Swoboda: Aşırılıkçı beslersen gelir seni vurur

Eski Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda, Türkiye’de Kürtlerle çözüm sürecinin sekteye uğramaması gerektiğini belirtip “Ankara için asıl tehdit Kürtler değil, cihatçılar” dedi.

Yayınlanma: 25.10.2014 - 22:34
Abone Ol google-news

Alman Mercator ile Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (IPM) kıdemli araştırmacısı Swoboda, son İstanbul ziyaretinde, Ankara’nın IŞİD-Kobani politikasıyla ilgili sorularımızı yanıtladı. ABD’nin bastırmasıyla Kobani koridoruna Ankara’nın onay vermesini olumlu bulan Swoboda, “Türkiye’nin çözüm sürecini sürdürmesi gerek. Asıl tehlike, Kürtlerle iletişimi kaybetmek. Kobani üzerinden Kürtlerle yaşanan çatışmanın alevlenmesi, Türkiye’nin içgüvenliğine, barışına tehdittir” uyarısı yaparak ekledi: “Günün sonunda, Suriye’de Kürt gruplardansa köktendinciler daha büyük tehdit olacaktır.”

Türkiye gibi büyük bir ülkenin tek bir merkezden yürütülmesinin zorluğuna dikkat çeken Swoboda’ya göre, federalizm, çözüm için iyi bir seçenek: “Kimi bölgesel yönetim olarak ayrılalım, kimi Kürt devleti ilan edilsin diyor. En işleri hangisi, bakmak lazım. Irak, Suriye, Türkiye’de bence ulusal sınırlar korunmalı ama içerde yapısal değişikliklere gidilmeli. Sınırlararası diyalog, iletişim artırılmalı. Anayasa değişikliği yapılmalı, yerel yönetim sistemi güçlendirilmeli.”

Türkiye’nin cihatçılar için “açık kapı” politikası izlediği eleştirileri çerçevesinde, Türkiye’den Suudi Arabistan ve Katar’a birçok hükümetin diğerine karşı savaşmak üzere kendi cephesinden aşırı unsurları desteklediğine atıfta bulunan Swobada, “Benim radikalim, senin radikalin olmaz, günün sonunda gelir seni vurur. Böyle radikalleri destekleyerek, güç savaşımında kazanan taraf olamazsınız. Teröristi kontrol edemezsiniz. Afganistan’da Ruslara karşı ABD’nin izlediği yöntemde, aynı silahlar yıllar sonra ABD’ye döndü” dedi. Suriye içsavaşının başında Esadyönetiminin hemen devrileceği sanılırken, İran-Rusya etkisinin gözden kaçırıldığını hatırlatan Swoboda, Suriye’nin çokkültürlü yapısının sadece Sünni ya da Kürtlerden oluşmadığını belirtti. İran ve Rusya’nın da aslında Esad yönetiminden hoşnut olmadığını ve bölgede nüfuzlarını kaybetmeme garantisi karşılığı geçiş yönetimini kabul edeceklerini savundu.

Türkiye’nin “komşularla sıfır sorundan” sorunlarla örülü duruma gelmesine ilişkin, stratejilerin gözden geçirilmesi çağrısı yapan Avusturyalı araştırmacı, “Türkiye, Sünni yapıların desteklenmesine bu kadar fazla odaklanmamalı. İran, Irak, Suriye’de, bölgesel sorunların çözümünde liderlik yapabilecek potansiyeli var, ama yeterince kullanmıyor. Filistin sorununda da, İsrail olmadan bir çözüme ulaşamazsınız. İki devletli çözüm hedefine Ankara ve AB’nin baskılarıyla yol alınabilir” dedi.

Erdoğan yönetiminin otokrotikleştiğini bir kez daha vurgulayan Swoboda, Türkiye’de kişisel özgürlüklere yönelik artan kısıtlamaların dışardan fark edildiğini aktarıp, Türkiye’de İslami yaşam biçiminin günlük hayatta giderek daha görünür olduğunu belirtti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler