Utku Çakırözer: Meydan okumayı severdi

"Bir cümle ile anlatmak gerekirse, meydan okumayı seven, kafasına koyduğunu yapan biriydi Barkın. Dostlarına, sevenlerine, hayata son kez meydan okudu..."

Yayınlanma: 06.02.2015 - 12:43
Abone Ol google-news

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

(Soldan sağa- Ali Sirmen, Erdem Gül, Barkın Şık, Çiğdem Toker, Utku Çakırözer)

Cumhuriyet gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Utku Çakırözer de önceki gün yaşamını yitiren gazetemizin başarılı muhabiri Barkın Şık'ı anlatan bir yazı kaleme aldı..

İşte o yazı;

Meydan okumayı severdi

Barkın’la ne kadar zamandır tanışıyoruz? Ben savunma muhabiriydim o gececiydi. Sonra ben diplomasi muhabiri oldum o savunma. Önce Milliyet, sonra Akşam sonra da Cumhuriyet. Mesai arkadaşım ve dostum olarak, gazetecilik hayatının neredeyse tamamına şahidim. Başka şahitler de var. Fikret Bila, Sedat Ergin, Mehmet Yılmaz, İsmail Küçükkaya onun haberciliğinin değerini bilen isimlerin sadece birkaç tanesi.. Her an, her yerde haber düşünürdü Barkın. Evde, izinde, yolda, okurken, yerken, içerken. Hatta askerdeyken bile!..

Hasteğmen olarak askerlik görevini yaparken “Genelkurmay ile Hava Kuvvetleri arasında yaşanan üniforma krizi” karşısında haber tutkusu depreşmiş ve çok büyük riski göze alarak çaktırmadan yazdırmıştı bana. 

Sıcak yaz günlerinde havacı subayların gömlek üstü mont giymek zorunda bırakılmasını Milliyet’in manşete taşıması uzun süre konuşulmuştu. İddialıydı. Rekabetçiydi. Ekip çalışmasını sevmezdi. Yüz tane haber atlamaya razıydı yeter ki atlattığı haberi sadece o yazmış olsun.Birinci sayfacıydı. “Bir”e girmeyen haber, haber değildi onun gözünde. Yazdığı haber ilk sayfaya “rüstem” dahi girse değmeyin mutluluğuna. Bir süre manşet olamazsa huzursuz olurdu. Ruh hali değişirdi. Ne yapar eder ses getirecek haberi bulur, haber müdürünün önüne koyardı. Gerçek bir vatanseverdi. Babası Zeki Albay’ın mirası görürdü Türkiye’yi sevmeyi. Belki de savunma muhabirliğini seçişi ve bu alandaki başarısının sırrı da buydu. Dürüsttü. Haber kaynaklarına asla kazık atmazdı. Sözünü tutmak için gerekirse haber atlamayı göze alır ama yine de yazmazdı. 

Adaletli ve mertti. Haksızlıklar karşısında muhatabı kim olursa olsun doğru bildiğini söylemekten geri durmazdı. Sert ve umursamaz görüntüsünün ardında, dışarıdan bakanın fark etmesi güç olan duygusal, yaşam dolu bir Barkın vardı. Dostlarının sevincini kendi mutluluğu, acısını kendi üzüntüsü gibi yoğun yaşardı. Hayatındaki en değerli varlık sevgili Elçin’di. Her buluşmada onun kendisi için ne kadar vazgeçilmez olduğunu anlatacak en az bir cümlesi olurdu. Bir de annesinin fedakârlıklarını anlatır, “İnsanın annesi can” derdi. Annesi, kardeşi yanında olmasalar da aklı hep onlarda olurdu.

Bir de tabii son aşkı Yaman var. “Böyle bir sevgi yokmuş” diye anlatırdı oğluna olan
tutkusunu. Telefonlara bakmadığı an bilirdik ki Yaman Efendi ile oyun zamanıydı.
Bir cümle ile anlatmak gerekirse, meydan okumayı seven, kafasına koyduğunu yapan
biriydi Barkın. Dostlarına, sevenlerine, hayata son kez meydan okudu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler