'Erdoğan kendisini Mobutu Sese Soko sanmaya başladı'

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel hakkında söylediği sözlere ilişkin, "Erdoğan iyice kendisini Mobutu Sese Soko sanmaya başladı" dedi.

Yayınlanma: 25.12.2018 - 19:34
Abone Ol google-news

 

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün gerçekleştirdiği grup toplantısında CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in Hulusi Akar'a ilişkin sözlere ilişkin "Milli Savunma Bakanımıza yapılan hakaretler yenilir yutulur hakaretler değildir" ifadelerinde bulunarak "Bunlara gerekli dersleri yargıda vermek zorundayız. Bunlar ancak o dilden anlarlar. Önce tazminat, ardından ceza" dedi.

Bunun üzerine CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'e destek tweeti atan CHP İstanbul milletvekili Gürsel Tekin, "Erdoğan iyice kendisini Mobutu Sese Soko sanmaya başladı. Hem Cumhurbaşkanı, hem savcı, hem hakim. Bir demokraside böyle bir şey olamaz. Milli iradenin temsilcisi Meclis'tir. Atanmışlar da gelir hesap verir. Tehditle kimseyi korkutamaz. @eczozgurozel'in sonuna kadar yanındayız." dedi.

 

Mobutu Sese Seko Nkuku Ngbendu wa za Banga (Mobutu Sese Seko) kimdir?

Mobutu Sese Seko Nkuku Ngbendu wa za Banga (d. 14 Ekim 1930 – ö. 7 Eylül 1997), daha çok Mobutu ya da Joseph Mobutu-Sese Seko olarak tanınır. Doğduğunda adı Joseph-Désiré Mobutu idi. 32 yıl boyunca (1965–1997) o zamanki adıyla Zaire günümüzdeki adıyla Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin devlet başkanlığını yapmıştır. Bu göreve önceki devlet başkanı Joseph Kasavubu'yu devirdiği darbeden sonra gelmiştir. Toplam 32 yıl demir yumrukla ülkeyi yönetmiştir. Çok değerli yeraltı ve yer üstü kaynaklara sahip olan Kongo (eski adıyla Zaire) yönetim zaafiyetleri ve zimmet suçlamalarıyla dünyanın en fakir ülkelerinden biri haline gelmiştir. Başlangıçta zengin batılı devletlerce iktidarı desteklenen ve hatta darbesi Amerikan destekli olan Mobutu son zamanlarında bu desteği kaybetmiş ve bundan kısa bir süre sonra iktidardan düşmüştür.

1949'da Belçika Kongosu ordusunun maliye dairesinde memur olarak çalışmaya başladı. Ordudayken Leopoldville'de (Kinşasa)yayımlanan çeşitli gazetelerde makaleler yazdı. 1956'da ordudan ayrıldıktan sonra L'Avenir adlı günlük gazetede muhabir olarak çalıştı. Daha sonra haftalık Actualites Africaines dergisinin yayın yönetmeni oldu.

Gazetecelik yaptığı yıllarda Kongo'nun milliyetçi önderi Patrice Lumumba ile tanıştı. 1958'de Lumumba'nın kurduğu Kongo Ulusal Hareketi (MNC) adlı siyasi partiye katıldı. 1959'da Belçika'nın Kongo Haberalma Teşkilatı'nda (Inforcongo) çalışmak üzere gittiği Brüksel'de MNC'nin bürosunu açtı. Ertesi yıl, Kongo'nun bağımsızlığı konusunda toplanan Brüksel Yuvarlak Masa Konferansı'na katıldı. Konferansta hapiste bulunan Lumumba'yı temsil etti ve Lumumba'nın güçlü bir merkezi yönetime sahip bağımsız bir Kongo devleti oluşturulması yolundaki görüşlerini savundu.

Kongo'nun 30 Haziran 1960'ta bağımsızlığını kazanmasından sonra Devlet Başkanı Joseph Kasavubu ile Başbakan Lumuba'nın koalisyon hükümeti tarafından genelkurmay başkanlığına getirildi. Sekiz gün sonra ordu içinde çıkan ayaklanmayı askerlere rütbe ve para dağıtarak denetimi altına almayı başarması konumunu daha da güçlendirdi.

Kasavubu ile Lumumba arasındaki iktidar mücadelesi sırasında, Lumumba'nın SSCB'den yardım aldığını öne süren Kasavubu'nun yanında yer aldı ve onun Lumumba'yı görevden almasına el altından yardımcı oldu. Lumumba Eylül 1960'ta Kasavubu'yu devirmek için kuvvet toplamaya başlayınca bir darbe düzenleyerek iktidarı ele geçirdi. Ama iki ay sonra yönetimi Kasavubu'ya devretti. Mobutu'nun Lumuba'nın öldürülmesinden de sorumlu olduğuna inanılır.

1961'de silahlı kuvvetler başkomutanı olan Mobutu dört yıl sonra Kasavubu'yu bir darbeyle devirerek devlet başkanlığı görevini üstlendi. 1967'de Kongo ordusuna bağlı paralı askerlerin başlattığı ayaklanamyı bastırdı. Katanga bakır madenlerini devletleştirerek ve yabancı sermayeyi teşvik ederek ekonomiyi canlandırmaya çalıştı.

Öte yandan, yönetimine sivil bir görünüm kazandırmak amacıyla önemli devlet görevlerine asker kökenli olmayan kişileri getirdi.Ülkenin tek yasal partisi olan Devrimci Halk Hareketi - Mouvement Populaire de la Revolution (MRP) aracılığıyla halkın desteğini kazanmaya çalıştı. Bununla birlikte, daha önceki hükümetlerde önemli roller üstlenen kabilelerin, ekonomik canlanmadan paylarını alamayan küçük çiftçilerin ve üniversite öğrencilerinin muhalefetiyle karşı karşıya kaldı. Karşılaştığı bir başka sorun da Angola'da üslenerek Shaba bölgesini sürekli olarak tehdit eden Katangalı ayaklanmacılar oldu.

Devlet başkanlığı sırasında ülkedeki adları, Afrika dilindeki adlarla değiştirme kampanyası başlattı. Ekim 1971'de ülkenin adını Zaire olarak değiştirdi.Kendisi de Ocak 1972'de Sese Seko adını aldı.

1977'de Angola'nın desteklediği Katangalıların Zaire'yi işgal girişimini önlemek için Fransa'dan askeri müdahale talebinde bulundu. Başka adayın katılmadığı 1970, 1977 ve 1984 seçimlerinde devlet başkanlığı süresi uzatıldı. Mobutu iç ayaklanmalar ve darbe girişimleri karşısında yönetimini sürdürmeyi başardıysa da, ekonomik büyüme ve kalkınma için gerekli koşulları oluşturmakta pek başarılı olamadı. Yolsuzluklar, kötü yönetim ve ihmalcilik, ülkedeki ulaşım ağının, tarımın ve temel sanayi kesimlerinin durumunun kötüleşmesine yol açtı. Buna karşılık Mobutu'nun dünyanın en zengin kişileri arasında sayılacak kadar büyük bir servet edindiği söyleniyordu.

1990'da Soğuk Savaş'ın sona ermesi ve değişen şartlar nedeniyle yasaklanmış diğer siyasi partilere izin vererek içinde muhalif unsurlarında bulunduğu bir geçiş hükümeti atadı, ama kolluk kuvvetleriyle önemli bakanlıkları elinde tutmayı sürdürdü. 1992'ye gelindiğinde Mobutu, ülke içinde gitgide güçlenen bir muhalefet karşısında artık Batılı ülkelerin de desteğini yitirmiş bulunuyordu. Bu arada sağlığı giderek bozulan Mobutu da tedavi için sık sık Avrupa'ya gittiğinden, giderek ülke yönetimindeki gücünü kaybetmeye başladı. Aynı dönemde Tutsiler Zaire'nin doğusunu ele geçirmeye başladılar.

1994'ta yaşanan Ruanda soykırımı sırasında Hutuları desteklediği için Tutsilerin tepkisini çeken Mobutu, Kasım 1996'da ülkenin doğusundaki Tutsileri sınır dışı etmeye çalışması üzerine Uganda ve Ruanda hükümetlerinin desteğini alan Laurent-Désiré Kabila liderliğindeki Tutsiler ve diğer Mobutu muhalifi gruplar başkent Kinşasa'ya yürüyüşe geçti. Ne kanser hastası olan Mobutu ne de emrindeki silahlı kuvvetler direnecek durumda olmadığından Mobutu'nın isteği üzerine başlayan barış görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlandı. 16 Mayıs 1997'de Kinşasa'yı ele geçiren muhalif gruplar 32 yıllık Mobutu iktidarını devirdiler. Devrilen Mobutu sürgün olarak önce geçici olarak Togo'ya ardından Fas'a gitti. 7 Eylül 1997'de prostat kanseri'nden yaşamını yitirdi ve Fas'ta defnedildi.

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler