Tek çıkış reform

Hukukçular, yeniden yargılama yerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu formülünü önerdi: Mesele adil yargı.

Yayınlanma: 06.01.2014 - 22:17
Abone Ol google-news

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, yeniden yargılama yerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu seçeneğinin değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak “Konuşulan formül yeniden yargılamayı sağlar, ama adil yargılamayı sağlamaz. Öyle anlaşılıyor ki yeniden yargılama siyasi iktidarın belirli bir biçimde sıkıştığı dar bölgeden çıkma arzusudur” yorumunu yaptı. Prof. Dr. Erdoğan Teziç de genel kurul yoluyla çözümün en isabetlisi olacağına dikkat çekerek “Yeniden yargılama yolu hayli uzun bir süreçtir. Mahkemeler yeniden yargılama sonrası kararını değiştirmezler” yorumunu yaptı. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun önerisi ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da olumlu karşılamasıyla başlayan yeniden yargılama seçeneği yerine Yargıtay Cumhruiyet Başsavcı’sının itirazıyla, hükme bağlanmış dosyaların Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na taşınması formülünün sorunu daha hızlı çözeceği görüşü dillendirilmeye başlandı. Kanadoğlu, Ceza Muhakemesi Yasası’nın 308. maddesinde düzenlenen Yargıtay Başsavcılığı’nın itiraz yolunun kullanılması gerektiğini dile getirirken “CMK’nin 308. maddesindeki hüküm uyarınca dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na götürülebilir. Hele kumpas iddialarından sonra asgari 30 kişinin katılacağı genel kurulda dosyanın ele alınmasında büyük yarar var” değerlendirmesini yaptı. Gizli tanıkla adil yargılama olmaz Hem eski Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in Yargıtay’da cemaat imamı bulunduğu ve Fethullah Gülen’den görüş aldığı yönündeki açıklaması, hem de 160 üyenin topluca Yargıtay’a atanmalarını anımsatarak “Genel kurulda adil yargılama yapılacağının güvencesi nedir” sorumuza Kanadoğlu şu karşılığı verdi:

“Varsayın ki, yeniden yargılama çıktı, dosya mahkemesine gidecek. Sizin eğer HSYK’ye güveniniz yoksa ki yok o da ortada; yerel mahkemelerin bağımsız olduğunu kim iddia edebilir? Tehlike burada ne kadarsa, öbür tarafta da aynı şekilde var. Zaten Metin Feyzioğlu’nun söylediği, yeniden yargılamayı sağlar ama adil yargılamayı sağlamaz.” Adil yargılamanın nasıl sağlanabileceğine ilişkin ise Kanadoğlu şu görüşleri dile getirdi:
“Özel yetkili mahkemeleri kaldırdınız. Gittiği yerde adil yargılama yapılacağını kim temin ediyor? Gerçekte yargıda A’dan Z’ye kadar bir reform lazım. Feyzioğlu asıl söylenmesi gereken bir şeyi söylemedi; gizli tanık kurumunun kaldırılmasını. Gizli tanık devam edecek, tarafsızlığı ve bağımsızlığı tartışmalı bir mahkeme nereye giderse gitsin kararın adil olduğunu kim iddia edecek? Bu nedenle öncelikle Ceza Genel Kurulu’nda tartışılmalı. Kurul dairenin kararını ortadan kaldırınca bu defa uzun tutukluluk süreci gündeme gelecektir. Kişiler bitmemiş bir davanın tutuklusu haline gelmiş olacaklar.” 17 Aralık arayışı Kanadoğlu, dile getirilen önerilerin sorunu kökten çözmeyeceğine işaret ederken, bunun için yapılması gerekenleri şöyle anlattı:

"A’dan Z’ye yargı reformu lazım. Yargı bağımsızlığı bizi hukuk devletine götürür. Hukuk devleti kuvvetler ayrılığına götürür. Siyasi iktidarda böyle bir arzunun olduğunu görmüyorum. Öyle anlaşılıyor ki yeniden yargılama siyasi iktidarın belirli bir biçimde sıkıştığı dar bölgeden çıkma arzusudur.
17 Aralık olmasaydı bu feryatlar çıkar mıydı! HSYK’ye  el üstünde tuttuğu kişileri birden bire yerin dibine batırması da bunu ortaya koymuyor mu?
Reform için her şeyden önce samimiyet ve ciddiyet gerekir.”

‘Mahkeme karar değiştirmez’ Prof. Dr. Erdoğan Teziç de yeniden yargılama yolunun hayli uzun bir süreç olduğuna dikkat çekerek “İçerde 3. yılını 4. yılını yatanlar var. Nereden baksanız yeniden yargılama 6 ay, 1 yıl sürer. Yeniden yargılama demek mahkemenin kararını gözden geçirerek farklı bir hüküm vermesini istemek anlamına gelir. Yeniden yargılamada bugüne kadar mahkemelerin kararlarını değiştirmesi istisnai bir durumdur” uyarısında bulundu.


Yapılacak olası bir yasa değişikliğinde yaşanacakların da belirsiz olduğunu vurgulayan Teziç, yeniden yargılama yerine CMK 308. maddede düzenlenen Yargıtay Başsavcılığı’nın itirazıyla dosyanın Ceza Genel Kurulu’na taşınmasının daha isabetli olacağını söyledi. Prof. Dr. Erdoğan Teziç, bunun nedenlerini şöyle anlattı:

“308. maddeden hareket edildiğinde sanığın lehine kapı hayli açık. Yasa çıkarılırken neyle karşılaşılacağını bilemeyiz. Yasa çıktığında bu yolu açmazsa ne yapacağız! O nedenle avukatların istemi üzerine bu müracaatı yaptığında Başsavcılık bu yolu kullanmayı zorunluluk olarak hissedebilir. Giderek yoğunlaşan bir talep var. Hele bu kadar uzun tutuklu kalınmışken, kumpas olduğu söylentileri ayyuka çıktığı bir ortamda Yargıtay Başsavcılığı’nın duyarsız kalamayacağını düşünüyorum.”

ÖYM’ler tümden kalkmalı

Yargıçlar Sendikası, Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) Ergenekon ve Balyoz davalarında sanıkların yeniden yargılama girişiminin “önemli” ancak “yetersiz” olduğunu belirterek çözümün kalıcı olmayacağını vurguladı.

Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, özel yetkili mahkemeler ve terörle mücadele mahkemelerinin kesinlikle tümden kaldırılması gerektiğini belirterek “Bu mahkemelerin görevleri genel mahkemelere devredilerek bir daha özel yetkili mahkeme kavramı geri gelmeyecek şekilde kaldırılmalıdır” dedi. Aynı anlayışla gizli tanıklık kavramının da kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Eminağaoğlu şöyle devam etti: “Çünkü bu şekilde adli denetim mümkün değildir. Gizli tanıklık kaldırıldığında bunların yer aldığı davalar zaten kendiliğinden ele alınacak. Geçmişte hangi davalarda gizli tanıklık yoluna gidildiyse onu kaldırdığınız zaman mevcut diğer deliller mahkûmiyete yeterli mi değil mi? Bunu incelemek durumundasınız. Gizli tanıklığı çıkarttığınızda deliler mahkûmiyete yeterli değilse zaten yargılamanın yenilenmesi bunun kendiliğinden sonucudur.” ‘İktidarın tuzağı’ Yargıçlar Sendikası Genel Sekreter Mustafa Karadağ ise şu görüşleri kaydetti:

“TBB’nin, savunmanın etkin olamadığı, cellat diye nitelenen kişilerin görev yaptığı yurt genelinde 11 ilde bulunan özel yetkili mahkemelerde avukatların görev almaması yönünde karar vermesi gerekirdi. TBB, 11 tane baro başkanını bu kararını uygulamaya davet etmeli. Bu mahkemelere de yapılan duruşmalara avukatlar girmeyince iktidar bu mahkemeleri kaldırmak zorunda kalacaktır.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler