Erdoğan: Her geçen gün internete daha da karşı oluyorum

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) ve Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) üyelerinden oluşan heyetle görüştü. Erdoğan'ın görüşmede, "Her geçen gün internete daha da karşı oluyorum" dediği kaydedildi.

Yayınlanma: 03.10.2014 - 13:13
Abone Ol google-news

Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) ve Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) üyelerinden oluşan heyet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüştü. Görüşmenin ardından Gazetecileri Koruma Komitesi tarafından bir açıklama yapıldı.

SOSYAL MEDYADA ERDOĞAN'IN SÖZLERİNE BÜYÜK TEPKİ

Açıklamada, Erdoğan'ın görüşme sırasında, "Her geçen gün internete daha da karşı oluyorum" dediği kaydedildi.

TÜRKİYE'DE İKİ KİŞİDEN BİRİNİN İNTERNETİ YOK

NYT VE CNN'İ ES GEÇMEDİ

CPJ açıklamasında, Erdoğan'ın Türk medyasının bazı organlarının yanısıra The New York Times ve CNN International gibi medya organlarını eleştirdiği belirtiliyor.

Açıklamada, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın, Türkiye'nin basın özgürlüğü karnesini 'agresif biçimde' savunduğu ifade ediliyor.

ERDOĞAN'DAN SUÇLAMA

Amerika’nın Sesi’nde yer alan bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, IPI-CPJ heyetinin eleştirilerine sert tepki gösterdi. Görüşmede, Erdoğan’ın ‘Türkiye’de basın özgür’ savında direttiği ve IPI-CPJ gibi kuruluşları da yanlış kişilerden bilgi alarak raporlar hazırlamakla suçladığı öğrenildi.

DAVUTOĞLU'NUN TONU SERTTİ

Başbakan Davutoğlu’nun ise, heyetteki Dışişleri Bakanlığı dönemi nedeniyle eleştirilere açık olması beklentisine karşın Erdoğan gibi sert ve tepkili olduğu bilgisi edinildi. Davutoğlu’nun eleştirileri ve soruları sert tonla yanıtladığı belirtildi.

Adalet Bakanı Bozdağ’ın ise, tutuklu gazeteciler gibi sorunlarla ilgili yargı reformu paketlerini anlattığı kaydedildi.

‘2012’den bugüne kötüleşiyor’

IPI Avrupa ve Kuzey Amerika Bölgesi Basın Özgürlüğü Uzman Danışmanı Steven Ellis ise, Türkiye’de karşılaştıkları tabloyu dün verdiği özel röportajda Amerika’nın Sesi’ne değerlendirdi. Türkiye’nin örneğin Çin gibi bir ülkeyle kıyaslanmayacağını, ancak yine de son yıllarda kaygı verici gelişmeler gözlemlediklerini belirten Ellis, durumu 2012’den de kötü gördüklerini özetle şöyle anlattı:

“Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğünü yerinde gözlemlemek üzere 2012’de incelemede bulunmuştuk. O zaman ciddi sayıda gazeteci hapisteydi. Gazeteciler oto-sansür uyguluyordu. O günden bugüne daha kötüleştiğini düşünüyoruz. Gezi protestolarında çok sayıda gazeteci polis müdahalesiyle yaralandı. Bu arada çok sayıda gazeteci işsiz kaldı, kalıyor. Sadece haberleştirme sürecinde değil medya patronlarına hükümet ile arasındaki diğer alanlardaki iş bağlantıları nedeniyle baskı uygulandığını ve gazetecileri işten çıkartma olaylarını da görüyoruz.”

Bu noktada, “Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’nda Yeni Türkiye olarak tanımlanan dönemde nasıl gelişmeler bekliyorsunuz?” diye sorduğumuz Ellis, bunun Erdoğan’ın nasıl davranacağına ilişkin kişisel kararıyla belirleneceğine dikkat çekti. Ellis, “Anladığım kadarıyla Cumhurbaşkanı olarak devletin başı ancak günlük siyasi operasyona dahil değil ki bunu Başbakan’ın yönetmesi gerekiyor. Umuyorum ki Başbakan, basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne saygı duyacaktır. Ancak bu durum, Erdoğan’ın geleneksel Cumhurbaşkanı gibi Türkiye’nin siyasi atmosferi dışında davranmasına veya onun etkisini eski partisi üzerinde sürdürmesine göre değişecektir” dedi.

‘Ankara bürolarını kapatmak haber alma hakkına zarar’

Malesef tüm dünyada muhabir sayısı azaltılmış bürolara yönelme eğilimi görüldüğünü de kaydeden Ellis, Türkiye’de ise bu konuda ciddi bir sorun  gördüklerini ve özellikle Ankara’da medya bürolarını kapatma eğilimiyle Türkiye’de halkın geleceğiyle ilgili kararlar alınmasına ilişkin haber alma hakkına zarar verildiğini söyledi.

Türkiye’de sadece hükümet baskısı değil ancak medya sahipliği açısından da baskı görüldüğünü kaydeden Ellis, bunun tüm dünyada olduğu gibi ekonomik veya terörizm gerekçeli yasal nedenlerden kaynaklanabildiğini de vurguladı. Ellis, bunun doğrudan değil ama yine dolaylı hükümet baskısı olarak da ortaya çıktığını belirtti.

‘İnternet düzenlemesi tüm insanları ilgilendiriyor’

Türkiye’de internet yasasında yapılan değişiklikle internet trafiğini hükümetin kayıt altına almasını da yorumlayan Ellis, “Bunu basın özgürlüğü açısından değil tüm insanlar açısından değerlendirmeliyiz. Tüm adımınız, her hareketiniz kayıt altına alınıyor ki bu durumda kendi kendini sınırlama-sansürleme de görülecektir. Oysa ifade özgürlüğü açısından (internette) paylaşımlar yapılabilmelidir” diye konuştu.

‘Adalet Bakanlığı’na tutuklu gazetecileri soracağız’

Türkiye’deki Kürt gazeteciler hakkında da bilgi aldıklarını belirten Ellis, bugün yasadışı bağlantısı ispat edilmemiş olduğu halde tutuklu Kürt gazeteciler olduğunu kaydetti. Ellis, bu konuyu Adalet Bakanı ile görüşmeyi umduklarını söyledi.

Türkiye’nin bugünkü konumunda Rusya, Çin gibi ülkelerden elbette iyi bir noktada olduğunu kaydeden Ellis, ancak Türkiye’yi kötüye gidiş itibariyle de ‘yarı-özgür ülke’ konumunda gördüklerini de sözlerine ekledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler