Yüzbaşı Murat Eren, FETÖ kumpası Atabeyler Davası’nı anlattı: ‘Mağdur edilmedik, düşmana esir düştük’

FETÖ’nün kurgu davalarıyla davalarıyla yıllarca hapis yatan Yüzbaşı Murat Eren, “Bu davalardaki senaryolar farklıydı ama hepsinin yönetmeni aynıydı. Biz mağdur edildik diyemeyiz, biz bu düşmana esir düştük. Türk subayı mağdur olmaz. Mağdur olan ailelerimiz, çocuklarımızdı” dedi.

Yayınlanma: 09.02.2019 - 17:19
Abone Ol google-news

Kumpas Mağdurları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin (Kumpas-Der) toplumsal hafızayı diri tutmak için hazırladığı Kumpas Söyleşileri’nin onuncusunda Atabeyler Davası konuşuldu. Atabeyler Kumpasını, 2006’da “Atabeyler Çetesi” soruşturması tutuklanan ilk subay Murat Eren anlattı.

13 yılda çeşitli aralıklarla 46 ay hapis yatan Eren, 2006 YAŞ’ında Kuvvet Komutanlarının ve asker üyelerin şerh koyması ve disiplin puanı yüksek olmasına karşın “disiplinsizlik” suçlamasıyla TSK’den ilişiğinin kesildiğini anlattı. Birçok pilotun “usta öğretici” konumunda gördüğü Eren, “Daha sonra hakkımda, ‘Silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek’, ‘Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama’, ve ‘Patlayıcı madde bulundurmak ve taşımak’ suçlamasıyla 3 ayrı dava açıldı. Davaların açılma sürecinde kumpası destekleyen FETÖ’nün yayın organları, iddianamelerde olmamasına rağmen bu davaları ‘Danıştay saldırısını azmettirme’, ‘Başbakan’a suikast’ şeklinde haber yaptı. Tüm bu haberler Genelkurmay’ın önünde sarı zarf dağıtan bir adamla basına yayıldı. O dönemin Genelkurmay Askeri Savcısı bu kişinin araştırılmasına izin vermedi ” dedi.

‘Türk subayı mağdur olmaz’

“Düşmanın kalleşi, merti olmaz” diyen Eren, “Bizler düşmanı tespit edemedik. Bunun sorumlusu da biziz. Yaşadığım bu süreci, ‘düşmana esir düşmek’ olarak değerlendiriyorum. ‘Bize haksızlık yapıldı, bizler mağdur edildik, cümlelerini kabul etmeyenlerdenim. Türk subayı hiçbir zaman mağdur olmaz. Bizler düşmana esir düştük. Mağdur edilenler ailelerimiz, çocuklarımız, yakınlarımızdı” dedi.

2000’li yıllarda bu Fethullahçı çete ile mücedele etme potansiyeli olan devlet görevlilerin bir bir kurumlardan uzaklaştırıldığına dikkat çeken Eren, “Kumpaslarla yok etmek istediler ama bizler Türk subayayız, mücadele için her zaman hazırız. Hedef olan aslında bizler değildik, kendilerine tehdit gördükleri kurumlardı. Bu davalarda senaryolar farklıydı ama yönetmenler aynıydı. Yönetmenin kim olduğunu hepimiz biliyoruz” dedi.

‘Mahkeme sağır kaldı’

FETÖ’nün bu kumpasları sadece TSK’ye değil; Milli Eğitim Bakanlığı’na, Milli İstihbarat Teşkilatı’na, Emniyet’e yapıldığını başında “milli” geçen tüm kurumların hedef gösterildiğine dikkat çekti. Eren; Atabeyler kumpasında beraber yargılandığı, sözde “beraber suikast” hazırladığı iddia edilen kişilerle cezaevinde tanıştığını, bulundurduğu “patlayıcı maddenin” ise görevi gereği devletin bizzat ona zimmetlediği maddelerin olduğunu ve bunların da iddia edildiği gibi Ankara’yı patlatacak büyüklükte şiddeti olmadığını bilirkişi raporlarıyla kanıtlansa da mahkemenin lehlerindeki her şeye sağır kaldığına dikkat çekti. Eren, “Benim odamda bulduklarını iddia ettikleri CD’de 1993 yılına ait Power Point dosyaları var. 1993’te bu program henüz yoktu bile. O yıllarda ben daha askeri okulda öğrenciydim” dedi. Aynı patlayıcıdan 2 farklı ceza aldığını ve ikisinden de ayrı ayrı hapis yattığını söyleyen Eren, bunun hukuk tarihinde neredeyse olmadığını belirtti. Eren, TSK’den ilişiği kesilerek yargılandığı için sivil cezaevinde ağır suçlularla yıllarca hapis yakması dikkat çekti. Eren, “Kafamı çevirdiğimde aynı dili konuşacağım bir kişi bile yoktu” dedi.

‘Adil yargılanmak istiyorum’

Hiçbir zaman “mağdur” kelimesini kullanmadığının altını çizen Eren, “Cezaevindeyken de onlarca devlet kurumuna ‘tekrar yargılanmak istiyorum’ diye dilekçe yazdım. Hiç kimseden torpil istemedim. Tek isteğim adil yargılanmak oldu. Yazdığım dilekçelerin hiçbirine yanıt gelmedi” dedi.

Mahkeme 28 Mart’ta

Eren, FETÖ’cülerin kendilerini çok iyi gizleyebildiklerini şu anda hala birçok kurumda “metastaz” yaparak kaldıklarına dikkat çekti. 2.5 yıl önce “yeniden yargılanma” istemiyle tahliye edilen Eren, hakkındaki 2 davadan beraat etse de diğer 2 davası için mahkeme günü verilmediği için hala sonuçlanmadı. Davalardan beraat etmediği için üniformasına yeniden kavuşamayan Eren “2.5 yıl sonra bana duruşma için geçen haftalarda gün verdiler. 2.5 yıldır yeniden ‘adil’ biçimde yargılanmak için gün bekliyordum. 28 Mart’ta duruşmam var. 13 yıl sonra ilk kez gerçek bir mahkemenin karşısına çıkacağım. Bu işi devlet yaptı, devlet çözecek. Ben sadece devletten adil yargılanma talep ediyorum” dedi.

<haber-dikey:1131447>

Gün, Cumhuriyet manşetinden sonra verildi

Eren’in yeniden yargılanması için 2.5 yıldır mahkemeden gün verilmemesine Cumhuriyet sessiz kalmamış, Eren için adalet istemişti. Cumhuriyet, Eren’e kurulan kumpasın FETÖ tarafından yapıldığı kanıtlandığı halde davasının hala devam ettiğini ve mahkeme günü verilmediğini yazmıştı. 4 Kasım 2018’de gazetemizin manşetten verdiği Çağdaş Bayraktar’ın “FETÖ Hala Yakıyor” haberinden sonra Eren’e 28 Mart 2019 için mahkeme günü verilmesi dikkat çekti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler