YSK'nin İstanbul kararına şerh koyan üyelerin dikkat çektiği noktalar

YSK'nin İstanbul kararına şerh koyan üyelerin dikkat çektiği noktalar şöyle: İddialara dair kanıt yok. Örgütlü bir hareket bulunmuyor. Başkanın kamu görevlisi olması şart değil. Benzer itirazlar reddedilmişti. 601 kısıtlı seçmen iptal nedeni olamaz.

Yayınlanma: 22.05.2019 - 21:09
Abone Ol google-news

YSK Başkanı Sadi Güven'in haricinde 3 üye YSK'nin İstanbul seçimlerine iptal kararına şerh koydu. Üyelerin yazdığı karşı oy yazılarından öne çıkanlar şöyle:

<haber-dikey:1405831,1405843,1405815,1405627>

İTİRAZ DİLEKÇESİNDE SOMUT KANIT YOK

İstanbul seçimlerine ret oyu kullanan 4 üyeden biri olan Kürşat Hamurcu ise şerh gerekçelerini şöyle açıkladı: "İtiraz edenin 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 112 ve 130 uncu maddelerine aykırı olarak itiraz dilekçelerinde iddialarını ispata yönelik, somut, açık ve doğrudan ulaşılabilir kanıtlarını bildirmemesi;

Sandık kurullarının teşkiline ilişkin itirazların seçim takvimi içerisinde tamamlandıktan sonra 2 Mart 2019 tarihinde kesinleştirilmiş olması;

Bazı sandık kurullarında sandık kurulu başkanının kamu görevlisi olmaması halinde bu durumun seçim sonuçlarına ne şekilde etki yaptığının somut ve açık olarak ortaya konulmaması karşısında, bu hususların seçimin iptaline gerekçe olamayacağından, 31 Mart 2019 Pazar günü İstanbul ilinde yapılan Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı seçimin iptali ve yenilenmesine karar veren çoğunluk görüşüne katılmıyorum."

ÖRGÜTLÜ BİR HAREKET TESPİT EDİLMEDİ

Karşı oy kullanan bir diğer üye Cengiz Topaktaş da iptal kararının ‘Sandık kurullarının kanuna uygun bir şekilde oluşturulmadığı’ gerekçesine dayandığını söyledi. Sandık kurulunun kamu görevlisi olması gereken sandık başkanı ve bir üyesinin kanunda belirtilen usule göre belirlenmemiş olmasının mutlak ve başlı başına bir iptal nedeni olup olmadığının tartışmalı olduğunu söyleyen Topaktaş, itiraz nedeniyle yapılan araştırmada da seçim sonuçlarının bir parti lehine değiştirilmesi için örgütlü bir şekilde hareket edilmediğini söyledi.

Topaktaş, oyların yeniden sayımı sonucunda da her zaman yapılabilen maddi ve olağan hataların dışında bir hataya rastlanmadığını söyledi. Topaktaş, “İki kez yapılan sayım sonuçlarının tanınmaması ve sırf sandık kurulunun oluşumundan hareket edilerek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptaline karar verilmesi kabul edilemez bir durumdur.” dedi. Seçmenlerin sandık kurulunun oluşumuna itiraz etmeleri ve sandık kurulunun nasıl oluşturulduğunu bilmelerinin mümkün olmadığını söyleyen Topaktaş, “Seçmenler Anayasa gereğince kendilerine tanınan seçme hakkını kullanarak oy vermişlerdir. Sandık kurulunun oluşumunda bir hata varsa bunun sorumluluğu seçmenlere yüklenemez” dedi.

'BAŞKANIN KAMU GÖREVLİSİ OLMASI MUTLAK KOŞUL DEĞİLDİR'

Karşı oy kullanan bir başka üye Yunus Akın ise sandık kurulu başkanının belirleme aşamasında kamu görevlisi olmasının benimsediğini, ancak kanun maddesinin devamında bu şekilde belirlenen başkanın ve memur üyenin oy verme günü göreve gelmemesi halinde siyasi partilerin bildirdiği beş üyeden en yaşlı olanın kurula başkanlık edeceğini öngördüğünü söyledi ve “Sandık kurulu başkanının kamu görevlisi olması mutlak bir koşul değildir” dedi. Olağanüstü itiraz dilekçesini hatırlatan Akın “Belgeler arasında kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanları hakkında; oy verme günü kanunun verdiği yetkilere dayanarak yaptıkları işlemler, aldıkları tedbirler ve kanunun koyduğu yasaklara aykırı davranışları nedeniyle sözlü ya da yazılı bir başvuruda bulunulduğuna veya 112. madde uyarınca seçim kurullarına itiraz edildiğine ilişkin bir belge sunulmadığı gibi, itiraz dilekçesinde de sandık numarası ve isim belirtilmek suretiyle somut bir olayın mahiyetinden bahsedilmemiştir.” dedi.

Akın, Yüksek Seçim Kurulu, geçmiş seçimlerde benzer sebeplerle yapılan itirazlar üzerine verdiği kararlarda benzer gerekçelerle seçimlerin iptali talebini reddettiğini söyledi.

Akın, “İlçe seçim kurulu başkanının kusur ve ihmaliyle sandık kurulu başkanının kanuna aykırı belirlenmiş olması nedeniyle Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle teminat altına alınan seçme hakkının özünü ortadan kaldıracak şekilde o sandıklarda kullanılan oyların geçersiz sayılması hukuken mümkün olmadığından olağanüstü itirazın bu sebeple de reddi gerekmektedir” dedi.

‘601 KISITLI SEÇMEN İPTAL NEDENİ OLAMAZ’

Akın, haklarında kısıtlama kararı kesinleşenlere ait bilgilerin, kararı veren mahkemelerce UYAP sistemine girilmemesi nedeniyle Adalet Bakanlığınca gönderilen listelerde ismi yer almayanların sandık seçmen listesinde oy kullanabilir durumda görülmeleri nedeniyle seçim kurullarına yüklenebilecek bir kusur olmayacağını söyledi. İstanbul’un toplam seçmen sayısının 10 milyon 560 bin 963 olduğunu söyleyen Akın, 601 kısıtlı seçmenin oy kullanmış olmasının seçimin iptalini gerektirecek bir usulsüzlük olarak değerlendirilmesinin mümkün olmayacağını söyledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler