Erdoğan'dan '23 milyon mektup' eleştirilerine yanıt

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 milyon haneye gönderdiği mektupları muhalefetin eleştirmesine tepki göstererek, "Ne alakası var ya? Şu anda ormanlarımız, yeri gelen bazı yerlerde hiç kesilmiyor mu zannediyorsunuz? İşte bunlardan zarf, kağıt elde ediliyor. 23 milyon aileye bu tohumlar gidecek. Oradan karaçam üreteceğiz ve bereketlenecek ormanlarımız. Ağzı olan herkes konuşuyor ya. Hadi onlar konuşmaya devam etsin, biz de işimize devam edelim" diye konuştu.

Yayınlanma: 21.03.2018 - 15:31
Abone Ol google-news

<video:946320>

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saray'da düzenlenen 'Daha Yeşil Türkiye Buluşması’nda konuştu.

Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle:

Ülkemizde bir dönemde plansız yapılaşmayla nasıl şehircilik faciaları yaşadıysak ormanlarımızın da hoyratça tahrip edildiğine şahit olduk. 5 bin köye 5 bin gelir getirici orman projesini başlattık. Proje kapsamında şu anda kadar 3 bin 500 köyde 10 milyon ağaç diktik. Bugün burada yeni bir hamle daha başlatıyoruz. Ülkemizin yüzde 28,6’sını kapsayan orman varlığımızı 2023’te yüzde 30’a çıkartmaktır. Bunun için bütün vatandaşlarımızı kampanyamıza katılmaya davet ediyorum.

Çok önemli bir adım atacağız. “Tohum saç, bitmezse toprak utansın. Hedefe varmayan mızrak utansın. Hey gidi küheylan koşmana bak sen. Çatlarsan doğuran kısrak utansın. Eski çınar şimdi Noel ağacı, dallarda iğreti dallar utansın. Ustada kalırsa bu öksüz yapı, onu sürdürmeyen çırak utansın”

Tohumları saçmak bizim, onu büyütmek toprağın işidir. Öyle mi? Ne kadar çok tohumu ne kadar çok fidanı toprakla buluşturur ve elbette tabiatın işini kolaylaştırmak için ona bakarsak orman varlığımız o derece hızlı artacaktır. Tabi ki burada şöyle beraber geleceğin yeşil Türkiye’sini bir konuşmak gerekirse, biliyorsunuz bakanlığımızın PTT vasıtasıyla ülkemizdeki 23 milyon haneye ulaştırdığı mektupların ilişiğinde veya içinde kara çam tohumlarından ne kadar fazlasını toprakla buluşturacağız, onun tohumunu o zarfın içerisine koyarak benim imzamla bakanlığımız bunları size gönderiyor. 23 milyon. Ve büyümesini sağladığımız takdirde inşallah bu hedefe o kadar çabuk ulaşacağız. İnşallah biraz sonra ilk mektubu posta kutusuna atarak bu projeyi başlatıyoruz.

23 MİLYON MEKTUP ELEŞTİRİSİNE YANIT

Bu projenin aynı zamanda internetin ve cep telefonunun yaygınlaşmasıyla artık hayatımızdan çıkma noktasına gelen mektubun yaşatılması yönünde de adım olacağına inanıyorum. Birileri kampanya yapıyor. Diyor ki, hem yeşilden bahsediyorsunuz, hem ormandan bahsediyorsunuz, hem ağaçları kesmek suretiyle zarf, mektuplarla israfa gidiyorsunuz… Ne alakası var ya? Şu anda ormanlarımız, yeri gelen bazı yerlerde hiç kesilmiyor mu zannediyorsunuz? Hem ormanı rahatlatmak hem de ormanlarda, bu duruma gelmiş ağaçlar kesilir, temizlenir. Onlar da bir taraftan kendi sektörlerinde bunlar kullanılır.

Şimdi gazetecilik, bütün bu gazete kağıtları vesaire, gerçekten çok çok kalite, verimli olan ağaçlardan mı üretiliyor zannediyorsun? İşte bunlardan. Burada da zarf, kağıt bunlardan elde ediliyor. 23 milyon aileye bu tohumlar gidecek. Oradan karaçam üreteceğiz ve bereketlenecek ormanlarımız. Ağzı olan herkes konuşuyor ya. Hadi onlar konuşmaya devam etsin, biz de işimize devam edelim.

ERDOĞAN'DAN 'DİYARBAKIR' ÇIKIŞI - VİDEO

<video:946331>

Diyarbakır'daki nevruz kutlamalarına değinen Erdoğan, "Nevruz kutlamaları yapıyorlar. İşte bugün Diyarbakır'da yapıyorlar. Ben de Diyarbakır'daydım. Diyarbakır'da olduğum zaman 80 bin Diyarbakırlı o kongremizde katıldı. Bütün video çekimleri ortada. Artık benim Kürt kardeşim de kendi ülkesine sahip çıkmaya başladı" ifadelerini kullandı.

TRUMP'A ÇAĞRI - VİDEO

<video:946340>

Dönemin ABD Başkanı Obama ve mevcut ABD Başkanı Trump ile yaptığı görüşmeleri anlatan Erdoğan, “DEAŞ’ın hiç bir faaliyetinin kalmadığını söylediler, peki siz niye duruyorsunuz arada? Bu sefer başka teklif yaptılar ‘yarısında siz olun, yarısında biz olalım’ dediler. Kendilerine dedim ki, ne siz olun ne biz olalım. Buranın sahibi kimse onlar burada olsun. Biz bu güne kadar hiçbir yere işgal için gitmedik, sadece istikrar için gittik, bu teröristleri kovmak için gittik. Üstelik istikrarı sağlayarak bölge halkının yeniden kendi yurtlarına dönmesini temin gibi bir çabaları bunların yok. Tam tersine koruyup kolladıkları terör örgütü bölgenin demografik yapısını değiştirmeye yönelik çabaları ile sürekli yeni huzursuzluklara ve çatışmalara zemin hazırlıyor. Bu duruma tahammül edemeyen pek çok köyden teröristlerin zorla çıkartıldıklarını biliyoruz. Terör örgütünün adını sürekli değiştirerek, en son buna yeni isim eklediler, Suriye Demokratik Güçleri. Siz sadece kendinizi kandırırsınız, bizi kandıramazsınız. Terör örgütünün mensupları ile kucaklaşarak, öpüşerek, kollarında Amerika’nın kokartları ile dolaştıklarını biz görüyoruz. Hepsinin bizde görüntüleri var. Bütün dünya orada oynanan oyunun çok iyi farkında. Obama döneminden beri görüştüğümüz tüm Amerikalı yetkililer bize DEAŞ tehdidinin ortadan kalkması ile terör örgütünün Menbiç’ten çıkartılacağı garantisini verdi. Bunun için birkaç hafta ile sınırlı tarih verenler bile vardı. Aradan değil birkaç hafta neredeyse birkaç yol geçti ama değişen bir şey olmadı. Üstelik bu teröristlerin bugün Afrin’de, yarın kim bilir nerede bize karşı savaşmak için hazır bekletildiği anlaşılıyor. Bu kadar silah buraya niye geliyor? 911 kilometre sınırımız var, 35 kilometre de Irak sınırı var, bu silahlar buraya niye geliyor. Bu sınırın ötesinde Türkiye var, bunu Türkiye’ye karşı kullanacaksın veya İran’a karşı kullanacaksın. Rusya ile böyle bir şeye giremez, girdiği anda üçüncü dünya savaşı patlak verir. Ne olursa olsun Amerika Başkanı Sayın Trump’tan ülkemize yönelik politikalardaki bu kafa karışıklığını giderecek, artık hadsizlik boyutuna varan açıklamaların önünü kesecek bir tavır ortaya koymasını bekliyoruz. Sayın Trump adına konuşanlar ne dediklerinin farkında değiller. Sayın Trump’un bunlara bir ayar vermesi lazım. Hele hele Türkiye aleyhine açıklama yapmak için adeta sıraya girmiş izlenimi veren sözcülerin, yalana ve yanlışa dayalı fikirler beyan eden stratejistlerin, kin kusan medya mensuplarının gölgesinde biz bu işi sürdüremeyiz. Amerika ile çok geniş bir zeminde ve derinlikli siyasi, diplomatik, ekonomik çıkarlarımızın bulunduğu bir gerçektir. Ama paramızla bize silah vermeyen Amerika teröristlere ücretsiz bu kadar silahı vermesini biz izah etmelidir. Neden veriyorsun? Ne petrolü canım, teröristin petrolü nerede, topraklarda petrol var, orayı da işgal, başka bir şey yok. Ülkemizde bugüne kadar kendi hak ve menfaatleri doğrultusunda bu ilişkilerin korunmasına biz özen gösterdik. Ancak milli güvenliğimiz söz konusu olduğunda bizim tercihimiz bellidir. Türkiye Menbiç başta olmak üzere sınırları boyunca kendisine saldırmak için hazır bekleyen terörist tehdidi tamamen ortadan kalkana kadar durmayacaktır. Biz bu yola baş koyduk, varsa cesareti olan hodri meydan. Bu millet 15 Temmuz’dan sonra ölümü öldürmüş bir millettir. Şu saatten sonra bizi kimin ne dediği değil, kimin ne yaptığı ilgilendirir. İstiklalimiz ve istikbalimiz söz konusu olduğunda ne yapabileceğimizi Afrin’de, Cerablus’ta, El Bab’ta gösterdik. Gerisinin de aynı şekilde geleceğinden kimsenin şüphesi olmasın” diye konuştu. 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler