Nefes aldırmayacak

Erdoğan’ın açıkladığı manifestoda, Saray’da kurulacak izleme-değerlendirme sistemiyle, belediyeleri üzerindeki baskının artacağı belirtiliyor. Sistem AKP’ye de kurulacak.

Yayınlanma: 01.02.2019 - 21:45
Abone Ol google-news

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı 11 maddelik yerel seçim manifestosunda, tüm belediyelerin planları, projeleri, yatırımları ve hizmetlerinin takip edilmesi için Cumhurbaşkanlığı bünyesinde izleme-değerlendirme sistemi kurulması hedefi dikkat çekiyor. AKP’nin bu yolla muhalif partilerde olan belediyelere yönelik “kayyım” uygulaması, kendi belediyelerinde “istifa ettirme” politikasını derinleştireceği belirtiliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün açıkladığı ve partisinin yerel seçim hedeflerinin yer aldığı 11 maddelik manifestosunda, belediyelerin izlenmesiyle ilgili bölümü, tüm yetkileri elinde toplayan Saray’ın yerel yönetimleri de “fiili olarak kendisine bağlama” modelini gündeme getirdiği yorumuna neden oldu.

Erdoğan, “Bakanlıklarımızdan en küçük belediye birimlerimize kadar, şehirlerimizle ilgili tüm planları, projeleri, yatırımları, hizmetleri bu strateji belgeleri üzerinden takip edeceğiz. Kısa vadeli hedefleri her yıl, orta vadeli hedefleri belediye başkanlarımızın dönemlerinin bitiminde, uzun vadeli hedefleri de ülkemizin 2023, 2053, 2071 vizyonlarıyla bağlantılı şekilde değerlendireceğiz. Bu süreçleri tüm belediyelerde takip etmek için Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bir izleme-değerlendirme sistemi kuracağız. Merkezi yönetim birimlerimizin 81 ilimizdeki yatırımlarının takibiyle ilgili bir sistemi zaten kurmuştuk. Bu sisteme, belediyelerimizi de entegre edeceğiz” derken, AKP’li belediyelerin yakından takibi için benzer sistemin AKP Genel Merkezi’nde de faaliyete geçirileceğine dikkat çekti.

Ayrım yapılmayacak

Manifestoda, Cumhurbaşkanlığı’nda kurulacak izleme-değerlendirme sistemiyle ilgili bir ayrım yapılmaması, iktidar ya da muhalefette olup olmadığına bakılmaksızın tüm belediyeleri kapsayacağı şeklinde yorumlandı. Cumhurbaşkanlığı’nda tüm belediyelerin takip edilmesinin yalnızca planları, projeleri, yatırımları ve hizmetleriyle sınırlı kalmayacağı, özellikle muhalefet partilerinin elinde olan belediyelere baskı aracı haline dönüşebileceği kaydediliyor.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından getirilen OHAL kapsamında çıkarılan kararnameyle “terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık” gerekçesiyle belediye başkanları, başkan vekilleri ve meclis üyelerinin görevden uzaklaştırılarak yerlerine kayyım atanmasının önü açılmıştı. AKP hükümeti, bu düzenlemenin hemen ardından bölgede HDP’li belediye başkanlarını görevden alarak yerlerine kayyım atamıştı. Cumhurbaşkanlığı’nda oluşturulacak takip sistemiyle Erdoğan’ın hem muhalefetin elinde olan belediyelere kayyım ataması hem de İstanbul ve Ankara’da yaptığı gibi istemediği AKP’li belediye başkanlarını istifa ettirme politikasını daha kolay yapabileceği kaydediliyor.

Cumhurbaşkanlığı’nda oluşturulacak izleme-değerlendirme sisteminin hangi hukuki çerçevede oluşturulacağı, izleme ve değerlendirme sonrasında belediyelere yalnızca tavsiyelerde mi bulanacağı yoksa yaptırım yetkisinin olup olmayacağı ise henüz bilinmiyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler