Gezi iddianamesinde torba gibi

Gezi Direnişi’ne ilişkin hazırlanan iddianame FETÖ mensubu polislerin hazırladığı fezlekeyle neredeyse aynı. İddianamede imha edilmesi gereken FETÖ’cü polislerin delilleri ve tanıklıkları yer aldı.

Yayınlanma: 05.03.2019 - 22:16
Abone Ol google-news

<haber-dikey:1278472,1277379,1277136>

Gezi Direnişi’ne ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianame kamuoyunda büyük tartışmalara neden oldu. Daha önceki Gezi soruşturmasının firari savcı Muammer Akkaş tarafından başlatılmış olması ve iddianamede yer alan delillerin Akkaş’a dönemin FETÖ mensubu polis memurları tarafından hazırlanan fezlekeyle neredeyse aynı olması dikkat çekti. Gezi iddianamesinde dikkat çeken trajikomik detayları derledik.

 FETÖ’cü polislerin topladıkları kaldı: İddianamede FETÖ’nün kanserli hücreler olduğu ve dosyanın FETÖ’nün etkisinden arındırıldığı aktarıldı. Ancak 500’e yakın telefon tapesinin yer aldığı iddianamede sanıkların 30 Mayıs 2013 - 26 Şubat 2014 tarih aralıklarında dinlenmiş olmaları dikkat çekti. Bu tarihte görevde olan binlerce yargı mensubu ve binlerce polis 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ terör örgütü üyesi olmak suçundan ya ihraç edildi ya da tutuklandı. Ancak topladıkları delillerin imha edilmesi gerekirken, yeni bir iddianamenin delili yapıldı.

İhraç edilen polisler tanık: Ayrıca iddianamede ihraç edilen polisler Gezi Direnişi sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü’nde Ekipler Amiri olarak görev yapan Başkomiser Ercan Orhan Aydın, eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Yunus Dolar ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdür Yardımcısı Hasan Gül tanık sıfatıyla dinlendi. İddianamede FETÖ’nün kurtulduğunun yazılmasına karşın FETÖ gerekçesiyle ihraç edilen polislerin tanık sıfatıyla dinlenmiş olması dikkat çekti.

Arı haritasına skandal benzetme: İddianamede en dikkat çeken detay Osman Kavala’nın cep telefonundaki bir fotoğraf karesi oldu. Bu fotoğraf Prof. Dr. F. Ruttner’in “Bal arılarının biyocoğrafya ve taksonomisi” adlı kitabında yer alan Ortadoğu’daki arı ırkları haritasının fotoğrafıydı. Ancak bu kare iddianamede “Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünün bozularak sınırları yeniden çizildiği” bir harita olarak gösterildi.

AKP’ye yakın isimlerin olduğu dernek raporda: İddianamede Açık Toplum Vakfı’nın İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı başta olmak üzere çok sayıda vakıf ve derneğe para gönderildiği aktarıldı. Ancak iddianameye giren İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın Koordinasyon Kurulu Başkanı’nın dönemin bakanı Hayati Yazıcı olduğu ve dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın da bu ajansta etkin olarak çalışmış olması dikkat çekti.

‘Yeni yargılama yapılamaz’

Avukat Turgut Kazan, Twitter’dan iddianameyi eleştirdi. Kazan, “Gezi iddianamesi AİHM’in Necmettin Erbakan kararı ile AİHS’in ek 7. protokol ışığında değerlendirmelidir. Erbakan kararında 4 yıl 5 ay sonra soruşturma açılması ihlal sayılmıştır sayılmıştı. Gezi iddianamesinde suç tarihi için, 2014 öncesi deniliyor. Taksim Platformu davasında gösterilerin 10.07.2013 gününe kadar sürdüğü belirtilmişti. Demek ki, 4 yıl 7,5 ay sonra dava açılması, apaçık bir ihlaldir. Ayrıca, Gezi ana davası İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Orada, Taksim Platformunu oluşturanlar örgüt üyeliği ve yasadışı toplantı yapmakla suçlandı. Hepsi beraat etti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kararı temyiz etmedi, kesinleşti. Onayladığımız AİHS’ne ek 7. protokolü var. Anayasamızın 90/5. maddesi var. Non Bis İn İdem ilkesi en temel hukuk ilkesidir. Eylem aynıdır. Suç vasfı değiştirilerek, ikinci bir yargılama yapılamaz. CMK’nun 223/7. maddesi uyarınca, davanın reddine karar verilmesi gerekir.” ifadelerini kullandı. 

 

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler