış yapıyorsunuz dedim, biz burayı özelleştiriyoruz yakın bir zamanda müze olacak burası, çalışanları da istihdam edeceğiz kamuda dedim. Çalışanları Kocaeli Belediyesi'nde istihdam ettik. Ama bütün açık alanlar bahçeler Kocaeli halkının piknik alanları haline geldi. Şu anda Arifiye'deki mevcut personelin tasfiyesi, işinden edilmesi söz konusu değildir. Kısa süre önce Milli Savunma Bakanım oraya gitti, yemek yediler. Onlara çeşitli açıklamalarda bulundular. Burada çalışan kardeşlerimiz özlük haklarında eksilme olmayacaktır. Aldığımız karar, fabrikamızın gücünü arttırmaktır. Neden BMC bu yatırımı yapıyor? İşte bu BMC, Arifiye'nin işletmesini 25 yıllığına alan dev, güçlü bir firmadır. Zira orada yapılacak olan işler arazideki her türlü taşınmazın, her türlü teçhizatın mülkiyeti devlete aittir, öyle kalacaktır. Oraya yeni yatırımlar yapılacaktır 40-50 milyonu bulacak bu yatırımlar. Bunları yapacak bir firmaya karşı daha adım atılmadan bu tür gösterilere girmek çok yanlış, çirkin. Bu tür şeylere de kusura bakmasınlar biz prim vermeyiz. Burada yapılan iş özelleştirme de değildir, işletme hakkının belli şartlar dahilinde BMC'ye devredilmesidir olay. Bu firma mevcudu korumakla kalmayacak, yeni yatırımlarla fabrikayı güçlendirecektir. Bu sürecin sonunda Silahlı Kuvvetlerimiz de kazançlı çıkacaktır. Kaybeden, yalan, kışkırtma ve iftira üzerinden siyaset yapmaya çalışan kifayetsizler olacaktır. Buradan Arifiye'deki yanlışlar içine girenlere sesleniyorum, burası bütünüyle bittiğinde 10 bine varan bir istihdamı sağlayacaktır. Böyle bir adımı atan bir firmanın oradaki işçilerin önünü kesmesi mümkün mü? Bu tür yanlışların içine girmesinler, buna Sakaryalı da müsaade etmez."

BAKAN VARANK: AMAÇ, YERLİ VE MİLLİ OLANI MARKA HALİNE GETİRMEK

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Bakan Varank ise, "Amacımız uluslararası şirketlere taşeronluk yapmak değil, yerli ve milli olanı marka haline getirmektir. Türkiye'ye teknolojik üstünlük kazandıracak projelere tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Şu anda dünyadaki sınıfının en iyisi İHA ve SİHA'ları üreten Türk firmaları var. BMC'nin tesisi de bu konuda büyük rol oynayacak. Bakanlığımız gurur veriri proje için BMC'nin yanında durdu. Burayı BMC adına Karasu münferit entegre alanı olarak ilan ettik. Savunma sanayi sistemleri dizel motorların üretimine dönük proje bazlı destekler verdik. BMC projesiyle birlikte 10 bin vatandaşın istihdam edilmesi bekleniyor. Amacımız bu ve benzeri yatırımları çoğaltmak. Bu yatırımı bizler için değerli kılan son özellik ise ülkemize ve ekonomiye duyulan güvenin göstergesi olması" dedi.

BAKAN AKAR: YERLİ VE MİLLİLİK ZORUNLULUK HALİNE GELDİ

Bakan Akar ise terörle mücadelede savunma sanayinin üstün teknolojisinin öneminin büyük olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Savunma sanayi önemini arttırıyor. Terörle mücadele çalışmalarında elde edilen çalışmalarda savunma sanayinin, üstün teknolojinin önemi büyüktür. Mehmetçik kan dökerken savunma sanayi çalışanları da fabrikalarda ter döküp, Mehmetçiği desteklemişlerdir. Başarının olmazsa olmazı savunma sanayidir. Yerlilik ve millilik olmazsa olmaz, zorunluluk haline geldi. Türkiye kendi silahlarıyla başarılı olmaya mecburdur. Coğrafya ne kadar kaderse Türkiye de bu coğrafyanın kaderidir. Terörle mücadelenin son safhalarında gördük. Yıllarca topu, tankı milli imkanlarla üretemediğimiz için yıllarca dışarıdan bekledik, durduk. Kendi göbeğimizi kendimiz kesecek şekilde gerekli tedbirleri almaya başladık, alacağız. Bu anlayışla burada yapılacak tesisteki araştırma çalışmalarında yabancı firmaların teknolojilerine bağlı olmadan özgün üretim gerçekleştirilecektir."
BMC Yönetim Kurulu Üyesi Taha Yasin Öztürk, Türkiye’nin özgün tasarım ürünü üçüncü nesil ana muharebe tankı Altay Seri Üretim Projesi'nin hayata geçtiğini belirtti. Milli ve yerli Yüksek Hızlı Tren ve metro projelerinin planlanmasında da hızla ilerlediklerini belirten Öztürk, şöyle konuştu:
"50 yılı aşkın köklü geçmişi, 80 ülkeye gerçekleştirdiği ihracatı, kuruluşundan bugüne 300 bin adedi geçen araç üretimi ile Türkiye'nin önde gelen ticari ve askeri araç üreticilerinden biri olan BMC, lider, yerli ve milli olmanın gururuyla geleceğe doğru yol almaya devam ediyor. Bugün 3 bin çalışanımız askeri zırhlı araç, askeri taktik ve lojistik araç, tank, otobüs, ticari araç, raylı sistem ürünleri, kara ve hava motorları ve şanzıman alanlarında onlarca farklı üründen oluşan bir portföy ile ülkemize ve dünya ülkelerine hizmet veriyoruz. Büyüyen hayallerimiz, artık mevcut tesislerimize sığmıyor. Burada Sakarya Karasu'da gelecek 50 yılı inşa etmek ve Sayın Cumhurbaşkanımızın çizdiği vizyon ve hedefler doğrultusunda, milli ve yerli mühendislik ve üretim yetenekleri ile Türkiye ve Katar başta olmak üzere dünyada birçok ülkeye hizmet verebilmek için 222 hektar alan üzerine kurulu ve fazlar halinde toplam 500 bin metrekare kapalı alana ulaşacak olan BMC Üretim ve Teknoloji Üssü’nün temellerini atıyoruz. 2023 yılına kadar üretim ve teknoloji üssümüz tamamlandığında, tüm faaliyetlerin toplamında yaklaşık 10 bin kişilik bir istihdam sağlayacak ve ülkemiz ekonomisine yıllık 5 milyar dolar katma değer üretecektir. Yıllık ihracat hedefimiz ise yaklaşık 1 milyar dolar seviyesinde olacaktır. Tesisimizin bugün temelini atacağımız birinci fazı, yaklaşık 100 bin metrekarelik bölümünü kapsamaktadır. Çok yoğun bir çalışma ile 2019 yılı sonuna kadar tamamlanıp, 2020 yılı başında faaliyete geçecektir."

NE OLMUŞTU?

20 Aralık'ta Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile ilgili Cumhurbaşkanı kararıyla Sakar'yadaki Tank Palet Fabrikası özelleştirme kapsamına alındı. Karara göre, mülkiyeti Hazine’ye ait, Milli Savunma Bakanlığı’na (MSB) tahsisli Sakarya Arifiye Hanlıköy Mahallesi’nde bulunan 1 milyon 804 bin 131 metrekare büyüklüğündeki taşınmaz ile üzerinde bulunan MSB Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü 1. Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü işletimindeki mal ve hizmet üretim birimleri (fabrika) özelleştirme kapsamına alındı.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler