Eren Erdem'den yayın yasağına itiraz

​CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, Beşiktaş’ta gerçekleşen ve 38 insanın hayatını kaybettiği canlı bomba saldırına konulan yayın yasağına itiraz etti.

Yayınlanma: 12.12.2016 - 17:24
Abone Ol google-news

İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliğine yaptığı başvuruda CHP’li Erdem, yayın yasağı kararının soruşturmanın sıhhati için değil, siyasal iktidarın halk nezdinde kusurlu görünmemek adına maksatlı bir şekilde tüm bilgileri saklamak amacıyla uyguladığını belirtti.

“İNSAN HAYATININ DEĞERİNİN OLMADIĞI BİR ÜLKE HALİNE GELDİK”

CHP’li Erdem’in avukatı Onur Cingil aracılığıyla mahkemeye yapılan itiraz dilekçesinde şu ifadeler yer aldı:

“Ülkemiz dün yine kalleşçe bir terör saldırısı yaşadık, İstanbul'un göbeğinde, Beşiktaş gibi yaya ve araç trafiğinin çok olduğu, nüfus olarak kalabalık bir ilçede, hem de bir spor müsabakası sonrası İnönü Stadyumu etrafında patlatılan 2 bomba sonrası 38 sivil ve polis insanımızı kaybettik.

Suruç Katliamı’ndan bu yana, özellikle 7 Haziran 2015 Seçimleri sonrası 1 Kasım 2015 Seçimlerine kadar artan, şehirlerin göbeklerinde, yüzlerce kişiyi bir anda ölümüne sebep olan, büyük çapta, vahşi saldırılar meydana gelmiş, hükümetin iç ve dış politikada yanlış adımları, bir türlü sağlayamadığı güven ortamı ve güvenlik, insanların pisipisine ölmesine sebep olmaları sonrası, bugün her an her yerde ölebileceğimiz, her an bir bomba ile patlatılabileceğimiz insan hayatının değerinin olmadığı bir ülke haline geldik.

“İNSANLARIN GÜVENLİĞİYLE İLGİLİ BİR KONU HİÇBİR ŞEY YOKMUŞ GİBİ ÖRTBAS EDİLEMEZ”

Yayın yasağı kararını veren Mahkeme Hâkimi ve kararı yazan memur da dâhil olmak üzere, kimsenin can güvenliği kalmamıştır. Burada çözülmesi gereken konu terörün bitirilmesi ve tüm ülke vatandaşlarının can güvenliğinin sağlanmasıdır.

Burada yapılması gereken en son şe?y bir yayın yasağı koymak olmalıdır. Zira tüm insanların güvenliği ile ilgili bir konu, hiçbir şey yokmuş gibi örtbas edilemez ve de bir hukuki kavram olan Yayın Yasağı yasada yazılan sınırlar dışında keyfi, hukuka aykırı ve maksatlı bir şekilde verilemez.

Burada ifade edildiği üzere, yayın yasağı kararı soruşturmanın sıhhati için değil, siyasal iktidarın halk nezdinde kusurlu görünmemek adına maksatlı bir şekilde tüm bilgileri saklamak amacıyla verilmiştir.

Oysa ki, belirtildiği üzere, kamuyu yani bizleri güvenliğimiz açısından ilgilendiren, hele ki müvekkil bir milletvekili olduğu da düşünüldüğünde olayla ilgisi bilgisi olması gerektiğinden, bu olayda, kamunun bilgi edinme hakkı engellenmektedir. Sırf siyasi amaçlar için yapılan bu uygulama hukuki bir kararı doğurmamaktadır.

“YAYIN YASAĞI HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜNE AYKIRI!”

Nitekim 5187 Sayılı Yasanın 3/2 Maddesinde "Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlâkının, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, Devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir." denilmekte olup, burada sayılan hususların hiçbiri yayın yasağına sebep oluşturmamaktadır.

Haber Alma Özgürlüğü uluslararası anlaşmalarla da güvence altına alınmış bir Anayasal özgürlüktür. Verilen yayın yasağı kararı kanunda sayılan hiçbir şarta uymadığı gibi, anılan bu özgürlüğü de tam olarak ihlal etmektedir. Zira burada halk doğru bilgileri, en güncel ve en doğru şekilde alması gerekmektedir.

İHMAL VARSA HALK TARAFINDAN HESABININ SORULMASININ SAĞLANMASINDA KAMU YARARI VARDIR

Anılan olay, tüm ülke kamuoyuna damgasını vurmuş bir olay olup, bu terör eylemine yayın yasağı koymak değil, burada neler olduğunu açıklamakta, bilgi vermekte, halkın bilgisine sunmakta, gerçeklerin ortaya çıkmasında, ihmal varsa bunun halk tarafından hesabının demokratik yollarla sorulmasının sağlanmasında KAMU YARARI vardır.

Karar açık bir biçimde hukuka aykırıdır. Kanuni dayanağı bulunmayan, ağır bir biçimde yetki ihlali içeren ve de sansür niteliğinde olan bu karar Müvekkilin Anayasa’nın 26. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi ile güvence altına alınan basın ve ifade özgürlüğüne, hakikati öğrenme, haber ve bilgilere erişme ve yayma haklarına haksız ve ölçüsüz müdahale niteliğindedir.

Nitekim kararla Türkiye Cumhuriyeti'nin bir Milletvekili olan Müvekkilin doğru bilgilere ulaşıp halkı bilgilendirmek, ihmal varsa hesabını sorabilmek, halktan aldığı yetkiyi halkın yararına çözümler üretebilmek hak ve görevi; ayrıca bir vatandaş olarak haberlere erişme ve kanaat sahibi olabilme hakları ihlal edilmiştir.

Ayrıca, yayın yasağı o kadar geniş ve muğlak tutulmuştur ki, tüm bu nedenler birlikte değerlendirildiğinde, verilen karar fahiş bir biçimde hukuka aykırıdır.

Açıklanan nedenlerle, İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 11/12/2016 tarihli ve 2016/7647 D.İş sayılı Beşiktaş'taki Terör Eylemi ve Patlamalarla ilgili yayınların yasaklanması kararına itiraz etmekle, usule, kanuna, hukuka, temel hak ve özgürlüklere aykırı bu kararın kaldırılmasını talep ederiz.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, fazlaya dair her türlü dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydı ile İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 11/12/2016 tarihli ve 2016/7647 D.İş Beşiktaş'taki Terör Eylemi ve Patlamalarla ilgili yayınların yasaklanması kararına İTİRAZ ETMEKLE, usule, kanuna, hukuka, temel hak ve özgürlüklere aykırı bu KARARIN KALDIRILMASINI arz ve talep ederiz. 11/12/2016

?

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler