Başbakan Binali Yıldırım: Medya marjinal tiplere yer vermesin

Başbakan Binali Yıldırım Ankara'daki istişare toplantısında yaptığı açıklamada, sözde din adamlarına ilişkin "Elbette hepimizin, her Müslümanın görevi hakikate ulaşmak. Zira İslam, ebedi hayatımızın bir güvencesidir. Herkesten ve tüm vatandaşlardan beklentimiz, Diyanetin tartışmalar dışında, tartışmaların üstünde tutulmasına hassasiyet göstermesidir." dedi.

Yayınlanma: 16.03.2018 - 17:31
Abone Ol google-news

Başbakan Binali Yıldırım Ankara'da İl Müftüleri Toplantısı'nda konuştu. Yıldırım konuşmasında vatandaşlara din tartışmalarında Diyanet'in açıklamalarının dışındaki açıklamalara itibar etmemelerini söyledi.

Nurettin Yıldız ile bir araya gelen Cübbeli Ahmet: Karşı taraf safları sıklaştırıyor

Tarikatların rant kavgası... Muaviye'ye de FETÖ'cü... Cübbeli Ahmet ve Fatih Nurullah birbirine girdi

Başbakan Binali Yıldırım, "Yeni bir sese, soluğa, üsluba ihtiyacımız var. Hükümetimiz yeni bir adım atarak Diyanet Akademisinin kurulmasına karar verdi. Her şeyin akademisi var. Siyasetin akademisi var. Diyanetin akademisi en önce olması gerekirken maalesef en sona kalmış durumda. Geç olsun güç olmasın ama Diyanet Akademisi çok güzel hizmetlere vesile olacak, buna inanıyoruz. Bir an önce de hayata geçmesi için gerekli gayreti gösteriyoruz" dedi.

 34. İl Müftüleri İstişare Toplantısı, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın oturum başkanlığında sonuç bildirgesinin okunmasıyla sona erdi.

"MÜSLÜMANLARI VE DİN GÖREVLİLERİMİZİ YIPRATAN ÇALIŞMALARA İZİN VERMEYELİM"

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "İslam'a, İslam'ı, Müslümanları ve din görevlilerimizi yıpratan çalışmalara izin vermeyelim. Doğru olan ile yolumuza devam edelim" dedi.

 "İSLAM, KIYAMETE KADAR BÜTÜN HURAFELERDEN, TAHRİFATTAN UZAK TUTULMALIDIR"

Başbakan Binali Yıldırım, "Üzülerek söylemek isterim ki; bazı tartışmalar gözümüzün ışığı gibi korumamız gereken bu teşkilata gölge düşürüyor. İslam ebedi hayatımızın bir güvencesidir. Beklentimiz, Diyanetin tartışmalar dışında, üstünde tutulması. Yazılı, görsel medyaya da önemli görevler düşüyor. Kurumlardan doğru malumat alınmalı. İslam'ı bilmek ve öğrenmek mecburiyetindeyiz. Yüce dinimiz İslam, kıyamete kadar bütün hurafelerden, tahrifattan uzak tutulmalıdır. Hayatın nabzını tutmalı olan bitene müdahil olacak kadar haberdar olmalısınız. Diyanet Teşkilatımızın hiç bir kademesindeki görevli arkadaşımız, bürokratik alışkanlıklara kendisini teslim etmemeli" diye konuştu.

 "HER BOŞLUKTA MERDİVEN ALTI DİN TÜCCARLARI, İSTİSMARCILAR, ÜFÜRÜKÇÜLER, HURAFECİLER ..."

Yıldırım, "Diyanet teşkilatımızın bırakacağı her boşlukta merdiven altı din tüccarları, istismarcılar, üfürükçüler, hurafeciler insanların itikadını bozan, yalan yanlış işler yapacaktır. Bunlar tabiatıyla esas değil istisnadır, azdır ama yine de mide bulandırmaktadır. Aşırı yorumlar bugün İslam dünyasının başına yeni sorunlar açıyor" dedi.

 "YENİ BİR SESE, SOLUĞA, ÜSLUBA İHTİYACIMIZ VAR"

Yıldırım, "Müslümanların iyi niyetini istismar etmeye asla ve asla izin vermemeliyiz. Tarikatların işi irşat etmektir. Tarikatların işi ticaret değildir, siyaset değildir, vatandaşın dini duygularını istismar ederek kendi karanlık menfaatleri uğruna vatandaşları ifsat etmek değildir. Bunun bedelini bu ülke 15 Temmuz'da ödedi. Yıllarca hayır, insanlık için bir milleti İslam dünyasını sömürenler, sonunda gerçek yüzünü gösterdi. Yeni bir sese, soluğa, üsluba ihtiyacımız var" dedi.

 "HÜKÜMETİMİZ YENİ BİR ADIM ATARAK DİYANET AKADEMİSİNİN KURULMASINA KARAR VERDİ"

Yıldırım, "Hükümetimiz yeni bir adım atarak Diyanet Akademisinin kurulmasına karar verdi. Her şeyin akademisi var. Siyasetin akademisi var. Diyanetin akademisi en önce olması gerekirken maalesef en sona kalmış durumda. Geç olsun güç olmasın ama Diyanet Akademisi çok güzel hizmetlere vesile olacak, buna inanıyoruz. Bir an önce de hayata geçmesi için gerekli gayreti gösteriyoruz. İslam'ın dili ve üslubu sade ve anlaşılır olmalıdır. İnsanları dinden soğutmak için değil sevdirmek için görev yapmamız lazım. Baştan korkuyu verirseniz, umutsuzluğa kapılabilir" açıklamasında bulundu.

 "SOSYAL MEDYA SORUMSUZ, HUKUKSUZ BİR ALAN DEĞİLDİR. YANLIŞ CEZAİ BİR SONUÇ DOĞURACAKTIR"

Yıldırım, "Nefret dilinden gençlerimizi uzak tutmaya gayret göstermeliyiz. Sosyal medya sorumsuz, hukuksuz bir alan değildir. Burada yapılacak her türlü yanlış cezai bir sonuç doğuracaktır. Unutmayalım camilerimiz herkesindir. Camilerimiz sosyal hayatımızın merkezidir, kalbidir. Ayrıştırıcı dilden, yanlış imalardan bu nedenle uzak olmalıyız. Diyanet orta yolu temsil ediyor. Onun için her işimiz ve her söylemimizde itidali gözden uzak etmeyelim. Hükümetimiz ayrımcılığın karşısında olmuştur" ifadelerini kullandı. 

İl Milli Eğitim Müdürü: Başı açık öğrencileri görünce sinirleniyorum

 "HAKİKATİ DAHA GÜR BİR SESLE DİLLENDİRMELİSİNİZ"

Esas mesele itikattır diyen Yıldırım, "Temel itikatı doğru almayan insanlar yanlış eğilimlere yöneliyor. Benim önerim, din görevlilerimizin, cami cemaati ile arasındaki mesafeyi kaldırmasıdır. Hakikati daha gür bir sesle dillendirmelisiniz. Hükümetimiz yeni bir adım atarak, Diyanet Akademesi'nin kurulmasına karar verdi. Her şeyin akademisi var. Diyanetin ki geç oldu ama güç olmasın. İslamın dili ve üslubu peygamber efendimizin dili kadar sade ve güzel olmalıdır. İslam dini kolaylık dinidir. Dinimiz diyor ki zorlaştırmayın, kolaylaştırın. Dini sevdirmek için çalışın. Kolaydann başlayın. Baştan korkuyu verirseniz, bu iş benim işim değil, bu yanlıştan kurtulamayız diyerek yanlışa kapılabilirler. Ben uzman değilim, yanlış bir şey söylemekten imtina ediyorum" ifadelerini kullandı.

 "UZAKLAŞTIRICI ÜSLUPTAN UZAK DURMALIYIZ"

Diyanetin bütün birimleri ile madde bağımlılığı, şiddet ve ırkçı davranışlara karşı gençleri uyarması gerektiğini söyleyen Yıldırım, "Din görevlilerimiz, müftülerimiz bu konuda kuşatıcı, kucaklayıcı, herkese hitap eden bir tavırla konuşmalısınız. Camiler herkesindir, sosyal hayatımızın merkezidir, kalbidir. Uzaklaştırıcı üsluptan uzak olmalıyız. Diyanet orta yoldur. Büyük camilerimizde kütüphaneler oluşturmamız şart. Ayrıca camilerimizin çevresi insanları cezbedecek şekilde yeşillendirilmeli, park gibi olmalıdır. Oradaki ortamın cami dışında da devam etmesi gerektiğini düşünüyorum." şeklinde konuştu.

 "LÜZUMSUZ TARTIŞMALARDAN KAÇINMALIYIZ"

Ayrımcılığın her zaman karşısında olduk ifadesini kullanan Yıldırım, "Üniversiteye girişteki kısıtlamayı, kat sayı engellerini kaldırdık. Kamuda kılık kıyafet adı altındaki engellemeyi kaldırdık. Kuran kurslarına 12 yaş altının gitmesini yasaklayan düzenlemeyi kaldırdık. Bu yasağın asıl amacı Kuranın öğrenilmesini yasaklamaktı. Belirli bir yaştayken hafızlığa gitti, hak kaybına uğramıyor, kaldığı yerden devam ediyor. Cem evleri ile ilgili kısıtlamalara son verdik. Din kitaplarının içine Alevilikle ilgili kısımlar ekleyerek, Alevi kardeşlerimizin isteklerini yerine getirdik. 2007'den bu yana Muharrem ayında Avrupa'daki vatandaşlarımızın taleplerini karşılamak üzere Alevi kanaat önderlerini Diyanet İşleri Başkanlığı'mız Avrupa'ya yönlendiriyor. Batı içine kapandıkça eski hastalıkları nüksediyor. Irkçı, çatışmacı, nefret tutumları ortaya çıkıyor. İslam güzellikler dinidir. İslam belli bir kültürel yerin değil, tüm yeryüzünün dinidir. İnsanlığa karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek için lüzumsuz tartışmalardan kaçırmalıyız." dedi.

 "KADIN VAİZELERİMİZİN SAYISINI DAHA DA ARTIRMALIYIZ"

Türkiye'de sadece 2002'de 78 Vaize vardı diyen Yıldırım, "Kadınlarımızın dinimizin öğretilmesindeki aşaması çok büyük bir aşamadır. Tarihimizde ilk defa Diyanet İşleri Başkanı Yardımcımız bir kadın. Kendisini de tebrik ediyorum. Kadın vaizelerimizin sayısının artması güzel ancak yeterli değil. Daha da artırmalıyız." ifadelerini kullandı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon