AKP'den Akşener'in 'silahlı eğitim kampları' iddiasına yanıt: İç savaş çığırtkanlığı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in bugün gündeme düşen, "Tokat ve Konya'da silahlı eğitim kampları olduğunu duyuyoruz, bu iddialar söyleniyor" sözlerine tepki gösteren Ünal, "Devlet yerli yerindedir. 24 saat görev yapmaktadır. Böyle bir şey olmaz. Böyle bir şeyi konuşmak her şeyden önce sorumsuzluktur. Bu bir iç savaş çığırtkanlığıdır." dedi.

Yayınlanma: 02.01.2018 - 23:22
Abone Ol google-news

<video:897386>

Şirin Payzın'ın sunduğu 'Ne Oluyor?' programına katılan Mahir Ünal, gündemdeki soruları yanıtladı. Sözcü Gazetesi'nde Saygı Öztürk'ün bugünkü köşe yazısıyla gündeme gelen Meral Akşener'in iddiaları da Mahir Ünal'a soruldu. 

Öztürk bugünkü köşesinde Akşener’in, “Tokat ve Konya’da silahlı eğitim kampları olduğunu duyuyoruz, bu iddialar söyleniyor. Araştırılsın ve bize bilgi verilsin. Bunların seçim döneminde rol alacakları, istenmeyen bir sonuç çıkması halinde karışıklık yaratacakları yolunda yoğun söylentiler var’ dediğini aktarmıştı.

MAHİR ÜNAL: “İÇ SAVAŞ ÇIĞIRTKANLIĞI” - VİDEO

<video:897814>

Mahir Ünal Akşener’i ‘Gündeme gelmek için iç savaş çığırtkanlığı’ yapmakla suçladı.

“Bu nasıl bir sorumsuzluktur. Bu nasıl bir dil” diyen ünal, “Falanca yerde şöyle bir şey yapılıyormuş, filanca yerde Alevilere şöyle yapılacakmış. 12 Eylül öncesinde de falanca yerde komando eğitimi veriliyormuş. Efendim böyle bir şey olamaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yerli yerindedir. 24 saat görev yapmaktadır. Böyle bir şey olmaz. Böyle bir şeyi konuşmak her şeyden önce sorumsuzluktur. Bu bir iç savaş çığırtkanlığıdır” ifadelerini kullandı.

“BURADA KONUŞMAYI BİLE GEREK GÖRMÜYORUM”

Böyle bir şeyi şu anda burada konuşmayı bile gerekli görmüyorum. Maalesef bu yapı abes bir iddiayı ortaya atarak kendini konuşturmayı hedef alıyordu ve görüyorsunuz konu oldu.

“TSK’YA AİT BİR ŞEY ALINMADI”

(15 – 16 Temmuz gecesi bazı silahlar el değiştirdi mi?) O gece her şey hepimizin gözü önünde yaşandı. O gecenin bir ahlakı vardı. Millet o gece, o silahları devlete teslim etti. O gece TSK’ya ait bir şeye el konulmadı, bir şey eksilmedi. Tam tersine emniyet tarafından alındı ve tekrar envantere eklendi. Millet o gece, o silahlara el koysaydı o darbeye kalkışanları infaz ederdi.

“HALKIN ÖZEL HAREKATI” YORUMU: ANAYASAYA AYKIRIYSA DEVLET ONUN KAFASINA ÇÖKER

Parti Sözcüsü Mahir Ünal “Halkın Özel Harekatı” ismiyle kurulan ‘dernekle’ ilgili de açıklama yaptı.

“Halkın Özel Harekatı” diye bir şey olabilir mi diyen Mahir Ünal, şu ifadeleri kullandı:

“Halkın Özel Harekatı diye bir grup çıkıp Anayasa'ya aykırı bir şekilde bir milis olma iddiası ortaya koyduğu anda devlet onun kafasına çöker. Böyle bir şey olmaz.

Biz bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, Osmanlıyı da hatta ve hatta anayasacılığı da bunun içerisine katın. Yaptığınız düzenlemeler herhangi bir sorun çıkarırsa bu düzenlemelerle ilgili yeni düzenlemeler yaparsınız. Zaten yasa yapmak böyle bir şeydir. Bir yasal düzenleme yaparsınız daha sonra yasal düzenlemeyle ilgili bir sorun ortaya çıkarsa, çünkü nas değil. Nihayetinde anayasalar, yasalar süreli şeylerdir zaten. Diyelim ki buradan biz böyle bir şey öngörmüyoruz.”

“Eğer muğlaklığı konuşacaksak çok muğlaklık var konuşacağımız”

Mahir Ünal’a 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün son Kanun Hükmünde Karaname’de yer alan sivillere yargı muafiyeti eleştirisine yönelik çıkışı da soruldu.

Şirin Payzın’ın Abdullah Gül’ün “sivillere yargı muafiyeti” getiren KHK ile ilgili eleştirilerini sorması üzerine Ünal şu cevabı verdi:

“Her şeyden önce sayın Abdullah Gül, Cumhurbaşkanımız’ın yol arkadaşıdır. AK Parti kurucularından değildir. Kurucu milletvekillerindedir. Kurucular kurulu üyesidir. Bizim altını çizdiğimiz şey şu: AK Partililer birbirleriyle medya üzerinden konuşmazlar. AK Parti bir millet hareketidir. Kendi içinde değerleri vardır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Sayın Abdullah Gül’ün özel bir hukuku vardır. Cumhurbaşkanımız Erdoğan yol arkadaşlarından kolay kolay vazgeçmez. Sayın Gül halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı değil. Dolayısıyla daha önceki cumhurbaşkanları gibi tarafsız bir pozisyonda kalmasını anlayabilirim. Ama cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonraki durumlara baktığımızda Sayın Gül’ün belli meselelerde kenarda durması ve kenarda durup hiçbir risk almadan daha steril söylemle konuşması kendi tercihidir. Ama Recep Tayyip Erdoğan her kavganın içerisinde, her riski sonuna kadar alan biri.

Erdoğan ülke için bu mücadeleyi veriyor. Bu mücadele esnasında siz hiçbir açıklama yapmıyorsunuz ama bu meselede açıklama yapıyorsunuz. Kaldı ki yaptığınız açıklama herhangi bir açıklama. Öneri, çözüm ve bakış açısı ortaya koyabilirsiniz ve bu çok kıymetli bir düşüncedir. Bunu medya üzerinden konuşabilirsiniz.

Yani diyorsunuz ki muğlak. Eğer muğlaklığı konuşacaksak çok muğlaklık var konuşacağımız. Yani ilişkiler açısından muğlaklık. Pozisyon alma açısından muğlaklık. Risk alma açısından muğlaklık. O konforlu alanı terk etmeyip, o steril pozisyonda kalma açısından muğlaklık. Biz bunları konuşmuyoruz. AK Parti’nin önemli aktörlerinden biri olarak taban Abdullah Gül’ü risk alan bir aktör olarak görmek istiyor.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler