CHP'li Öztrak: Bakanların ellerinin oy çuvalları içinde ne işi var?

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, seçimlere müdahalenin açık hale getirilmeye çalışıldığına dikkat çekerek "Atanmış ama partili olan Adalet Bakanı'nın, İçişleri Bakanı'nın elleri oy çuvallarının içinde ne aramaktadır?" diye sordu.

Yayınlanma: 06.04.2019 - 13:37
Abone Ol google-news

<video:1332758>

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.

Ülkede seçim ve itiraz sürecinin güvencesinin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) olduğunu hatırlatan Faik Öztrak, ''Milli iradenin sandığa eksiksiz yansıması YSK'nın, yani yargıç teminatı altındadır. Ama YSK hakimleri iktidar partisinin talepleri doğrultusunda hareket etmeye başlarlarsa ciddi bir sorun olur. Kurulun, yasaları, kendi içtihatlarını, teamüllerini ve bir önceki seçimde aldığı kararları yok saydığını görüyoruz. Kurul bunları yok sayıp AK Parti'nin taleplerine göre elbise biçmeye çalışmaktadır. Bu, ülkede hukuk güvenliğinin kalmadığını gösterir'' diye konuştu.

"BİZ SAYIMIN KÖTÜ NİYETLİ TALEP EDİLMESİNDEN RAHATSIZIZ"

Hukuk güvenliğinin, sandık güvenliğinin teminatı olduğunu vurgulayan Öztrak, şöyle konuştu:
''Bu nedenle hakimler de kurullar da iktidar önünde eğilip bükülmemelidir. Kurulu uyarıyorum; yaptıklarınızla ülkede milli irade hırsızlığının önünü açan bir kurul haline geliyorsunuz. Demokrasinin, hukuk devletinin katlinin önünü açıyorsunuz. YSK'ya itiraz elbette haktır. Bizler de tüm vatandaşlarımızın oylarının doğru sayılması ve millet iradesinin eksiksiz tecellisi konusunda son derece hassasız. Ama hukuka, teamüllere, bugüne kadar alınan kararlara aykırı, hukuki dayanağı olmayan itirazlar ve bunların kabulü, seçimi de seçim sonrasındaki itiraz sürecini de şirazesinden çıkarır. Biz sayımdan değil, sayımın kötü niyetli ve hukuksuz bir biçimde talep edilmesinden, YSK'nın bu hukuksuzluğa yol vermesinden rahatsızız.''

"AKILLA MANTIKLA BAĞDAŞMAZ"

7 kişilik sandık heyetinin içinde 2 devlet memuru, 2 Cumhur İttifakı gözlemcisiyle oyların sayıldığını söyleyen Öztrak, ''AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, sadece İstanbul'da sandıklarda 280 bin kişiden fazla insanı görevlendirdiklerini söylemişlerdir. Bu kadar adamın gözü önünde 4 üyesinin de iktidar partisine yakın olduğu bir sandık kurulunda 'iktidar aleyhine usulsüzlük var' dediğiniz zaman buna herkes güler. Bu akılla, mantıkla bağdaşmaz. Varsa, buna bu 4 kişi muhakkak şerh koyar. Ama öyle gözüküyor ki sandık başında düşülen özellikle geçersiz oylarla ilgili herhangi bir şerh yoktur. Benim AK Parti Genel Başkanı'na tavsiyem, milletin oylarıyla uğraşacağına bunlardan sorumlu olanların hepsinin görevlerine son vermesidir. İktidar şerh düşülmemesine rağmen sandıkların tekrar sayılmasını istemiştir. Bu hukuki değildir. Oy çuvallarının mühürleri sökülmüştür. Oyların namusu müdahaleye açık hale gelmiştir" dedi.

Seçimin ardından AKP il başkanları ve parti genel başkan yardımcılarının 'demokrasi tarihinin en şaibeli seçimi' diyerek sonuçları itibarsızlaştırmaya çalıştıklarını ifade eden Öztrak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"BAKANLARIN ELLERİ OY ÇUVALLARININ İÇİNDE NE ARAMAKTADIR?"

Atanmış ama partili olan Adalet Bakanı'nın, İçişleri Bakanı'nın elleri oy çuvallarının içinde ne aramaktadır? Bu nasıl bir seçim sürecidir? Dolmabahçe'de Cumhurbaşkanı'nın başkanlığında yapılan ve Ak Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayının da katıldığı toplantıya hangi bakanlar katılmıştır? Bu bakanlara orada hangi talimatlar verilmiştir? Anlaşılan seçim kaybedilince bu durum için planlanmış bir senaryo seçim akşamından itibaren yürürlüğe konmuştur. Sayın Binali Yıldırım önce kaybettiği seçimi kazandığını ilan etmiş, ardından İstanbul'a afişler asılmıştır. Sonra bakanlar ve YSK devreye sokulmuştur. Amaç, oyları çalamayınca milletin iradesini çalmaktır. Seçimden önce en güvenilir seçimler bizde diyenler, sandıklardan Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu çıkınca seçimlerde şaibe var demeleri traji komiktir. Seçimden önce önlerine her gelene 'terörist' damgası vuranların şimdi de seçim sandıklarında görevlilere baskı yapmak amacıyla onlar hakkında terörist soruşturması, terörle ilgili olduklarına dair soruşturma yapılması kabul edilemez. Bu bir demokrasi ayıbıdır. Siz nasıl baskı yaparsınız? Açıkçası bu tehdittir. Seçim güvenliğinin ayaklar altına alınmasıdır. 'Hukuk süreci devam ediyor' dedikleri süreç, hukuksuzluğun daniskasına dönüşmektedir. Milletimizin iradesine masa başında müdahale etmenin önü açılmaya çalışılmaktardır. Sivil darbe sürecinin sandığa uzanmasına izin vermeyeceğiz. Oy namustur dokundurtmayacağız. Kazandığımız seçimi de çaldırmayacağız.

"EKREM İMAMOĞLU, 17 BİN 919 OY FARKIYLA ÖNDEDİR"

Öztrak, milletin sandıkta Ankara'da ‘Mansur Yavaş’, İstanbul'da da ‘Ekrem İmamoğlu’ dediğini söyleyerek, şöyle devam etti:

''İstanbul'da saat 12.30 itibarıyla elimizdeki, yani bizim örgütlerimizin takip ettiği verilere göre sayım yapılan 31 bin 186 sandığın 15 bin 209'unda, yani yüzde 49'unda yeniden sayım işlemi bitmiştir. YSK'nın son verilerine göre ise Sayın Binali Yıldırım'ın aldığı oy 4 milyon 153 bin 582'dir. Sayın Ekrem İmamoğlu'nun aldığı oy ise 4 milyon 171 bin 501'dir. Sayın Ekrem İmamoğlu, 17 bin 919 oy farkıyla öndedir. Kalan sandık sayısı da mevcut sayımda ortaya çıkan eğilimlerde sistemli bir hata olmadığı ve normal koşullarda bu farkın kapanamayacağını göstermektedir. Biz oyların yeniden sayılmasından korkmuyoruz, müdahale olmazsa sonucundan da bu sonucun değişmeyeceğinden de eminiz. Ama bu işin bir hak arama sürecinin farklı maksatlarla istismar edilmesine ve hukuksuzluğa dönüştürüldüğünü, millet iradesine kurulan kumpasın parçası haline getirilmek istendiğini de görüyoruz. Bu nedenle hukuka aykırı yeniden sayım sürecinde çok dikkatli olmak zorundayız."

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon