Reyhanlı davasında yeni gelişme

Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde, 52 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırılarla ilgili davanın ilk duruşmasında bazı tutuklu sanıkların savunmaları alındı. Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

Yayınlanma: 10.02.2014 - 18:24
Abone Ol google-news

Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Ferdi Gazel, Fikret Nazik, Nasır Eskiocak, İlhan Küçükdüveyki, Ali Düzel, Mehmet Genç, Ergin Ördek, Yusuf Büyükkasım, Hacel Sat, Doğan Özdemir, Mehmet Kılıç, Yıldıray Çetin, Ahmet Mansuroğlu, Süleyman Evet ve Mahmut Alper Özgür ile olayda hayatını kaybeden bazı vatandaşların müşteki sıfatıyla birinci derecede yakınları ve avukatları hazır bulundu.

CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz'ın da izlediği duruşmada, tutuklu sanıklar Nasır Eskiocak, Ergin Ördek, Doğan Özdemir, Yusuf Büyükkasım, Ahmet Mansuroğlu ve İlhan Küçükdüveyki savunma yapmak istemediklerini belirtti.

Tutuklu sanıklardan İlhan Küçükdüveyki, savunmasında hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini belirterek, telefonculuk yaptığını söyledi.

Sanık Nasır Eskiocak'ı dükkanına gelip gittiği için tanıdığını belirten İlhan Küçükdüveyki, ''Olaydan yaklaşık 10-15 gün önce Nasır işyerine gelerek 4 telefon ve hat aldı. Bundan 10-15 gün sonra da Ahmet Mansuroğlu, Mehmet Genç ve Yusuf Büyükkasım iş yerime gelerek 5 hat ve cihaz aldı'' dedi.

Sanık Ferdi Gazel de hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

Olaydan 10 gün önce Süleyman Okur'un, yanına Nasır Eskiocak'ı getirdiğini anlatan Gazel, ''Bana Nasır'ın hayvan ticaretiyle uğraştığını söyledi. Kayınpederimin boş olan evinde barındırdım. Yaklaşık 10 gün kaldı. Bu sürede ihtiyaçlarını karşıladım. Nasır'ın atılı suçtan kaçtığını bilmiyordum. Daha sonra evi hayvan ticaretiyle uğraşan başka birine vereceğimi Nasır'a söyledim. Nasır Eskiocak'ı da Mahir olarak biliyorum'' diye konuştu.

Sanık Mehmet Genç ise savunmasında suçlamalarla ilgisinin bulunmadığını ileri sürdü.

Nasır Eskiocak'ı 7-8 yıldır tanığını ifade eden Mehmet Genç, savunmasını şöyle sürdürdü:

''Kendisiyle ailece görüşürüz. Suça konu patlamadan 20-25 gün önce Nasır yanıma gelerek 'Sana market açalım, araç alalım' diye teklif etti. Ben de bunu kabul ettim. Nasır, Yusuf Büyükkasım ve Ahmet Mansuroğlu ile beni tanıştırdı. Bana söylediğine göre Yusuf oto tamirciliği yapıyormuş. Ahmet Mansuroğlu da benim şoförlüğüm olmadığı için araç kullanacağını söyledi. Yusuf ve Ahmet ile Nurdağı, İskenderun ve Adana'da araç baktık ancak bulamadık. Daha sonra Antakya'da istediğimiz araçları bulup aldık. Araçların parasını bana Nasır vermişti. Araçları, bakımı için sanayiye Yusuf Büyükkasım götürdü. Kime götürdüğünü ise bilmiyorum. Suça konu patlamadan 2-3 gün önce Nasır beni arayarak arandığımızı söyledi. Bunun üzerine Yusuf'un anahtarını getirdiği barakada birlikte kaldık. Patlamanın olduğu gece Ergin Ördek ve Doğan Özdemir kaldığım barakaya geldi. Bunları önceden tanımıyorum. Suçsuz olduğumdan dolayı jandarmaya giderek teslim oldum.''

Patlama olan araçlardan birini kullandığı iddia edilen sanık Süleyman Evet de patlamadan bir gün önce kendisini sanık Doğan Özdemir'in aradığını kaydetti.

Özdemir'in, birinin elinde bulunan buzdolabını taşımaları gerektiğini söylediğini anlatan Evet, şöyle devam etti:

''Buzdolabını Doğan'ın söylediği yere götürüp bıraktık. Daha sonra Doğan patlamanın olduğu gün ise sabah 08.00'da beni evden aldı. Daha sonra Mehmet Kılıç'ın pastanesine gittik. Nasır Eskiocak da oradaydı. Orada bir süre bekledik ve daha sonra Mehmet Kılıç'ın gösterdiği araçların yanına gitti. Nasır yola çıkmadan önce bize araçların kontak anahtarı ve ruhsatlarını verdi. Araçlardan birini ben, diğerini Doğan kullandı. Reyhanlı'ya geldiğimizde Doğan kullandığı aracı belediyenin karşısına park etti. Sonra benim aracıma geldi ve bu aracı da 7 -8 dakika uzaklıkta mesafeye park ettik. Daha sonra Doğan ile birlikte işim olduğu için dolmuşla Antakya'ya gittik. Doğan bana o iki araca kaçak içki ve sigara yükleneceğini söyledi. Bir süre sonra ben eve döndüm. Doğan da beni daha sonra aramadı. suçsuzum ve tahliyemi istiyorum.''

Diğer tutuklu sanıklar da suçlamalarla ilgilerinin bulunmadığını belirterek tahliyelerini istedi.

Sanık avukatlarının savunmalarının ardından bir süre ara veren mahkeme heyeti, tutuklu 15 sanığın tutukluluk hallerinin devamına, duruşmaya gelmeyen tutuksuz sanıkların bir sonraki duruşmada zorla getirilmelerine, savunma yapmayan sanıkların savunmalarını yapmalarına ve Hatay Cumhuriyet Savcılığı'na olayda ihmali bulunduğu öne sürülen kamu görevlileri hakkında idari veya adli soruşturma açılıp açılmadığının sorulmasına karar vererek duruşmayı erteledi.

 Duruşma sonrası açıklamalar:

CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz, duruşma sonrası adliye önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, davaya karşı ilginin az olmasından yakındı.

Patlamalarla ilgili TBMM'de verdiği soru önergesine yanıt alamadığını belirten Eryılmaz, şunları söyledi:

"Bu patlamanın koşullarını, siyasi iktidarın izlemiş olduğu politikaların oluşturduğunu bir kere tespit etmek zorundayız. Yargılanan 33 sanığın 15'i tutuklu, geri kalanı ise tutuksuz yargılanıyor. Bunlardan birkaçı da yurt dışında firari durumda. Firari olan sanıklardan ve Suriye'de olduğu iddia edilen sanıklardan ikisinin bir gazeteye daha önce verdiği röportajda bir şahsın ismini veriyorlar. Ve bu şahıs, Heysem Topalca'dır. Bununla ilgili ben bir soru önergesi verdim, hala cevabını alamadım. Böyle kritik bir ismin hala ifadesinin alınmamış olması, bununla ilgili ek bir iddianamenin hazırlanmamış olması, 'acaba bu olayın farklı bir boyutu mu var?' gibi bir soruyu gündeme getiriyor."

Patlamada oğlu Oğulcan Tuna'yı (17) kaybeden baba Ahmet Tuna da olayın adi bir vaka gibi gösterilmeye çalışıldığını savunarak, "Ben bu konuda tedirginim. Dava bu kadar basit olmamalı. Mutlaka adalet yerini bulmalı. Ucu kime dokunursa dokunsun sonuna kadar davanın üzerine gidilmeli" dedi.

Anne Fatma Tuna da sanıkların savunmasındaki ifadeleri eleştirerek suçluların en ağır cezayı almasını istedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler