Tuncel ve Kışanak'a savunmasız ceza

Yargıç karşısına 26 ay sonra ilk kez çıkarılan eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, “terör örgütüne üye olmak” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından 14 yıl 3 ay, yargılama sürecince hiçbir duruşmaya getirilmeyen DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ise aynı suçlamalar ile 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Yayınlanma: 02.02.2019 - 22:37
Abone Ol google-news

Kışanak’ın ilk çıktığı mahkemede, Tuncel’in ise savunması dahi alınmadan hapis cezasına çarptırılması “adil yargılama” tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Dosyanın avukatlarından Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın verilen kararın hukuk adına üzücü ve utanç verici bir karar olduğunu söylerken, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu ise “Verilen hükmün yasal ve usuli içerikler taşımadığını düşünüyorum” dedi.

Cihan Aydın, Sebahat Tuncel’in ilk duruşmaya Sesli Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldığını belirterek, “Sebahat Hanım beyanında mahkeme huzurunda savunma yapmak istediğini söyledi. Kendisi şu an açlık grevinde. Mahkemeye gelemedi. Üç günlük raporu vardı. Mahkeme duruşmanın ertelenmesi talebimizi kabul etmedi” dedi. Kışanak’ın ise aylar sonra ilk kez mahkemeye getirildiğine dikkat çeken Aydın, “Gülten Hanım savunma yaptı. Ardından hemen alelacele karar çıktı” diye konuştu.

‘Formel hukuk olmalı’
Türkiye’de yargılama sisteminin tartışmalı hale geldiğini söyleyen Aydın, “Ülkede adil bir yargılamadan bahsedilmesi için önce gerçekten formel bir yargılama olması gerekiyor. Bizim başından beri kovuşturmanın genişletilmesi, delillerin toplanması konusunda taleplerimiz vardı. Aslında iddianame bu davada bir nevi karar oldu. Hukuk adına üzücü ve utanç verici bir durum” ifadelerini kullandı.

Durakoğlu da, bu yargılamada kullanılan usulün ceza muhakemeleri kanununu ihlal ettiğini belirterek, “Savunma hakkının kullanılmasına imkân verilmeden yapılan yargılamanın yargılama olarak kabul edilmesi asla mümkün değildir. Bu açıdan verilen hükmün yasal ve usulü içerikler taşımadığını düşünüyorum. AİHM kararlarına aykırı bir gerekçe taşıyacağı kaygısı içerisindeyim. Bu açıdan bakıldığında kararın, ‘nihai’ gibi görünse de Anayasa Mahkemesi ve AİHM’den döneceği, bu niteliği itibarıyla hak ihlali sayılacağı, daha gerekçesi dahi yazılmadan görünen bir nitelik taşımaktadır” dedi. 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler