Göz önündekileri susturmak istiyorlar

Gazeteci yazar Barış İnce yeni katabı 'Çelişki'yi anlattı.

Yayınlanma: 07.06.2017 - 20:19
Abone Ol google-news

-Sizi tanıyabilir miyiz? Kimdir yazar Barış İnce?

12 yıldır yazının içindeyim. Haber de yaptım. Haberleri sunarken de yazarken de içine edebiyat katmayı severim. Yazıyı edebiyattan çok ayırmamaya çalıştım. Yapmaya çalıştığım şey, toplumsal muhalefetin ortak fikirlerini biraz bugüne uyarlamak. Bugünün gençlerinin anlayacağı şekilde sunmak. Teoriyle sokak arasında bağ kurmaya çalışıyorum. Bunu da bize öğreten Gezi oldu. Bugüne kadar bildiğimiz bir şeyi, ‘Kurukahveci Mehmet Efendinin Askerleriyiz’ ya da ‘Bu gaz bir harika dostum’ gibi sloganlarla bir anda tercüme ediverdiler. Gezi mizahı şiddetle alay ediyordu. Baskı ister istemez yaratıcılığı körüklüyor. Ben de faydalandım. Şimdi o tercümeyi yapmaya çalışıyorum

Birgün Gazetesi Yayın Kurulu üyesi gazeteci Barış İnce, “Çelişki” adlı ilk kitabıyla okurlarının karşısında. İnce, Can Yayınları’ndan önceki gün çıkan kitapta, sol muhalefetin içine düştüğü çelişkileri, mizahi bir dille anlatıyor. Kitap baştan sonra ‘Gezi Direnişi’ kokuyor. Kitabını eline almadan iki hafta önce baba oldu. Şimdi çifte mutluluk yaşıyor. İnce ile kitabını, gazeteciliğini ve çelişkileri konuştuk.

-Kitap fikri nasıl çıktı?

Bavul dergideki yazılarımdan yola çıktık. Oradaki tartışmaları daha çok kişiye, özellikle de gençlere ulaştırmak için bir romana dökeyim istedim. Okullar kapanmadan çıkması anlamlı oluyor çünkü insanlar kitabı alıp tatil yerlerine ya da memleketlerine dönüyorlar. Gezi’nin yıldönümüne de denk gelmesi anlamlı oldu. Çünkü birçok insan beni Gezi ile tanıdı.

-Nasıl tanınmıştınız?

Gezi Direnişi sırasında biliyorsunuz Birgün’ün manşetleriyle öne çıkması söz konusu oldu. Ben de benzer uslüpla yazılar yazmaya başladım gazeteye. Ondan önce daha teorik yazılar yazıyordum. Gezi ile insanlara bunları tercüme etmenin de gerekli olduğunu düşündüm. İnsanlar sevdiler. Duvar yazılarını görüyorduk. İnsanların psikolojisini, gençlerin nasıl şarkılar söylediğini, neler konuştuğunu az çok dinleyebildik. Orda duyduğumuz fikirleri hem gazeteciliğe hem de manşetlere taşımaya çalıştık.

-En çok akılda kalan hangi manşetti?

Mesela, ‘Biz de babaannemizi zor tutuyoruz’ diye bir manşet vardı. Erdoğan, saat 14.00 gibi ‘Yüzde 50’yi zor tutuyorum’ diye bir açıklama yapmıştı. Biz de 16.00 gibi gazeteyi basıyorduk. Elimizdeki fotoğrafta, yaşlı teyzeler genç direnişçilere dolma dağıtıyordu. O fotoğrafı görünce çıktı. Çok eleştirildim. Gazetecilik kalıplarına uymadığı söylendi. 4 yıl sonra baktığımda ben doğru yaptığımı düşünüyorum. O günlerde insanlar faşizme, İslamcı baskılara karşı sokağa çıktığında biz de bu baskılardan mustarip olarak çok da soğuk bakamıyorduk hayata. Bir anda isyanın içine giriyorsunuz.

İktidarın büyük derdi

-Bu şartlarda gazetecilik yapmak nasıl bir duygu?

Bazen sürmanşette bazen manşette kendi haberlerimizi yapıyoruz. Biz kendimiz haber olmak istemiyoruz. Toplumsal muhalefetin sesi olmak istiyoruz. Ama kendi sesimizi duyurmak zorunda kalıyoruz. Gazeteciler toplumda göz önünde ve iktidar açısından bütün dert, göz önündeki insanlar kendilerine karşı olmasın. Göz önündeki insanlar susarsa rahat edeceklerini düşünüyorlar. Birgün’den Mahir arkadaşımız 164 gündür özgürlüğünden yoksun. İddianamesi henüz açıklanmadı. Mahir’in yaptığı tek şey Red Hack’in yayımladığı belgelerle ilgili tweet atmak. Dalga geçmiş Bakan damat beyle. ‘FETÖ’nün açıkladığı belgeler üzerinden tweet attın’ gibi saçma bir yorumla içeriye atıldı. Benim dosyalarım şu an Yargıtay’da. ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçlaması var. Yazılardan, manşetlerden yargılandım. Bir de savunma sırasında akrostiş yapmıştım, hırsızlığa dair, ona da dava açıldı. Bir kısmı erteleniyor bir kısmı ertelenmeyecek. Gazeteye açılmış 120 dava var.

-Gazeteciliği bırakmayı düşündünüz mü?

Ben baskılardan dolayı değil de 10 yıldır aynı işi yapmanın verdiği sıkıntıyla bırakmak istedim. Toplumsal muhalefetin içine daha fazla girmek isterim. Ama şu an Birgün’ün ihtiyacı neyse ona bakıyorum.

Gezi’nin ülkesini yaratmak zorundayız

-Kitap ne anlatıyor?

İzmir’de 90’lı yılların sonunda bir çocuğun hikâyesini anlatıyor. Neoliberalizmin tahribatının henüz yaşanmadığı bir dönemi anlatıyor. Hayatı sorgularken kendine yön ve ideal arayan bir çocuk. Topluma bir şeyler vermek istiyor, ama bazı şeyler zor geliyor. Gel gitli, okunması kolay içinde mizah barındıran bir kitap. Çocuk saçmalarken güldürüyor. Yazlıkta İzmir’in kıyılarında geçen bir roman.

-İzmir’e göç etme hayali hakkında ne düşünüyorsunuz?

İzmirliyim. 15 yıldır burdayım. İzmir’i özlüyorum. Her beş yılda bir ‘nasıl döneriz tartışması’ yaşıyoruz. Şu an İzmir’i İstanbul’a çevirmek istiyorlar. ‘İzmir gelişmiyor’ diye bir laf var ki çok tehlikeli. Gelişmek ama neye göre gelişmek? Daha fazla AVM mi? İzmir’e göçmeyelim, her yer İzmir olsun.

-Taze baba olarak geleceğe dair kaygılarınız arttı mı?

Ülkeme dair kaygılarım her zaman var. Nasıl bir ortamda yetişecek çocuğumuz? En azından vicdanım rahat. Elimizden geleni yapıyoruz. Ülkede böyle şeyler olurken ‘Babamız annemiz susmuş, haksızlığa boyun eğmiş’ demeyecekler. Umarım çocuklarımız eşitlikçi, özgürlükçü bir dünyayı yaratır. Ama şu bir gerçek ki bu ülkeyi değiştirmek zorundayız. Gezi’nin ülkesini yaratmak lazım. Gezi neydi? Laiklikti, inançlara saygıydı, kamuculuktu, ranta karşı olmaktı, doğayı korumaktı. Referandum sonuçları nedeniyle şimdi daha da umutluyum. Düşünsenize milyarlarca dolar harcayan, topuyla tüfeğiyle yalan söyleyen bir iktidar yüzde 50’yi zor alıyor. Üstelik sonuç tartışmalı. Her anlamda ‘Hayır’ın kazandığını düşünüyorum.

-Sizin en büyük çelişkiniz ne?

Toplumsal muhalefetle, solla ilgili çelişkilerim var. Toplumsal muhalefete katılmak, solcu devrimci olmak neden zorlaştırılıyor? Dünyayı sıradan insanlar değiştirecek. Neden dilimizi çok zorlaştırıyoruz? Romandaki çocuğun kafasında da bu soru var. Ama çelişkiler iyidir, umut verir, olmalı. Tartışmalıyız, geçmişi küçümseyerek, reddederek değil nasıl daha iyi oluruz diyerek. Eleştiri, devrimci eleştiri olduğunda anlamlı.

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler