Ömer Çelik'ten AB'nin Türkiye raporuna tepki: Her şeyi mükemmel yapmıyoruz

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Avrupa Komisyonunun Türkiye Raporu'na ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye'nin her şeyi mükemmel yapmadığını söyledi.

Yayınlanma: 18.04.2018 - 10:58
Abone Ol google-news

<video:960034>

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Avrupa Komisyonunun Türkiye Raporu'na ilişkin bakanlıkta basın toplantısı düzenledi. Rapora ilişkin Çelik, "Dağılmış herhangi bir şekilde ortak karar veremeyen bir birlik tablosu ile karşı karşıyayız. Rapor yakınlaşmayı teşvik etmekten uzaktır. Fasıllar ülkenin kriterleri hayata geçirmesine bağlı olmalı. Fasılların açılmaması demek, 18 Mart anlaşmasına bağlılığın reddedilmesi demektir. Yakın zamanda komisyona bir mektup yazmayı da düşünüyorum. Fiili durumun altını çizmek başka bir şeydir, açılmayacak diye taahhütte bulunmak ayrı bir şeydir. Türkiye'nin aday ülke olma perspektifi bir kenara bırakılıp sadece diğer konularda işbirliği yani komşuluk politikasına dönüş gibi bir tabloyu Türkiye hiçbir şekilde kabul etmez. Türkiye'ye bu konuda adil ve hakkaniyetli bir yaklaşım gösterilmedi. Adil yaklaşımı hiçbir zaman görmedik. Ortaya çıkan bu son raporda, aynı mantığı sürdürüyor. Adil ve ilkeli bir yaklaşım yoktur. 'Türkiye'yi evrensel değerlerden uzaklaşmakla' itham ediyor. 'AB değerlerinden uzaklaşmakla' itham ediyor. Esas mesele şudur; sözler siyasi bir yaklaşımdır. Objektif olarak bakıldığında bütün fasılları açsınlar 6 ay içinde kapatacak kapasiteye sahibiz. Tüm eleştirilere rağmen Türkiye bu taahhüdünü sürdürüyor" diye konuştu. 

"BELLİ BİR PAZARLIĞIN ÜRÜNÜ OLARAK ORTAYA ÇIKMIŞ BİR RAPOR" 

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Avrupa Komisyonunun Türkiye Raporu'na ilişkin, "Kıbrıs konusunda 'mahalle dayanışması' dediğim sadece üye bir ülkeye açık çek vererek üye ülkenin karşısında kim varsa onu otomatik haksız gören bir şekilde AB'nin kendi değerleri ile de çelişen bir tutum içerisine giriyorlar. Bütün bu tablo Türkiye'nin eksikliklerinden değil maalesef AB'de ortaya çıkan vizyonsuzluk kaynaklanmaktadır. Biz her şeyi mükemmel yapıyoruz, eksiğimiz yok demiyorum. Herkesin eksiği vardır. Kimse mükemmel değil. AB'den beklentimiz Varna Zirvesi'nde ortaya çıkan atmosferde olduğu önümüze somut bir eylem planı ile gelsinler. Somut bir eylem planı ile gelemiyorlar çünkü; Güney Kıbrıs Rum kesiminin blokajı ve diğer bazı siyasi sebeplerle yapılan blokajlar var. Bu rapor ve diğer raporlarda katılım sürecine dönük tespitlerde bulunduğu için doğası gereği eleştireldir. Eleştiriden korkmuyoruz fırsat olarak görüyoruz. Ama burada objektif bir dille yazılmış hakkaniyete dayalı bir eleştiri görmüyoruz. Sadece durum tespiti yapan üye ülkelerin kendi ikili çıkarları çerçevesinde her biri için bir cümle konulmuş. Her bir ülkenin perspektifinin pazarlıklarla yerleştirildiği bir rapor haline gelmiş. Belli bir pazarlığın ürünü olarak ortaya çıkmış bir rapor" diye konuştu.  

"AB'NİN FETÖ TEHDİDİNİ ANLAMAKTAN UZAK OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ" 

Çelik, "Terör meselesinde eleştiriler devam ediyor. Şunu anlamıyorlar Türkiye kendi güvenliğini sağlayarak aynı zamanda Avrupa'nın güvenliğini sağlamaktadır. AB'nin FETÖ tehdidini anlamaktan uzak olduğunu görüyoruz. İkili görüşmelerde bunu anladıklarını görüyoruz ama raporlarda değişiyor" dedi. 

"HALKIN DEMOKRATİK İRADESİNE AÇIK BİR SAYGISIZLIK VE ÖNYARGIDIR" 

Çelik, "Raporda, Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili eleştiriler var. Tüm eleştirileri kökten reddediyorum. Son derece değersiz bir yaklaşım olarak görüyorum. Halkın oyu ile kabul edilen bir değişikliği henüz tüm yönleri ile uygulamaya girmeden uyum yasaları çıkmadan eleştirmek halkın demokratik iradesine açık bir saygısızlık ve önyargıdır. Sistemi onaylamış halka saygı duymalı" dedi. 

"FETÖ'YE GÜLEN HAREKETİ DENMESİNİ DE KABUL ETMİYORUZ" 

Çelik, "İfade özgürlüğü ile ilgili eleştiriler var. Özellikle terör propagandası ile ilgili meseleleri buraya getiriyorlar. Teröre destek varsa demokrasi yoktur. PKK'nın terör örgütü olduğunun altının çizilmesi önemli ama bunun somut adımlarını görmek istiyoruz. DAEŞ Türkiye'ye saldırdığında, Avrupa'daki kamu binalarına Türk bayrağı yansıtılıp bizimle dayanışma içinde olduklarını gösteriyorlar ama PKK benzer bir saldırı yaptığı zaman bu dayanışmayı görmüyoruz hatta himaye edildiğini görüyor kınıyoruz. FETÖ'ye Gülen hareketi denmesini de kabul etmiyoruz. Yadırgıyoruz. Türkiye'nin Gülen hareketini terör örgütü olarak kabul etmesi raporda yer bulmuştur bu da kısmi bir ilerlemedir" açıklamasında bulundu.

"İTALYA VE FRANSA İLE KARŞI KARŞIYA GETİRME GİBİ BİR OYUN ÜRETİYORLAR" 

Çelik, "Zeytin Dalı harekatı için 'Oradaki durumu daha da kötüleştirdiğini' söylüyorlar. Peki önceki durum nasıldı; PYD terör örgütü orada hakimdi yerel halkı yerinden etmişti. Bu tamamen AB'nin içindeki belli ülkelerin 100 yıl önce hegemonya kurmuş, sömürgeci yaklaşımlar üretmiş ülkelerin tekil çıkarları için ortaya konmuş seçici yaklaşımlar. Yani AB'nin değerleri ile örtüşen bir tarafı yok. 'Üye ülkeyi tehdit etmeyin' diyorlar. Açıkça söylüyoruz; Güney Kıbrıs Rum yönetiminin Türkiye'nin kıta sahanlığı içinde Kuzey Kıbrıs'ın da ortak olduğu münhasır ekonomik bölgelerde tek başına gaz çıkarma hakkı diye bir şey söz konusu olamaz. Fransız şirketlerle anlaşıp bizi İtalya ve Fransa ile karşı karşıya getirme gibi bir oyun üretiyorlar. Duyarlı olması gereken Fransa ve İtalya'dır" ifadelerini kullandı. 

"ÜRETTİKLERİ KIBRIS POLİTİKASI TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ İLE BAĞLANTISINI KURMALARI BİR ŞANTAJ OLUR TESPİT OLMAZ" 

Çelik, "İki halkın eşitliğini tanımayan Güney Kıbrıs'a açık çek vererek sürekli olarak Kuzeyi ve Türkiye'yi suçlama şeklindeki politika sürdürülebilir değildir. Ürettikleri Kıbrıs politikası Türkiye'nin AB üyeliği ile bağlantısını kurmaları olsa olsa bir şantaj olur tespit olmaz. Kıbrıs konusunda her zamanki gibi ilkesizlik devam ediyor" dedi. 

"AVRUPA BİRLİĞİ, GÜNEY KIBRIS'IN ADETA ESİRİ HALE GELMİŞTİR" 

Çelik, "Avrupa Birliği, Güney Kıbrıs'ın adeta esiri hale gelmiştir. Politik komedyen dediğim Yunanistan Savunma Bakanı'nın son bir ay içinde hangi provokasyonlara imza attığı görüldü. Savunma Bakanlığını ırkçı olduğu için savaş bakanlığı gibi anlamış. Yunanistan'a da kötülük yapacak şekilde kışkırtıcı faaliyetlerde bulunuyor. AB en güçlü şekilde bu şahsı kınamalı. Türkiye'nin üyeliğini ele alması gereken bir raporda, üye ülkeler ile ilişkilerimizin ele alınması absürt bir yaklaşım. Mahalle dayanışması gibi. Bunlar bizim için yok hükmündedir duymuyoruz bile bunları. Yapılan şey tek taraflı seçici bir yaklaşım" diye konuştu. 

"VİZYONSUZ, İÇERİKSİZ BİR RAPOR. ANAKRONİK BİR RAPOR GELİŞMELERİN GERİSİNDE KALMIŞ" 

Çelik, "Vizyonsuz, içeriksiz bir rapor. Anakronik bir rapor gelişmelerin gerisinde kalmış. Keşke üzerinde çalışacağımız daha çok madde olsaydı" dedi. 

"BU TERÖR TEHDİDİNİN KRİPTO DÜZEYDE BAZEN DE AÇIK ŞEKİLDE DEVAM ETTİĞİNİ ..." 

"Türkiye'nin OHAL'e ihtiyacı var mı?" sorusuna Çelik, "Bu konuda netim. Tehdidin büyüklüğü ve devam ettiği görülmektedir yakın zamanda. Tehdit ortadan kalktığında zaten ihtiyaç duyulmayacak. Yabancı bakan arkadaşlarımız geldiğinde dışarı çıkalım diyorum. Şöyle bir manzara çiziyorlar; sanki Türkiye'deki toplumsal hayat, OHAL yüzünden Kuzey Kore gibi bir hayatmış gibi. Terör tehditlerine karşı alınmış bir tedbir. Bu terör tehdidinin kripto düzeyde bazen de açık şekilde devam ettiğini bununla mücadele için bu mekanizmaya ihtiyaç duyulduğunu değerlendiriyoruz" açıklamasında bulundu. 

(VİZE SERBESTESİ) "TARİH BELLİ DEĞİL GENEL OLARAK BİR YAVAŞLAMA  GÖRÜYORUZ" 

"Vize serbestesine ilişkin heyet  ziyaretinin tarihi belli?" sorusuna Çelik, "Tarih belli değil genel olarak bir yavaşlama görüyoruz. Nisan ayı içerisinde geleceklerini söylediler bekliyoruz kendilerini hazırız. Hangi tarihte heyetin geleceğini iletmediler" dedi.   

AB'den bugüne kadarki en sert Türkiye raporu


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler