TAMİM’in 100. Yılı

Büyük Atatürk’ün, 1919 Mayısı’nda Anadolu’ya ayak bastığında kararı şu olmuştu: Ulusal egemenliğe dayalı tam bağımsız bir Türk devletinin kurulması. Temel ilke, Türk ulusunun onurlu bir ulus olarak yaşamasıydı. Bu da, ancak tam bağımsız olmakla sağlanabilirdi. Bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uşaklıktan öte bir gözle görülmeye layık olamazdı. Atatürk’ün sözleriyle, yabancı bir devletin güdümüne girmeyi istemek, güçsüzlüğü ve uyuşukluğu benimsemekten başka bir şey değildi.

Yayınlanma: 22.06.2019 - 14:23
Abone Ol google-news

Avrupalı Büyük Güçler, Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda Osmanlı Devleti’ni tarihe gömme zaferiyle kendilerinden geçerken, “Mustafa Kemal” isminde bir kahraman, bir dahi ortaya çıkarak, o güne değin yenilmez sayılan Avrupa devletlerini yenmiş ve Türk ulusundan oluşan yepyeni bir devleti tarih sahnesine çıkarmıştı.

Mustafa Kemal ismindeki bu dâhi, Türk halkına “ulus” olma bilincini aşılamış; Osmanlı Devleti tarafından sürekli ihmal edilmiş ve hor görülmüş olan Anadolu halkının yeniden kendine güvenmesini sağlamış; Türk halkına, isterse tüm olanaksızlıklar içinde dahi vatanını düşman güçlere karşı savunabileceği inancını benimsettirmişti.

Mustafa Kemal, 8 Haziran 1919’a değin Ordu Müfettişi olarak görevini Havza’da yapmıştı. 8 Haziran’da Harbiye Nezareti tarafından geri çağrılan Mustafa Kemal, 10 Haziran’da arkadaşları Ali Fuat (Cebesoy) Paşa ile Albay Hüseyin Rauf (Orbay)u yanına çağırdı.

Mustafa Kemal, bu arkadaşlarını iletişim ve güvenlik açılarından daha uygun gördüğü Amasya’ya çağırmış ve kendisi de 12 Haziran 1919’da Havza’dan Amasya’ya geçmişti. Amasya’ya çağrılan diğer kişiler ise şunlardı: Samsun Mutasarrıfı Hamit Bey ve 3. Kolordu Komutanı Albay Refet (Bele). 2. Ordu Müfettişi Cemal (Mersinli) Paşa ile 15. Kolordu Komutanı Kâzım (Karabekir) Paşa yerlerinin uzaklığı ve katılmalarının gizlenemeyeceği gerekçeleriyle Amasya’ya gelememişlerse de, kapalı tellerle görüşmelerin gidişatından haberli kılınmışlar ve alınan kararlara katılmışlardı. Mustafa Kemal’in kararı, Anadolu’dan yönetilecek bir hareketin başına geçmekti. 12 Haziran akşamı Amasyalılara seslenen Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçişinin amacı olan ulusal direnişin ilk belirtilerini gösteren şu konuşmayı yapmıştı:

“Aziz Amasyalılar, “Padişah ve hükümet, İtilaf Devletlerinin elinde esir durumundadır. Memleket elden gitmek üzeredir. Bu kötü duruma çare bulmak için, sizlerle işbirliği yapmaya geldim. Hep beraber aziz vatanımızı ve istiklalimizi kurtarmak için, bütün gayretimizle çalışacağız. İzmir’den sonra Manisa ve Aydın’ın işgali, gelecekteki tehlikeyi daha açık göstermektedir.... Dayanılması imkânsız bu acıklı durum karşısında derhal bir teşkilat kurmak ve büyük devletlerin temsilcilerine etkili telgraflar çekmek lazımdır.

“Amasyalılar! Burası, Havza’dan ötesi Pontus oluyor. Sivas’tan doğusu Ermenistan’a katılıyor. Memleket İngiliz mandası altına giriyor. Tarihi büyük Türk milleti böyle bir esareti kabul edemez; milletimizin tarihi şerefi büyüktür....

Amasyalılar! Düşmanların Samsun’dan yapacağı herhangi bir asker çıkarma harekâtına karşı ayaklarımıza çarıklarımızı çekerek, vatanı en son kayasına kadar savunacağız. Allah milletimize mağlubiyeti gösterirse, bütün evlerimizi, mallarımızı ateşe vererek ve vatanı bir yıkık yurda çevirerek, boş bir çöl halinde düşmana bırakacağız. Amasyalılar, hep beraber yemin edelim!

Mustafa Kemal’in bu uyarıları üzerine, Amasya’da da bir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştu.

19 Haziran’da Amasya’da başlayan görüşmelerin sonunda, 21/22 Haziran 1919 gecesi Mustafa Kemal’in Amasya’da yazdırdığı tamimin (bildirge) esasları şunlardı:

1) Yurdun bütünlüğü, ulusun bağımsızlığı tehlikededir.

2) İstanbul’daki hükümet, üstlendiği sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir.

3) Ulusun bağımsızlığını yine ulusun kararı kurtaracaktır.

4) Ulusun haklarını dile getirmek ve bütün dünyaya duyurmak için, her türlü denetimden uzak ulusalbir kurulun varlığı çok gereklidir.

5) Sivas’ta ulusal bir kongrenin toplanması kararlaştırılmıştır.

6) Bütün illerin her sancağından halkın güvenini kazanmış üç delegenin hemen yola çıkarılması gerekmektedir.

7) Delegelerin kimlikleri gizli tutulacaktır.

8) Doğu illeri adına Erzurum’da 10 Temmuz’da bir kongre toplanacaktır.

Amasya Tamimi’nde üzerinde özenle durulması gereken husus, “ulus” ve “vatan” kavramlarıdır. Bundan böyle “ümmet” ve “padişahın mülkü” kavramlarına yer olmayacaktır. Mustafa Kemal; Amasya Tamimi’nde ilk kez “ulusun bağımsızlığı”, “ulusun kararı”, “ulusun hakları” ve “ulusal bir kurul” kavramlarını dile getirmekte ve böylelikle, artık Osmanlı Devleti’nin ve bu devletin temellerini oluşturan kavram ve kurumların tarihe karıştığını ve onların yerlerine yeni bir devletin temellerinin atıldığını vurgulamaktadır. Mustafa Kemal, ilk kez Amasya Tamimi ile, Türk ulusunun birlik içinde harekete geçmesini ve bütünleşmesini öngörmektedir.

İşte Anadolu ihtilali, Amasya Tamimi ile başlamaktaydı!

***

Başta AKP hükümeti olmak üzere aydınlarımızın, gençlerimizin ve halkımızın Amasya Tamimi’nden çıkaracağı çok dersler olduğu kanısındayım! Atatürk Cumhuriyeti’ni yaşatabilmek için, Büyük Atatürk’ün, Ulusal Kurtuluş Savaşı yolunda yürürken gerçekleştirdiği mucizevi olayları ve kahramanlık öykülerini her vesileyle anımsamamız ve çağdaş bir Türkiye’yi yeniden inşa etme umudumuzu yitirmememiz gerektiğini düşünüyorum.

Doç. Dr. HÜNER TUNCER


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon