Muziplik ve zekayla tatlanan çok sesli konserlere devam

Önce metroda çıktılar karşımıza. Sonra Gezi Parkı’nda. Daha sonra ise o meşhur NTV canlı yayınında. Müziklerinde zeka vardı. Sadece muzip ve muhalif değil, başarılılar da. Boğaziçi Caz Korosu dünya şampiyonluklarına dereceler eklemeye devam ediyor. Hayallerini büyüterek yeni hedeflerin peşinde koşmaya da...

Yayınlanma: 22.06.2015 - 14:59
Abone Ol google-news

Sıradan bir günde, sıradan bir metro seyahati. Metro sıkışık, insanlar ayakta. Kalabalığın büyük bir kısmı telefonlarıyla meşgul. Bazısını düşünceler almış sabit bir noktaya doğru dalıp gitmiş. Küçük bir grup ise ya gazete ya kitap okuyor.

Derken ortalardan bir yerden bir kadın sesi yükseliyor. Şarkı söylüyor. Kalabalık "deli mi ne" diye içinden geçirirken ona bir erkek sesi ekleniyor. Sonra bir başkası. Bir başkası daha. Vagonda bir 

a capella (enstrümansız, sadece insan sesiyle yapılan müzik) rüzgarı. Şarkı bittiğinde, o dalgın kalabalıktan eser yok. Genci yaşlısı, başörtülüsü mini eteklisi coşkulu bir alkış patlatıyor. Yüzler gülmekte.

Boğaziçi Caz Korosu’nun (BCK) hayatımıza girişi aşağı yukarı böyle olmuştu. Meraklısı, ilgisi varlıklarından haberdardı bittabi fakat 2011 yılında Dünya Şampiyonası’na gitmeye hak kazandıklarında sponsor desteği için dikkat çekmek istemişler, uygun bir yol olarak da metroda emprovize bir performans sergilemeyi seçmişlerdi.

Plan tutmuştu. Metro performansı özellikle sosyal medyada büyük ilgi uyandırmış, medya geniş yer vermişti. Sponsor bulundu, şampiyonaya gidildi ve şampiyon olarak dönüldü. Fakat işler BCK için hızlı gelişmeye, koronun parçası olduğu Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü’nün hacmini zorlamaya başlamıştı. 

Uzun hikaye ama burada çok uzun anlatmaya gerek yok, sonuçta BCK’nın yolu hemen şampiyona öncesinde Boğaziçi Üniversitesi ile ayrıldı. Koro son dört yıldır yoluna Boğaziçi ismiyle ama üniversiteden bağımsız devam ediyor. Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü de aynı şekilde, kendi korosuyla müzik yapmayı sürdürüyor.

 

İnatçı şef Masis ve arkadaşlarının azmi

BCK’nın başında şef Masis Aram Gözbek var. 2005 yılından bu yana koroda ve 2007’den bu yana şef olarak görev yapıyor. Aslında koro varlığını onun inatçı kişiliğine borçlu. Bu iş onun için bir noktadan sonra artık yaşamının bir parçası olmaktan çıkmış, ta kendisi haline gelmiş.

Masis ve arkadaşları koronun varlığını sürdürebilmesi için yıllardır sahiden insanüstü bir çaba sergiliyor. Üstelik gönüllü bir çabadan söz ediyoruz.

Hiç profesyonel çalışan yok. Üniversiteden ayrılmasından bu yana sürekliliği olan bir sponsor desteği de olmadığı için tamamen gönüllülük esasıyla ilerleyen bir yapı var.

Koro seçmeleri sosyal medya ve web sitesi üzerinden duyurularla yapılıyor. Koronun Gezi direnişindeki tavrı ve dünya şampiyonalarındaki dereceler sonrası kazanılan popülariteyle doğru orantılı olarak, seçmelere rekor düzeyde başvuru oluyor.

En son üç bin kişi başvurmuş örneğin. Masis başvuruların her birine tek tek cevap verdiklerini söylüyor. Sadece CV’ye bakıp eleme yapmamayı tercih ediyorlarmış. "Böyle yaparak, sadece CV’sine baksak eleyeceğimiz bir sesi yakalamış oluyoruz ama tabii büyük zaman kaybediyoruz. Fakat yine de değiyor" diyor, Masis. Bir de sahne arkasında görev yapmak için duyuru yapmışlar. 1000 kişi gönüllü olarak sahne arkasında çalışmak için başvurmuş. İnsanın inanası gelmiyor. 

Koronun sayısı sürekli değişiyor. İş güç temposu, sınav yoğunluğu, ailenin talebi gibi nedenlerle ayrılanlar olduğu gibi koro çalışmasının yoğunluğunu kaldıramayıp bırakanlar da var. Ciddi mesai harcanması, uzun süren çalışmalar yapılması gereken bir iş bu ve Masis de disiplinli kişiliğiyle ekibin canını çıkarmaktan çekinmiyor. Başarı da zaten başka türlü gelmiyor.

Ayrılanların yerini yenileri dolduruyor. Koroda şimdiye dek görev yapan en genç üye 16, en yaşlı ise 47 yaşında. Fakat onlar istisna. Üyelerin yaş ortalaması genelde 20-25 arasında değişiyor. Çoğunluk ya üniversite öğrencisi ya da yeni mezun. 

BCK çalışmalarını bir süredir Yüce Kültür Vakfı’na ait, Sultanahmet’teki boş bir konakta sürdürüyor. Seçmeler, sınavlar bu konağın yüksek tavanlı, geniş odalarında yapılıyor.

 

Koroyu enstitü yapmak için destek gerekiyor

Evet, sınav da var. Koro üyeleri belirli aralıklarla sınava alınarak performans seviyeleri ölçülüyor. Bu performansa bağlı olarak da sıradaki etkinlikte yer alıp alamayacakları belirleniyor.

Masis Aram Gözbek koroyu süreç içerisinde bir enstitü haline getirmek istediklerinden bahsediyor. Bunun için maddi destek sağlayacak bir kuruluşa ihtiyaçları var. Şimdiye dek gönüllülük esasıyla işleyen sistemin artık bir kırılma noktasına geldiğini öğreniyoruz. Bundan sonra işlerin bir miktar daha profesyonel hale gelmesi gerektiğinden söz ediyor Masis. Zira, koronun sınırları genişledikçe, yer alınan organizasyonlar büyüdükçe işin gönüllü çabasıyla ilerlemesi giderek daha zor hale geliyor. 

Enstitüleşme yolunda önemli bir adımı Gençlik Korosu’nu kurarak atmışlar. 15-19 yaş aralığında üyelerden oluşan Gençlik Korosu’nun uzun vadede BCK’nın altyapısını oluşturmasını istiyorlar.

Masis’le konuşurken anlıyorsunuz, koroda yer almak bir yerden sonra bir hayat tarzına dönüşüyor. Üyeler çalışmalar, konserler dışında da birlikte takılmaya başlıyorlar. Zamanla sevgiliye dönüşenler, âşık olanlar oluyor. Eski üyeler de bağlantıyı koparmıyor. Onlar da koro etrafında gelişen çevrede sosyalleşmeyi sürdürüyor. Geçen yıl nisanda Boğaziçi Caz Yeniden adı altında bir buluşma gerçekleşmiş örneğin. Eski-yeni, tüm üyeler bir araya gelmiş. Eski videolardan kolajlar hazırlanmış, buluşma öncesi e-posta üzerinden anketlerle BCK En'leri belirlenmiş. 

Masis koro kültürünün gelişiminin, insanın ve toplumun gelişimine de büyük katkı sağlayacağına inanıyor. Toplumda ihtiyaç duyulan çok sesliliğin, karşısındakine kulak vermenin br koronun olmazsa olmazları olduğunu anlatıyor. İlkokulda başlayıp ilerleyecek bir koro eğitiminin toplumun daha sağlıklı olmasına hizmet edeceğini söylüyor. 

 

Dünyada çok yaygın bir kültür

Dünyada pek çok ülkede koro kültürü gelişkin. Almanya, Fransa gibi ülkelerde çok küçük yaşlarda koro eğitimi veriliyor. Macaristan da önemli. Cantemus Koro Enstitüsü dünya çapında bir ekol. Kadın korosu, çocuk korosu, karma koro gibi farklı ekipleriyle Cantemus iyi bir koro yapılanmasının nasıl olabileceğine dair çarpıcı bir örnek. Bu yıl Boğaziçi için de büyük önem taşıyan Europa Cantat Festivali de Macaristan’da yapılacak. BCK 24 Temmuz-2 Ağustos arasında gerçekleşecek bu organizasyona çalışıyor.

 

Koro üyeleri  anlatıyor

Şafak Küçüksezer 

Öğrenci, koroda üçüncü yılı

Bir arkadaşımın ısrarı üzerine seçmelere katıldım. Sonra hayatım koronun etrafında şekillenmeye başladı dersem abartmış olmam. Amatörlüğün ne olduğunu, bir hakkın nasıl teslim edildiğini, verilen emeğin değerini tekrar tekrar öğretiyor koro hepimize. Hem ebeveyn güdüsüyle koruyup kollamaya, büyütmeye çalışıyor hem de bir ilkokul çocuğu gibi merakla, öğrenme açlığıyla yaklaşıyorsunuz. İnsani ilişkiler, deneyimler çoğunlukla koro içinde şekilleniyor çünkü zamanınızın çoğunu koroyla geçiriyorsunuz. Mezun olduktan sonra işim ne olursa olsun koroda olmaya devam etmek istiyorum. Koro kültürü bir arada yaşayabilmeyi öğretiyor, bunu da yalnızca içindekilerle sınırlı bırakmıyor. Halkla doğru şekilde buluşabilirse, bir arada yaşama kültürünü bütün bir ülkede hakim kılabiliyor.

 

Nazlı Dönmez 

Boğaziçi Ekonomi mezunu, koroda beşinci yılı ve yardımcı şeflik yapıyor

Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrenciyken müzik kulübünde çeşitli korolarda yer alıyordum. Müzikle çok küçük yaşlardan bu yana ilgiliydim zaten, üniversiteye girince de ilk işim müzik kulübüne katılmak oldu. Koroya girdim ve hayatın anlamını bulmuş oldum. Bol çalışmayı, yorgunluğu, disiplini, takım ruhunu, birbirine ve liderine inanan bir ekibin, hedefe istekle ve yılmadan yürüyerek büyük başarılar elde edebileceğini öğrendim. Sınırların zorlandığında ötesine geçilebileceğini gördüm. İleride de BCK'nın hayallerini kendi hayallerim olarak belleyerek yaşamayı sürdürmeyi düşünüyorum.

 

Enstrümanı insan işin sırrı denge

Masis Aram Gözbek 28 yaşında, genç bir şef. Henüz 20 yaşındayken şef olmuş. Oluş o oluş. Sonrasında hayatı Boğaziçi Caz Korosu’ndan ibaret hale gelmiş. Boğaziçi Üniversitesi Matematik bölümünden müzik eğitimi almak için ayrılmış. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı’ndaki orkestra şefliği eğitimi sürüyor. Koro şefliğini bir denge unsuru olarak tanımlıyor. Koronun enstrümanı insanın kendisi olduğu için her türlü duygu durumunun koroya yansıması kaçınılmaz oluyor. O nedenle motivasyonu hep doğru yerde tutmak gerekiyor. Biraz huzursuzluğa, karşıdakine duyulan sonsuz güvenin eşlik etmesi gerekiyor.

Normalde ne isek Gezi’de o...

Boğaziçi Caz Korosu’nun adı en çok Gezi Direnişi esnasında besteledikleri Çapulcular Oldu mu ve Çapulcu musun Vay şarkılarıyla duyuldu. 5 Haziran gecesi Gezi Parkı’nda Çapulcu musun Vay şarkısının cep telefonlarıyla çekilen videosu binlerce kez izlendi, paylaşıldı. İlginin ne kadar büyük olduğunu anlamaları onlar için de zaman almış. Gezi’de gösterdikleri tavrı çok doğal buluyor Masis. "Ne isek oyuz" diyor. Gezi’ye verdikleri desteğin sponsor arayışlarındaki olumsuz etkisi de onu çok fazla düşündürmüyor. Sonuçta yapacak bir şey yok, duruşları belli.

NTV’de şarkıyı her zamanki gibi söyledik

Boğaziçi Caz Korosu’nun adını en son 19 Mayıs’taki NTV canlı yayınında söyledikleri Entarisi Ala Benziyor şarkısını tıpkı Gezi’deki gibi "Çapulcu musun Vay" diye bitirmişlerdi. 

"O şarkıyı konserlerde de öyle bitiriyorduk" diyor, Masis. Tabii ki, konser öncesinde istesem sonunu aslına sadık bitireceğimizi özellikle belirtirdim. Ama yapmadım. Ekip, her zamanki gibi mi bitiriyoruz diye sorunca, evet yanıtını verdim. Öyle de oldu." Bu bitirişten rahatsızlık duyanlar olmuş tabii. Eh ama, o kadar da olur zaten.

 

Rakamlarla BCK

8 yılda 350’den fazla üye

15 yarışma, 28 festival

19 ödül töreni

24 şehir, 9 ülke, 3 kıta

70 besteci ve aranjör, 100’e yakın eser

360 saat sahne performansı

9 bin 400 saat prova

250 bin dinleyici

20 milyondan fazla Youtube izleyicisi


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler