CHP'den MHP'ye: Bu sözler hakkında ne yorum yapacaklar?

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, toplantı sırasında kameraların karşısına geçerek açıklama yaptı. Faik Öztrak, Düzce'deki sel felaketine değinerek, "Derhal bölgenin afet bölgesi olarak ilan edilmesi gerekiyor. Sel felaketi yaşayan vatandaşlara psikolojik destek için acil tedbirler alınması gerekiyor. Evleri ve işleri zarar gören vatandaşların vergi, kredi gibi borçlarının ertelenmesi lazım ve hasar tespit çalışmaları hızla yapılmalı, vatandaşların kayıplarının telafisi, sel sonucu oluşan çamur yığınlarının hızla temizlenmesi gerekiyor" dedi.

'HUKUK DEVLETİNDEN NASIL UZAKLAŞILDIĞINI İZLEDİK'

TBMM’nin 1 Ekim’e kadar tatile girdiğini hatırlatan Öztrak, "Böylece 24 Haziran 2018 seçimlerinden sonra kurulan tek adam rejiminde Meclis'in yemininden sonraki ilk yasama yılı sona ermiş oldu. Daha güçlü bir kuvvetler ayrılığı iddiasıyla getirilen bu sistemin tek bir kişiyi güçlendiren rejim olduğu, bu yasama yılının sonunda tecrübeyle ortaya çıktı. Son anayasa değişikliği ile TBMM’nin yetkilerinin nasıl kısıtlandığını, gazi meclisin nasıl etkisizleştirildiğini, kuvvetler ayrılığı ilkesinin fiilen nasıl ortadan kaldırıldığını hep birlikte gördük. Yine bu dönemde çağdaş demokratik standartlardan, hukuk devletinden nasıl uzaklaşıldığını da hep beraber izledik" dedi.

'100 ÖNERGEDEN SADECE 6'SI ZAMANINDA CEVAPLANMIŞ'

Parlementonun 21'inci döneminde milletvekillerinin iktidara sorduğu her 100 yazılı sorudan 87'sinin zamanında cevaplandırıldığını anımsatan Öztrak, "AK Parti’nin iktidar olmasından sonra 22'nci dönemde bu oran 63'e gerilemiş, 23’üncü dönemde yüzde 50’ye düşmüş, 24'üncü dönemde yüzde 22'ye, 25'inci dönemde de yüzde 7'ye kadar gerilemiş. 26'ncı dönemde yüzde 11 olmuş, 27’nci dönemde ise bugüne kadar milletvekillerinin iktidara sorduğu her 100 önergeden sadece 6’sı zamanında cevaplanmış. Soruların yüzde 33'ü zamanı geçtikten sonra yanıtlanmış, yüzde 55'ine ise yanıt yok" şeklinde konuştu.

AHMET DAVUTOĞLU'NUN KATILDIĞI PROGRAM

Konuşmasında iktidarın kendisini eleştirenleri susturmaya çalıştığına dikkat çeken Öztrak, gazetecileri fişleyen SETA raporuna değindi. SETA raporunun bir utanç belgesi olduğunu savunan Öztrak, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bir radyo programına katıldığını belirterek, "Röportajı yapan gazetecilerin radyodaki programı jet hızıyla yayından kaldırıldı. Gazeteciler işinden oldu. Çalıştığı radyoyu eleştiren bir başka gazeteci de radyo ile yollarını ayırdı. Saray, eski Başbakan'ın eleştirilerine daha tahammülü yok. RS FM Rusya'nın Sesi Radyosu'nda yaşananlar, Türk ve Rus sarayları arasındaki şahsi dostlukların ulaştığı seviyenin ve basın özgürlüğü konusundaki ortak anlayışlarının en büyük örneklerinden birisi oldu. İktidar kendi içindeki çatlamanın hızlanmasından korkuyor. Korku arttıkça da kendisine muhalefet edenler üzerindeki baskısını artırıyor" dedi.

"İKTİDARIN KÜÇÜK ORTAĞI BU SÖZLER HAKKINDA NE YORUM YAPACAK"

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın 30 Ağustos Zafer Bayramı için kullandığı ‘'Halkın genelini ilgilendiren bir bayram değildir” ifadelere tepki gösteren Öztrak, "Bu zat Uğur Mumcu'ya, Nazım Hikmet'e, Türkan Saylan'a, Bahriye Üçok'a hakaret eden bir kendini bilmezdir. Yetmiyor Ormancılık Günü ile 30 Ağustos'u aynı kefeye koymaya çalışıyor. Ruh hallerini ve zihniyetlerini her geçen gün ortaya koyuyorlar. 30 Ağustos Ulusumuzun Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde verdiği mücadeleyi zaferle taçlandırdığı bir tarihtir. 30 Ağustom dünyanın tüm mazlum uluslarına yön gösteren Kurtuluş Savaşı büyük zaferimizin yıl dönümüdür. İktidar partisi ne yapacak takip edeceğiz. Ayrıca iktidarın küçük ortağının bu sözler hakkında ne yorum yapacağını büyük bir merakla bekliyoruz." diye konuştu.

'TÜRKİYE ŞAMAR OĞLANINA DÖNDÜRÜLMEK İSTENİYOR'

Soruları da yanıtlayan Öztrak, S-400 hava savunma sistemi sevkiyatının ardından yaptırım tartışmalarıyla ilgili şöyle konuştu:

"ABD'den yaptırım uygulaması ile ilgili son derece farklı görüşler geliyor. Başkan daha önce 'Türkiye ABD'den Patriot almak istedi, biz vermedik, Türkiye S-400’leri almakta haklıdır' derken buna karşılık ABD Senatosu'ndan farklı sesler gelebiliyor. Dolayısıyla bu süreci dikkatle izlemek gerekiyor. Başkan Trump geçmişe de baktığımız zaman birçok şey söylüyor; ama sonuçta farklı bir sonuca da gidilebiliyor. Türkiye’nin kendi savunması için gerekli adımları atma hakkı vardır. Bu konuda uygulanacak ambargoları, yaptırım uygulanmasını gerçekten tasvip etmemiz mümkün değildir. Ama tasvip etmediğimiz bir başka konu da son zamanlarda Türkiye, o yaptırım uyguluyor, bu yaptırım uyguluyor, şamar oğlanına döndürülmek isteniyor. Bunu da hiçbir şekilde tasvip etmediğimizi açık açık ifade etmek istiyorum."