Adalet Kurultayı’nda ‘İnançta Adalet’ oturumu: ‘Din istismarı yoksa AKP de yoktur’

Adalet Kurultayı’nda ‘İnançta Adalet’ oturumunda konuşan isimler, Diyanet’in yapısını eleştirirken, laiklik ilkesinin din özgürlüğü için önemine vurgu yaptı.

Yayınlanma: 28.08.2017 - 04:17
Abone Ol google-news

Kurultayın öğleden sonraki bölümünde, KHK ile ihraç edilen Cihangir İslam’ın yönetiminde “İnançta Adalet” paneli düzenledi. Panelde söz alan konuşmacılar, şu görüşleri dile getirdiler:

İhsan Eliaçık (Antikapitalist Müslümanlar platformunun kurucusu): 15 senedir İslama ve dine hizmet ettiğini iddia eden bir hükümet var. Bu iktidar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç görülmedik şekilde din istismarı yapıyor. İktidardakiler, ranttan, ihaleden başlarını kaldırıp da gençlik nereye gidiyor diye bakmıyor. Bir yerde adalet varsa din vardır, adalet yoksa din de yıkılmıştır. Devlet adamının namaz kılması, oruç tutması, başını örtmesi, müftü nikâhı kıyması, müfredattan evrim teorisini çıkarması değil, 4 şeyi yapmasını bekleriz: İftira atmayacaksın, öldürmeyeceksin, tecavüzde bulunmayacaksın, çalmayacaksın. Bir devlet adamı ceketiyle gelip ceketiyle gitmelidir, miras bırakmamalıdır, tıpkı Hz. Peygamber gibi, tıpkı Mustafa Kemal gibi. Sizler iktidara talipseniz, onlardan daha iyi dini biliyor olmanız gerekir. Eğer inanıyorsanız, onlardan Allah’ın dinini almanız ve onlara bırakmamanız gerekir, eğer İnanmıyorsanız dini onlardan daha iyi biliyor olmanız gerekir aksi halde bu harami saltanatını yıkamazsınız. Adaleti herkes için isteyelim. Müslümansanız Ermeni için, Türkseniz Kürt için, Aleviyseniz Sünni için, öteki için adalet isteyin, Allah sizinle beraber yürüyecektir.”

Tayfun Atay (Cumhuriyet gazetesi yazarı): Diyanet İşleri’nin Türkiye’de karşılaştırmalı din incelemeleri gibi bir motivasyonla hareket ediyor olması gerekir. İslam, Alevilik, semavi dinler, bunların mezhepleri üzerinde konuşmanın ötesinde totemizm konusunun da Diyanet’in bünyesinde ele alınabilmesi gerekir. Diyanet Türkiye’nin resmi din kurumu. Laik bir devletten söz edeceksek Diyanet’in bu ülkede bir inanca, bir tek mensubu olana bile eşit ve tarafsız bakabilmesi gerekir. İnançta adalette tek çözüm laikliktir. Çoğul toplum laikliğidir. Laiklikten başka, farklı inançların içinde yer aldığı bir toplumda inançta adaleti sağlamanın yolu yok. Farklı dinler arasında da devletin kendisini tüm bu gruplara eşit ve tarafsız şekilde sunmasının yolu, devleti yönetenler bir inança sahip olabilirler ama yönetirken belli bir inanca yakınlığın dışında kalabilmeyi tüm inançlara eşit mesafede olmayı başarabilmeliler. Başaramadıkları noktada bir cemaat, devletin içine kadar girip bir inanç doğultusunda devlete hâkim olacak noktaya gelir. Siyaseten dine oynayarak üretilen dinbazlık politikası en büyük zararı dinin kendisine veriyor. O yüzden dinin insanlar nezdinde değerinin konubilmesi için laikliğe ihtiyaç var.

Murtaza Demir (2 Temmuz Vakfı Başkanı): Din istismarı yoksa AKP de yoktur. Diyanet İşleri Başkanlığı kesinlikle kapatılmalıdır. Savcılık sınavını birincilikle kazanan bir yakınım, mülakatlarda sorulan sorular nedeniyle savcı olamamıştır. Mülakatlarda oruç tutulup tutulmadığı, namaz kılınıp kılınmadığı sorulmaktadır. Aleviler eline silah almayacak, mezhep boğazlaşmasının tarafı olmayacaktır.

Fatma Bostan Ünsal (AKP kurucusu/ insan hakları aktivisti): İslam’da hürlük çok önemlidir. Abdullah Gül, doğru olmadığı bir yasa önüne geldiği zaman hür insan davranışı gösterememiş, bir kanunu veto etme davranışı gösterememiştir. Anayasa Mahkemesi’nin bugünkü üyeleri, hür insan davranışı gösterememiş ve OHAL KHK’leriyle önlerine gelen başvuruyu görüşememiştir. Yüzbinlerce insan işlerinden atılmakta, yeniden işe girmekte zorlanmaktadır. İnsanlar sivil ölüme mahkûm edilmektedir.

Pakrat Eskutyan (Agos gazetesi yazarı): Din ve adalet, yan yana hiç düşünemediğim kavramlar. Adalet yapısı gereği kapsayıcıdır. Dinler ise bizatihi bölücüdür, ayrıştırıcı, kutuplaştırıcıdır. Kendilerinden olmayanları münafık, küffar, zındık olarak tanımlamaktadır. Semavi dinleri kurduğumuzda takıyyeyi beraber yaptık. Kurduğumuz dine inananları yanımıza, inanmayanları karşımıza aldık. Siyaset, dini manipüle eden bir araçtır. Dinden adalet beklemeyelim ama dindarlara adaleti nasıl götüreceğimizi konuşalım. Takipçisi olduğum Marksist ideoloji, dinler için ‘toplumun afyonu’ demiştir. Marksizmin iktidar kurduğu ilk ortamda, daha önce sayısız örnekten farklı davranmadı ve inananlara zulüm üretti. Bunun altında eziliyorum. “Cemevi ibadethane midir” diye Diyanet’ten görüş istemek kadar büyük bir aymazlık olamaz. Ermeniler patriklerini seçmek istediğinde buna engeller koymak, aynı aymazlığın ürünüdür.

Kılıçdaroğlu’ndan Eliaçık’a alkış

Panelin sonunda panelistler bir kez daha söz aldı. Eliaçık’ın ikinci konuşmasının sonunda “Herkesi çağıracağız, kimseyi dışlamayacağız, böylece kamu herkese ait olmuş olur, devlet 80 milyonun devleti olur. Ateistlerle, agnostiklerle, bizim gibi düşünmeyenlerle bir araya gelebilmeli, adalet ortak paydasında birleşebilmeli ve bu ülkeyi yeniden kurabilmeliyiz. CHP’li, HDP’li, PKK’li, ateist, agnostik değilim ama bunlarla beraber işin ucundan tutmaya ve adaleti bu ülkede ayağa dikmek için elimizi her şeyin altına sokmaya hazırız” ifadelerini kullandı. Bu sözler Kılıçdaroğlu tarafından da alkışlandı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler