Demirtaş'ın reddi hakim talebi reddedildi

Selahattin Demirtaş ile HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder’e, 17 Mart 2013’te İstanbul Zeytinburnu’nda gerçekleşen Nevruz kutlamaları sırasında yaptıkları konuşma sebebiyle "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla açılan davada reddi hakim talebini reddeden mahkeme duruşmayı 16 Nisan tarihine erteledi.

Yayınlanma: 16.03.2018 - 11:37
Abone Ol google-news

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder’e, 17 Mart 2013’te İstanbul Zeytinburnu’nda gerçekleşen Nevruz kutlamaları sırasında yaptıkları konuşma sebebiyle "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla açılan davanın üçüncü duruşması bugün görüldü. Çağlayan'daki İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ikinci duruşmasında Demirtaş ve Önder’in avukatları hazır bulundu.  Selahattin Demirtaş savunmasına devam ederken duruşmayı takip etmek üzere, HDP’li Mithat Sancar, Sırrı Süreyya Önder Garo Paylan, Sezai Temelli, Filiz Kerestecioğlu salonda bulundu. Demirtaş, tüm talepleri reddedildiği için reddi hakim talebinde bulundu. Mahkeme başkanı, reddi hakim talebinin duruşmayı uzatmak için yapıldığını, bir sonraki duruşmada Demirtaş’ın savunma yapmaması durumunda ise savunma yapmış olarak kabul edileceğine karar verildi. Duruşma, 16 Nisan 2018 tarihine ertelendi.

SEGBİS ile savunma yapmayı kabul etmeyen Demirtaş, avukatı aracılığıyla duruşmada bizzat bulunmasına dair dilekçe sunmuştu.

"YASAMA SORUMSUZLUĞU"

İddianamede suçlamaya konu olan beyanların “yasama sorumsuzluğu kapsamında” olduğunu değerlendiren Avukat Yıldız İmrek, kuvvetler ayrılığının birbirine etki etmemesi gerektiğini savunmuştu. İmrek, dokunulmazlıkların kaldırılmasının Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek, “Dokonulmazlıklar kaldırılsa bile yasama sorumsuzluğu gözardı edilemez, yargılama yapılamaz. Anayasa'ya göre siyaset yapma hakkı tüm vatandaşlara tanınmıştır. Milletvekilleri ise halkın temsilcisi olarak dokunulmazlığa sahiptir. Dokunulmazlıkların kaldırılması sürecinde mecliste bu ayrım yapılmamıştır. Meclis aritmetiğinin bozulması amacıyla yapılmıştır. Kötü niyetli olarak Anayasa değişikliği yapılmıştır. Bir Anayasa değildir, yasadır. Dokunulmazlıkların kaldırılması süreci yürütmenin yasamaya bir müdahalesidir. Anayasa'nın 85'inci maddesi ihlal edilmiştir" diye konuşmuştu. Dosyanın düşmesi talebinde bulunan İmrek, düşme kararı verilmemesi durumunda ise Anayasa'ya aykırılık açısında dosyanın Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesini istemiş, Avukat Mustafa Erarslan da Demirtaş'ın duruşmaya bizzat getirilmesini talep etmişti

Savcı mütalaasında Demirtaş'ın duruşma salonunda savunmasının alınması ve eksik hususların giderilmesini istemiş, ara kararını açıklayan mahkeme, sonraki duruşmada Demirtaş'ın hazır edilmesine karar vermişti. Duruşma bugün Silivri’deki Alibey duruşma salonunda görülüyor. 

DEMİRTAŞ'IN SAVUNMASI

Duvar'dan Hacı Bişkin'in aktardığına göre Demirtaş, duruşmada iddianame okunmadan önce usule ilişkin konuştu. Davanın düşürülmesi gerektiğini belirten Demirtaş, şunları söyledi: “Bu dava diğer davalardan farklı değil. Bu davanın ayrı görülmesi adil değildir. Anayasanın 83/2 maddesinde  ‘Meclis kararı olmadan dokunulmazlıklar kaldırılamaz, tutuklama yapılamaz’ diyor. Sizin elinizde 6718 sayılı kanun var. Benim elimde Anayasa var. Anayasayı esas almanız lazım. Şu an Anayasaya, yasaya ve Meclis İç Tüzüğü’ne aykırı bir işlem söz konusu. Kişiye özgü kanun yapılmaz. Meclis karar aldığında Resmi Gazete’de yayınlanır, Cumhurbaşkanı onayına sunulmaz. Cumhurbaşkanı Meclis kararına dahil olamaz. Dokunulmazlığımızın kaldırılması Cumhurbaşkanına sunuldu. Dokunulmazlığın özü burada katledildi. Biz dokunulmazlıklarla zırhlı araç siyaseti yapmadık. Burada açıkça kanuna aykırı olarak millietvekillerinin vekilliği düşürüldü, milletvekilleri tutuklandı. Yargının bunu durdurması lazım. Bize açıkça ve aleni bir şekilde ayrımcılık yapılarak, kanun çıkartılarak Anayasa ihlali yapıldı. ‘Dokunulmazlığı tek tek kaldırır, milletekillerinin içeri atarız. Kimse bunu Anayasa Mahkemesi’ne götürmez’ dediler.”

‘DERHAL MECLİS’E GÖNDERİLMESİ GEREKİR’

Demirtaş, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Selim Sadak’la ilgili kararını hatırlatarak, dokunulmazlıkların usulsüz kaldırıldığına dikkat çekerek şunları söyledi: ” AYM Meclis’in 3 kararını denetleyebilir. Milletvekilliğin düşürülmesi, Meclis İç tüzüğü ve dokunulmazlığın kaldırılması. Bizim dokunulmazlığımz Meclis kararı olsaydı her fezleke için kendimizi savunma hakkı olacaktı. Bariz olarak Anayasa suçu işlendi. Yürütmenin başı emir verdi, ana muhalefet başkanı ‘Anayasaya aykırı ama evet’ dedi. Önce bizim Anayasayı korumamız lazım. Mevcut haliyle derhal dokunulmazlığımızın usulüne uygun bir şekilde kaldırılmasına ilişkin ‘dosyamda Meclis kararı yok’ denilerek dosyanın Meclis’e gönderilmesi gerekir.”

"DOKUNULMAZLIKLAR 300 YIL ÖNCE KRALA VE PADİŞAHA KARŞI ÇIKTI"

Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milletvekilinin söz söyleme, siyaset yapma hakkı 83/1 ile güvence altına alınmıştır. Soruşturma makamı soruşturma yapmadan ciddi hata yaptı. Hakkımda 102 fezleke var. Bu 102 fezleke de konuşmalarımdan ötürü hazırlandı. Mahkemeniz parlamentoya yazı yazarak konuşmamın tamamı ‘gönderin’ demeli. Dokunulmazlıklar 300 yıl önce krala ve padişaha karşı çıktı.”

Mahkeme Başkanı “Usule ilişkin söyleyeceğiniz var mı?” diye araya girince Demirtaş, “Benim söyleyeceklerim çok önemli. Acele ediyorsunuz” diyerek tepki gösterdi.

‘ÖRGÜT KURMAK İÇİN ÜÇ KİŞİ GEREKİR’

Demirtaş şöyle devam etti; “Bu dosyayı bir yıl boyunca inceleyen olmadı. Savcı bey de incelemedi. Bugüne kadar yaptığım bütün konuşmaları istemek zorundasınız. Burada yapılması gerek parlementoya yazı yazılarak konuşmamın tamamını istemek ve bu konuşmaları tarafsız bir bilirkişiye göndermektir. Bundan sonra karar mahkemeniz de olacaktır. Adalet Bakanlığı daha önce bu fezlekeyi geri gönderdi. 2014 yılında yine bir fezleke hazırlandı. Adalet Bakanlığı Sebahat Tuncel’in milletvekilliğinin bittiğini söyleyerek beraat verdi.  2015’teki fezlekede ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’ iddiasıyla fezleke hazırlandı. Oysa örgüt kurmak için 3 kişi gerekiyor iki kişi değil. Anayasa’ya göre bir örgütün kurulması için 3 kişiye ihtiyaç vardır 2 kişiye değil.  İki iddianameyle savcılık bizi yargılayamaz. İşte burada bu davanın düşmesi gerekir.”

Demirtaş savunmasına devam ederken mahkeme başkanı, Avukat Ahmet Baran Çelik'i Demirtaş’ın fotoğrafını çektiği iddiasıyla salondan çıkarttı.

Demirtaş konuşmasını tamamladıktan sonra Sırrı Süreyya Önder söz aldı. Önder şunları söyledi: Bugün Newroz haftası sizin ve bütün Ortadoğu halklarının Newroz’unu kutlarım. Newroz piroz be. Söz kısıtlamanız birçok soru işareti uyandırıyor. 6551 Sayılı yasadan (Terörün sona ermesi için yürütülen usül ve esasların sağlanması) bahsetmek istiyorum. Bu yasa kamuoyunda Çözüm Süreci Çerçeve Yasası olarak bilinir. Biz siyasetçi olarak barış sürecinde aktif rol üstlendik. Yine meydanlara giderek barışı savunacağız.

‘İKİ FARKLI İDDİANAME VAR’

Önder’in ardından avukat Arzu Kayaoğlu söz alarak; “Fezlekede örgüt kurmak, iddianamede propaganda yazılmış. İki farklı iddianame var. Hangi iddianameyi okuyacaksınız bilmiyoruz. Yargılama şartları gerçekleşmediği için yargılamanın düşmesine karar verilmesini talep ediyoruz” dedi.

İddiama makamı usule ilişkin yapılan bütün talepleri reddedilmesini talep etti. Mahkeme heyeti de bu taleplerin reddedilmesine karar vererek iddianameyi okundu.

‘İDDİANAMEYE YAZIK EDİYORSUNUZ’

İddianamenin okunmasının ardından Demirtaş söz aldı “Bütün talepleri gerekçesiz bir şekilde reddettiniz. Buradan mahkemenizin konuşmamızdan ve fikirlerimizi beyan etmemizden yargılandığımız anlaşılıyor. Neyle suçlandığımızı bilmiyorum. İddia makamı o cümleden ne anlamış ki? Bunu açıklaması lazım. Bu benim konuşmam değil. Ben anlamıyorum. Ne şekilde bir propaganda yaptım. Bunun somutlaştırılması lazım. Aslında buna iddianame ediyoruz ya. İddianameye yazık ediyoruz. İki faşistin yazdığı şeyi dosyaya koymuş buna iddianame demiş. Faşistler kaçmış biz yargılanıyoruz. Bilirkişi tarafından konuşmamanın tamamının çözümlemesinin yapılmasını, iddianamedeki eklerle birlikte tarafıma tebliğ edilmesini istiyorum. Emniyet tutanağında, ‘17.03.2013 tarihinde Kürt ve Türk halkının barış içinde yaşayacağı…’ yazılmış. Aslında baya barış konuşmuş ama mutlu olduk dememiş.” ifadelerini kullandı.

Demirtaş’ın ardından yeniden Sırrı Sürreya Önder konuştu. Önder, daha önce Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada müşteki olarak yer alan kişilerin duruşma salonunu terk ettiğini hatırlatarak;”İki faşist mahkemeden kaçtıktan sonra mahkeme battal oldu demişim. Ben HDK’nin kurucularındanım. Konuşmamda nerede HDK demişsem HPG diye yazmışlar. ‘Barış sürecini devam ettirmek için elimizden geleni yapacağız’ dedim” diye konuştu.

DEMİRTAŞ'TAN REDDİ HAKİM TALEBİ

İddiama makamı usule ilişkin yapılan bütün taleplerin reddedilmesini talep etti. Aranın ardından mahkeme salonuna girişte avukatların detaylı üst araması istendi. Avukatlar duruma itiraz ettiği için içeri alınmadılar. Demirtaş ise avukatlar gelene kadar duruşmanın başlamamasını istedi. Mahkeme başkanının kararıyla avukatlar içeri alındı. Demirtaş, tüm talepleri reddedildiği için reddi hakim talebinde bulundu. Demirtaş şu ifadeleri kullandı: “Mahkeme heyeti oy birliği verdiği kararda söz kaydının çözümü için bilirkişi oluşturulmasının reddine karar verdi. Ayrıca mahkeme heyeti diğer talepleri de reddederek esas hakkında mütalaaya geçti. Önceki celse verdiğiniz ara kararda ve bu celsedeki kararınızdan anlaşılıyor ki tarafsızlığınızı yitirmişsiniz. Ben böyle bir mahkemenin beni adil ve tarafsız yargılayacağını düşünmüyorum. Bu nedenle gerekçesiz ve usulsüz bir şekilde savunma yapmaya zorladığınız için reddi hakim talebinde bulunuyorum.

Önder ve Demirtaş konuşmalarını tamamladıktan sonra iddia makamı ses kayıtlarının bilirkişi tarafından çözümlemesinin kabulüne, diğer bütün taleplerin reddedilmesini talep etti.  Duruşmaya saat 15.00’e kadar ara verildi.

DURUŞMA ERTELENDİ

Aranın ardından Demirtaş’ın reddi hakim talebi reddedildi. Mahkeme başkanı, reddi hakim talebinin duruşmayı uzatmak için yapıldığını, bir sonraki duruşmada Demirtaş’ın savunma yapmaması durumunda ise savunma yapmış olarak kabul edileceğine karar verildi. Duruşma, 16 Nisan 2018 tarihine ertelendi.

AVUKATLAR ARANMAK İSTENDİ

Duruşmanın ardından mahkeme yeniden başladı. Mahkemenin başında avukatlar elle aranmaya tepki gösterdikleri için duruşma salonuna alınmadı. İtirazın ardından mahkeme başkanı devreye girdi. Mahkeme başkanın talimatı üzerine avukatlar aranmadan salona alındı.

NE OLMUŞTU?

17 Mart 2013 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirilen Newroz kutlamasında HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Sebahat Tuncel ile Sırrı Süreyya Önder konuşma yapmıştı. Davada müşteki olan Cafer Özsoy, Türk Solu Dergisi yayıncısı Gökçe Fırat Çulhanoğlu'nun avukatı olarak biliniyor. Aynı mitingde konuşma yapan Tuncel hakkında Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinde "Propaganda yapmak" iddiasıyla açılan dava beraat ile sonuçlanmıştı. Ardından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Demirtaş, Önder ve Tuncel'in dokunulmazlığının kaldırılması için Adalet Bakanlığına başvuruda bulunmuştu. Yapılan başvuru 25 Haziran 2014 tarihinde Bakanlıkça, hangi suçun oluştuğu belirtilmediği için iade edilmişti. Bunun üzerine savcılık bir kez daha hazırladığı fezlekede "propaganda" suçunun işlendiğini ileri sürerek, tekrardan fezlekeyi Adalet Bakanlığına gönderdi. Ancak savcılık tekrardan hazırladığı fezleke de bu kez "örgüt kurma" suçlaması yöneltmişti. Ancak 9 Ekim 2016 tarihinde hazırlanan iddianamede Demirtaş ve Önder hakkında "propaganda"dan dava açılmıştı. 3 gün sonra ise aynı konuşmaya dair başka bir "propaganda" iddiası ile iddianame hazırlanmıştı. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya yetkisizlik kararı verilerek, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Davanın ilk duruşmasına Demirtaş, getirilmemesi üzerine SEGBİS ile katılmayı kabul etmedi. Önder ise duruşmada hazır bulunmuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler