İKV: AB'ye vizesiz seyahatlerde 'kapıdan dönme riski' de var

Çiğdem Nas, “AB’ye vizesiz seyahat mümkün olsa dahi, her zaman AB üyesi devletlerin sınır kapılarından geri döndürülme riskinin de olduğu hatırlatılmalı” diye konuştu.

Nas, “Türk halkının da bu çerçevede iyi bir şekilde bilgilendirilmesi gerektiği” uyarısı yaptı.

Brüksel’de sığınmacı krizinin ele alındığı zirvede Türkiye, 3 milyar euro ilave fon ve Schengen bölgesine vizesiz seyahat imkânının en geç Haziran sonunda yürürlüğe girmesini talep etti.

Türkiye, Yunan adalarına düzensiz geçişleri durdurma taahhüdü verirken, geri kabul edilen her bir Suriyeli için, AB’nin Türkiye'den bir mülteciyi kabul etmesi önerisi masaya yatırıldı.

Türkiye’nin gündemine oturan vize serbestisinin “imkansız olmadığını” ifade eden Nas, bu hedefler doğrultusunda TBMM, hükümet ve ilgili bakanlıkların AB’nin talep ettiği 46 koşulu hızla yerine getirmesi gerektiğini belirtti.

Bu koşullar arasında pasaportların AB’ye uyumlu hale getirilmesi; pasaport sahteciliğinin önlenmesi; sahil güvenlik birimlerinin güçlendirilmesi; sınır kontrollerinin güçlendirilmesi; ilgili Avrupa Konseyi Sözleşmeleri’nin imzalanarak onaylanması; göç açısından kaynak teşkil eden ülkelere vize uygulaması getirilmesi; veri güvenliği kanunu gibi bazı kanunların AB ile uyumlu bir şekilde çıkarılması; Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün kapasitesinin güçlendirilmesi gibi birçok madde bulunuyor.

Nas, TBMM, hükümet ve ilgili Bakanlıkların bu hedefler doğrultusunda hızla ilerlemeleri gerektiğini açıklarken, “Her zaman AB üyesi devletlerin sınır kapılarından geri döndürülme riskinin de olduğu hatırlatılmalı” diye vurguladı.

"Suriyelilerin AB ülkelerine yerleştirilmesi, uluslararası hukukun gereği"

Çiğdem Nas, tarafların anlaşma sağlaması açısından Türkiye’nin Yunan adalarına geçişleri durdurma ve buradan mültecileri geri kabul etmeye razı olmasını “önemli bir nokta” olarak değerlendirdi.

Ancak Nas, “Suriyelilerin savaştan kaçan kişiler olarak uluslararası koruma hakkına sahip oldukları gerçeği göz önünde bulundurularak konu ele alınmalıdır” yorumunu dile getirdi.

Nas, “Suriyelilerin AB ülkelerine yerleştirilmeleri, uluslararası hukukun bir gereğidir” dedi.

Çiğdem Nas, buna rağmen AB’nin Suriyeli mültecileri almak konusunda belirlediği kota olan 160 bin kişiyi halen arasında paylaşamadığına ve birçok AB üyesi devletin gösterdiği “isteksizliğe “ dikkat çekti.

Çiğdem Nas, bu durumun “Suriyeli mültecilerin Türkiye’deki kamplardan AB ülkelerine yerleştirilmesini de haklı ancak gerçekçi olmayan bir hedef haline getirdiğini" sözlerine ekledi.

Nas, Türkiye’nin “hesaplarını AB’deki gerçekleri dikkate alarak yapmasının” önemli olduğunu söyledi.

Türkiye’nin AB’den talep ettiği 3 milyar euro’yu iki katına çıkarması konusunda Nas, “Türkiye bu miktarın da yetmeyeceğini düşündü ve AB’ye, Türkiye’ye çok ihtiyaç duyduğu bir zamanda bu konuda baskı yapmayı bir taktik olarak uyguladı” diye açıkladı.

İKV Genel Sekreteri, Türkiye’nin bugüne kadar mülteciler için 10 milyar doları bulan harcama yaptığına dikkat çekerken, “Suriyeli mültecilerin Türkiye’de kalması ve entegre olmaları için önlemler alınması isteniyorsa, AB’nin Türkiye ile yük paylaşımına gitmesi gerek” diye konuştu.