Huzurlarınızda Bay Suduri

Son yıllarda telefonla “Biz terörle mücadeleden arıyoruz, hakkınızda soruşturma var” diyerek dolandırıcılık yapan çetelerin ağına iyi eğitimli insanların bile düştüğü bir gerçek. Devlet adıyla dolandırma yöntemi oldukça eski. Özellikle de sıkıyönetim ya da baskı dönemlerinde kullanılan bu yöntemin ilk mucidi ise İkinci Dünya Savaşı nedeniyle ilan edilen Örfi İdare (sıkıyönetim) adını kullanarak İs

Yayınlanma: 05.01.2019 - 21:38
Abone Ol google-news

Dolandırıcılık konusunda Akdeniz ülkelerinin dünyada haklı bir şöhreti vardır. Kimsenin aklına gelmeyen dolandırıcılık yöntemleri sıcakkanlı Akdeniz insanlarının aklına gelir. Kıta Avrupası’nın kalkınmış ülkeler sıralamasında sonlarda yer alsalar da, dolandırıcılık, örgütlü suçlar söz konusu olduğunda ilk sıraları Akdeniz ülkeleri paylaşır. İtalyanlar mesela bu alanda hayli şöhretlidir. Bulgaristan keza İtalyanlardan sonra ikinci sırayı alır. Ancak bir konu var ki, işte onda Türk insanının eline ne İtalyanlar ne de diğerleri su dökemez: “Devlet adıyla vatandaşını dolandırmak”

Devletin Osmanlı’dan beri ceberrut bir anlayışla yönetilmesinden midir nedir, yurdum insanı “Ben devlet görevlisiyim” diyenin önünde suçu olsun olmasın diz çökmeye hazırdır. Anımsayanlar bilir; 12 Eylül’den birkaç yıl sonra sanırım Milliyet Gazetesi’nin muhabirleri ellerinde gazetenin telsiziyle Eminönü’deki Mısır Çarşısı’nın yanındaki alandan gelip geçen insanlara telsizlerini göstererek “Ellerinizi kaldırıp duvara yaslanın” diye bağırdığında kimse bu komutu verenlere “Siz kimsiniz ve ne hakla bizi durdurup ellerimizi kaldırmamızı istiyorsunuz” dememiş ve hepsi verilen emri yerine getirmişti. Bu örnekten de görüleceği gibi bizim insanımız “Devlet” denince sorgusuz sualsiz verilen emri yerine getirir. O nedenle bizdeki dolandırıcıların en önemli silahı devlet adını kullanarak insanları dolandırmaktır.

Baskı dönemlerinde...
Son zamanlarda hemen her gün duyduğumuz ve artık gazetelerin üçüncü sayfa haberi olmasından öteye geçmeyen olayların başında, kendisini savcı ya da Terörle Mücadele Dairesi’nden polis olarak tanıtan dolandırıcıların, aradığı kişinin hakkında terör soruşturması olduğu yalanını uydurarak banka hesaplarındaki paraları şavullaması gelmektedir. İşin ilginç yanı; hemen her gün basında bu haberler yer almasına, emniyetin insanların telefonlarına uyarı mesajları göndermesine karşın, akademisyenlerin, bürokratların bile tongaya basıp hesaplarındaki parayı dolandırıcılara kaptırdığını görüyoruz.

Peki, devlet adıyla dolandırma yöntemi sadece şu son bir iki yılda mı kullanılmaya başladı? Tabii hayır, bizde vatandaşını bilgilendirmeden, sorgusuz sualsiz karakola çekme, sorgulama geleneği ne kadar eskiyse, devletin adını kullanmak suretiyle dolandırma yöntemi de o kadar eskidir. Bu yöntem daha çok sıkıyönetim ve sıkıyönetimsiz baskı dönemlerinde kullanılıyor.
Devlet adını kullanarak ilk dolandırıcılık şebekesi 1944 yılında ortaya çıkarılmış. “Suduri Çetesi” olarak bilinen ve liderliğini Suduri Hersek adlı kişinin yaptığı çete, kendilerini Örfi İdare (Sıkıyönetim) subayları olarak tanıtarak özellikle gayrimüslim vatandaşları ağına düşürmüş ve hatırı sayılır bir servet edinmişti. Bugünkü dolandırıcıların aksine telefon kullanmak yerine bizzat hedefine aldığı doktor, tüccar ve sanayici azınlıklardan olan kişilerin iş yerine giderek para karşılığında güya haklarındaki soruşturmalardan onları kurtarmıştır.

Sırmalı elbiseyle giderdi
Kendisine sırmalı bir de subay elbisesi tedarik eden ve dolandıracağı kişilerin iş yerlerine bu resmi elbise ve elinde sahte Örfi İdare mührü ile imzalanmış soruşturma evrakları ile giden Suduri Hersek, arkadaşları Kıvamleddin, Hüsamettin ve Süleyman’la birlikte insanları ağlarına düşürmekte pek de zorlanmamışlar. Nihayet Rum asıllı bir doktorun Örfi İdare’ye yaptığı şikâyet sonucu Bay Suduri ve arkadaşları yakayı ele vermiş, aylarca süren davaları sırasında görülmüş ki, Sirkeci ve Sultanhamam piyasasından dolandırmadıkları insan kalmamıştır.


İLHAM KAYNAĞI OLDU

Duruşmalar sırasında Suduri’nin ağına düşen tüccarlar ya vergi kaçırdığı ya gümrüksüz mal soktuğu ya da stokçuluk ve karaborsacılık korkutmacasıyla çeteye para kaptırdıklarını anlatırlar. Sonuçta Sudur ve çetesi ağır cezalar alarak hapse gönderirler. Ancak Suduri’nin açtığı bu yol, diğer dolandırıcılara da onlarca yıldan beri ilham kaynağı olmuştur. Bizim halkımızın devlet adına kapısını çalan herkese para verdiğinden devlet adıyla dolandırma yöntemi de daha uzun yıllar kullanılacağa benzer.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler