Geç gelen özgürlük: ‘Duvara toslayana kadar koşmak istedim’

Bir buçuk yıllık tutukluluğunun ardından tahliye edilen Dilan Poyraz’la, cezaevi günlerini, yaşadığı zorlukları ve sağlık sorunlarını konuştuk

Yayınlanma: 11.09.2018 - 22:03
Abone Ol google-news

Grup Yorum üyesi Dilan Poyraz (21) bir buçuk yıllık tutukluluğun ardından tahliye edildi. Başına aldığı darbeler sonucu beynine giden damarların daralması problemiyle karşı karşıya kalan Poyraz, tahliye olduğunu duyunca ellerini açıp bir duvara toslayana kadar koşmak istediğini söylüyor. Poyraz, “Dört duvar arasında 8 adım atabiliyorsun. Tekrar geri dönüyorsun toplam 18 adım oluyor. Koşmayı, uzun uzun yürümeyi çok özlemişim. Özgürlüğün kıymetini bilmiyormuşuz. Toprağa basmak yeşillik alanlarda olmak paha biçilemez. Sağlık sorunlarımdan dolayı dilediğim kadar yürüyemedim” diyor. Poyraz ile cezaevi günlerini konuştuk.

Cezaevi günlerin nasıl geçti?

İlk tutuklandığımda Silivri’de bir hücrede kaldım. Müebbet ağırlaştırılmış hükümlülerin koğuşunda kaldım. Ben tutukluydum. Orada kalmam hukuksuzluktu. Üzerimizde tel kafes vardı. Baklava dilimi tellerin arasında gökyüzünü görebiliyorsun. Hiç insan sesi yok. Bu dikkatimi çekmişti. Aniden kapı açılıyor içeriye giriyorlar. İnsani ilişki anlamında muamele çok kötü. Arkadaşlarımın yanına geçene kadar açlık grevi yapacağımı söyleyince onların yanına götürdüler. Silivri’de 10 ay kaldım. Her türlü saldırıyı yaşadık. Sivas’ta katledilen aydınlarımızı anmak için şarkılar söyleyince disiplin cezaları aldık. İki yıldan fazla iletişim cezalarım vardı. Direnen tüm mahkûmlara bu soruşturmalar açılıyor. Haklarımız sürekli kısıtlanıyordu. Enstürman alamadım. Ailemin getirmesine izin vermediler. Kantinde almam dayatıldı. Yan flüt almak istedim demir diye almadılar. Bağlama aldık. Onun da akort sorunu çıktı. Akort cihazını vermediler. En son ‘o zaman niye bu bağlamayı bize verdiniz. Ondan sonra da Silivri’den Gebze’ye sürgün edildik. Sabah erken saatte hücremizi bastılar. Üzerimizde ne varsa öyle götürüldük.

Tedavi başladı

Sağlık sorunların vardı...

Cezaevinde bir gün ağzımdan burnumdan kan geldi. Ben çok üstelemedim. Baktım devam ediyor. Gardiyanları çağırdık. Beni hastaneye götürdüler. Silivri Devlet Hastanesi’ne götürüldüm. Genel tarama testi yapıldığında beyne giden damarlarda daralma olduğu ortaya çıktı. İlaç tedavisine başladık. Gebze’ye sürgün edilince doktora gidemedim. Asker sorunu oluyordu. Şimdi yeniden tedaviye başladım. Elimde uyuşmalar oluyor. Yoğunlaşamama gibi bir problem çıktı. Boynumu döndüremiyorum. Doktorum damar daralmasının kafama sürekli aldığım darbelerden kaynaklandığını söyledi. İlk tomografiye girdiğimde kafamdaki şişlikler geçmemişti. Temeli darp ve stres. Hastane işleri biraz beni yoracak.

 En çok neyi özledin?

En çok sevdiğim insanlarla bir arada olmayı özlemişim. Çay içmek sohbet etmek. Deniz kenarına gitmeyi özlemişim. Ailemi çok özlemişim. Enstrümanlarıma kavuştum elime aldım. Dokunabildim.

‘Türkü söyledik’

İçerde unutamadığın anıların oldu mu?

Bütün arkadaşlarımı sürgün ettiklerinde Silivri’de ben tek başıma kalmıştım. Beni 15 gün boyunca tek tutmuşlardı. Ardından ben de sürgün edildiğimde onlara kavuştuğum anı hiç unutmam. Bir de beste yapmıştım. Onu da açık görüşte ilk annemle paylaşmıştım. Annem çok beğenmişti. Avukatımız Selçuk Kozağaçlı bir gün önümüzden geçerken slogan attığını duyduk. Hemen ‘Selçuk abi, Selçuk abi seni seviyoruz. Seni tek başına bırakıyorlar ama biz seninleyiz’ diye seslendik. O da ‘ben iyiyim merak etmeyin’ dedi. Gelen geçene seslenirdik. Grup Yorum üyesi arkadaşlara ‘akşam cama çık tamam mı’ derdik. Onlar da ‘tamam’ derdi. Akşam saat 22.00’de cama çıkıp bağıra bağıra türkü söylüyorduk. Rüzgâr bizden yanaysa birbirimizi duyuyorduk.

Tahliyi bekliyor muydun?

Tahliye oldum. Cezaevi kapısında yeniden alındım. Böyle bir şeyi tahmin edebiliyordum.Vatan Emniyet’te bir gece kaldım. Adliyeye götürüldüm. Savcı yüzü görmedim. Sağlık sorunlarım ile ilgili yapılan haberlerden dolayı direk adli kontrol kararı verildi. Sadece yurtdışı yasağı konuldu. Tahliye bekliyordum. Çünkü tutuklansaydım bana cezaevinde ölme hakkı tanıyacaklardı. Beyin önemli bir şey. Cezaevinde de tedavi olmak mümkün değil. Çift kelepçe uygulaması var. Biz bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. İnsan hasta olduğu için gidiyor. Kaçmak için değil.

 

‘Komplo dosyaları çökecek’

Arkanda arkadaşlarını bıraktın...

Onları çok seviyorum. Onlar orada biz burada direnmeye devam edeceğiz. Onları o zulmün hücrelerinden çekip alacağız. Ekim ayında arkadaşlarımızın duruşması var. Onlara güç olacağız. Bu komplo dosyalarıda çökecek. Umutsuz değiliz. Muhalif sanat yapmak suç. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Listelere bestelerle cevap veriyor. Biz içerdeyken onlar üretmeye devam etmiş. Biz de içerde beste yapıyorduk. Şiir yazıyorduk. Gizli tanık ‘Berk Ercan’ dosyasından kaynaklı bu tutukluluklar. Adam akıllı bir delil yok. Tek suçum Grup Yorum üyesi olmak ve Tavır Dergisi’nde yazmak.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler