Gezi çocukları İnce’yle buluştu

İnce’nin çağrısıyla gece yarısı on binlerce yurttaş Bağdat Caddesi’ne aktı. Görüntüler Gezi Direnişi’ni anımsattı.

Yayınlanma: 09.06.2018 - 20:34
Abone Ol google-news

CHP’liler için 1973’ten 1994’e kadar seçim mitinglerinde motivasyon ve moral kazandıkları il sıralamasında İstanbul’un üstünlüğü tartışılmazdı. O nedenle CHP, seçim yasakları başlamadan önce basında çıksın diye en görkemli miting için bölge olarak İstanbul’u seçerdi. 1994’ten sonra durum değişti. İstanbul mitinglerinde üstünlüğü sağa kaptıran CHP bu kez İzmir Gündoğdu Meydanı’nı ile caka satmaya başladı. Gündoğdu Meydanı CHP’liler için moral ve motivasyon kaynağı oldu o yıldan sonra. Geçen yıl “Adalet Yürüyüşü”nün finalinde yapılan Maltepe Mitingi ile Gündoğdu Meydanı’nın tahtını sarsmaya başlamıştı zaten.

Ancak önceki gün Muharrem İnce’nin hem de gecenin saat 1.30’unda Bağdat Caddesi’nde yaptığı mitingi görünce “Gayrı Gâvur İzmir düşünsün” demekten kendimizi alamadık. Bu muhteşem tabloya tanık olduktan sonra 23 Haziran’daki Maltepe Mitingi’ni tahmin etmek zor değil. Anlayacağınız “Efsane geri döndü.” Artık İzmir halkı öyle bir miting yapmalı ki, üstünlüğü İstanbul’a kaptırmasın. Muharrem İnce, Bağdat Caddesi’ndeki Sahur yürüyüşüne ve mitingine çağrı yaptığında sosyal medyadan yanıtlar çığ gibi yağmaya başladı. “Davetini aldık geliyoruz başkan” diye... Taraftar gruplarından, Gezi çocuklarından, KHK mağdurlarından, kadın platformlarından gelen yanıtlarla akşamki yürüyüşün muhteşem ve hayli renkli geçeceği belliydi. Programa göre kitle ile Muharrem İnce, Bağdat Caddesi’nin -ki İstanbullular özellikle de Kadıköylüler Bağdat ismini kullanmadan sadece cadde derlerŞaşkınbakkal kavşağında buluşup mitingin yapılacağı Göztepe Meydanı’na kadar yürüyecek, 2.5 Km.’lik yolun bitiminde de miting yapacaktı.

Ancak İnce’nin daha Kastamonu mitinginde konuştuğu saatlerde Şaşkınbakkal’dan Göztepe’ye kadar olan yol, hıncahınç dolunca yürüyüş planı da çökmüş oldu. Dalga dalga geldiler. Meşaleleriyle geldiler, marşlarıyla geldiler, çocuklarıyla geldiler, tekerlekli sandalyede yaşlıları ile geldiler, sarı-lacivert, siyah-beyaz, sarı-kırmızı atkılarıyla geldiler. Her 29 Ekim akşamında da gelirlerdi ama bu kez farklı geldiler. Cumhuriyet bayramı akşamlarında fener alayı için yine onbinler yürürdü caddede ama yaş ortalaması 40’in üzerinde olurdu. Bu kez yaş ortalaması ben diyeyim 20, siz deyin 25’ti. Bu yürüyüş 29 Ekim akşamı düzenlenen fener alayı değildi ama bu da bir bayramın arifesi olarak görülmüş belli ki.. Bu kez İnce alayı yaşandı caddede. Buna şaştık mı? Gezi’den önce olsa evet. Ama 15 Haziran 2013 gecesi Bağdat Caddesi’nden köprüyü aşarak Taksim’e kadar yürüyen cadde halkını görünce hayır. Sonuçta Gezi çocukları İnce’ye muhteşem bir karşılama yaptı. Ama İnce de konuşmasında bu muhteşem karşılamaya gelenlerin beklentilerine, onların ruh dünyasına hitap ederek karşılık verdi. Gezi çocuklarının direnişini diğer direnişlerden farkıl kılan neydi? Mizahla karşı koyma. Muharrem İnce de tam Gezi çocukları gibi mizahla dövüyordu rakibini. İnce konuştukça gençler mest oldu. Mizahı yapmak hem kolay değildir hem de herkesin harcı değildir. Mizah herkesin üstüne yakışan bir elbise de değildir. Kimisinde eğreti kaçar. Ama Muharrem İnce, önceki akşam dozunda ve çok zekice mizah yaptı. Mizah yapmadığı anlarda da eleştirilerini ve yapacaklarını çok vurucu cümlelerle anlattı. Saat 02.30 olmasına rağmen ne kitle dağılmaya niyetliydi ne de İnce gitmeye. İnce, “Şu anda freni patlamış kamyon gibiyim. Bu tabloyu görünce ayağımı gazdan kesesim gelmiyor” diyerek memnuniyetini dile getirdi. Mitingde tek eleştirilecek nokta; mitingin yapılacağı alan önceden belli olmasına karşın bir ışıklandırma olmamasıydı.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon