Sanat dünyasının üç önemli ismini anıyoruz

Kültür sanat dünyası, bugün üç özel sanatçıyı anarak hafızaları bir kez daha tazeliyor. Bugün Sadri Alışık ve Cem Karacanın doğum günü, Kurt Cobain'in de ölüm yıldönümü.

Yayınlanma: 05.04.2016 - 14:42
Abone Ol google-news

<video:510473>

Kültür sanat dünyası, bugün üç önemli ismini anıyor. 5 Nisan 1925'te sinemamızın usta oyuncularından Sadri Alışık dünyaya gelmişti. Aynı zamanda bugün, Anadolu rock müzik türünün öncü seslerinden, 1945 doğumlu Cem Karaca'nın da yaş günü. Karaca, 8 Şubat 2004'te aramızdan ayrılmıştı. Bugün ayrıca ABD'nin Seattle kentinden çıkan Nirvana grubu kurucusu, gitarist ve vokalist Kurt Cobain'in de ölüm yıldönümü. Cobain, 1994'te bir av tüfeğiyle yaşamına son vermişti.

"Turist Ömer" tiplemesiyle hafızalara kazınan, 18 Mart 1995'te hayata veda eden usta sanatçı Sadri Alışık, doğumunun 91. yılında Zincirlikuyu'daki kabri başında anıldı.

Yeşilçam çınarlarından Sadri Alışık doğmunun 91. anıldı. Anma programına usta oyuncunun oğlu Kerem Alışık, torunu Sadri Alışık olmak üzere sanatçı dostları, sevenleri ve tiyatro oyuncuları katıldı. Merhum Sadri Alışık için burada Kuran-ı Kerim okundu, dua edildi.

Öte yandan anma programına katılan İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği üyeleri, sanatçının uzun yıllar kullandığı 1957 model Chevrolet Belair marka otomobili mezarı başına getirdi. Usta oyuncunun oynadığı bazı filmlerin afişleri otomobile asıldı.

"BUGÜN ÖLÜMSÜZLÜK MERTEBESİNDE YAŞAYAN BİR SANATÇI HALİNE GELDİ"

Anma sırasında duygusal anlar yaşayan Kerem Alışık bir açıklama yaptı. Babasının aralarından ayrılışının 21. yılına girildiğini hatırlatan Alışık, "Vefalı seven dostlarla, arkadaşlarımızla, onu doğum gününde anmaktan ve özlemle anmaktan mutluluk duyuyorum" diye konuştu. Kerem Alışık konuşmasının devamında "Sadri Alışık sanata bir yaşam vermiş, sanatıyla yaşamış birisiydi" diyen Kerem Alışık, "Sanat, Sadri Alışık'a bunun karşılığını verdi. Bunun altında kalmadı, sanat ta onu her zaman yaşattı. Bugün ölümsüzlük mertebesinde yaşayan bir sanatçı haline geldi. Bizler önce annem ve ben, şimdi ben ve bütün Sadri Alışık ailesi, çocukları sadece buna aracılık ediyoruz. Bunu görmek bize mutluluk veriyor. " dedi.

YÖNETMEN SAFA ÖNAL: İNSANDA BİR SADRİ ALIŞIK YALNIZLIĞI BAŞLIYOR

Usta sanaçtının yakın dostu senarist ve yönetmen Safa Önal da programda bir teşekkür konuşması yaptı. Sadri Alışık'ın kendisinde çok özel bir yeri olduğunu kaydeden Önal, Sadri Alışık için şöyle konuştu:

"Devamlı üreten, espiri yapan, birden bire şairliği tutan, başka türlü biriydi. Bizim nesil devamlı azaldıkça, eksildikçe Sadri'nin boşluğunu daha çok duyuyorum. Yani insanda gerçekten bir Sadri Alışık yalnızlığı başlıyor. Çünkü o bir tiryakilik, içiyle dışıyla şair, yüz pozluk bir oyuncu, zeki, alıngan ancak müthiş vefalı bir adamdı. Ben şimdi onu, olmayan yanaklarından öpüyorum, huzurunda saygıyla eğiliyorum.

SADRİ ALIŞIK'IN İZİNDE

Sadri Alışık Akademisi Konservatuvarı mezunu Şahin Adıgüzel ise usta oyuncunun bu topraklara gelmiş çok önemli bir değer olduğunu belirterek, "Biz onun adı altında çok önemli işler yapmaya çalışıyoruz. Sadri Alışık'ın izinden, onun değerleriyle devam ediyoruz" ifadelerini kullandı. Anma programının sonunda Kerem Alışık, babasını anmaya gelenlere lokma dağıttı.

CEM KARACA 71 YAŞINDA

Türk Rock müziğinin efsane ismi Cem Karaca 71 yaşında.Usta sanatçı her yıl olduğu gibi bu yılda doğum gününde unutulmadı. Cem Karaca'yı sevenleri sosyal medya üzerinden paylaştıkları mesajlarla da andı. 8 Şubat 2004'te aramızdan ayrılan Cem Karaca'yı 71'inci doğum gününde sevgi ve saygıyla anıyoruz...

Tam adı Muhtar Cem Karaca olan usta müzisyen 5 Nisan 1945 yılında İstanbul'da doğup 8 Şubat 2004 yılında yaşamını yitirdi.

Cem Karaca, Anadolu rock türünün kurucularındandır. Birçok grupla (Apaşlar, Kardaşlar, Moğollar ve Dervişan) çalışmış, kurucu ve yöneticisi olmuş, güçlü bir rock kültürünün yaratılmasında öncülerden olmuştur.

Babası Azerbaycan asıllı Mehmet Karaca ve annesi Ermeni asıllı Toto Karaca (İrma Felegyan) olan Cem Karaca, sanatla iç içe büyüdü. Orta öğrenimini Robert Lisesi'nde tamamlayan Cem Karaca sanatçı bir çiftin çocuğu olduğundan müziğe doğuştan yetenekliydi. Müzik ile ilk tanışması, annesinin teyzesi Rosa Felegyan'ın Cem Karaca'ya piyano notaları ve piyano nağmeleri öğretmesi ile olmuştur.

Okul yıllarında, moda olan rock müziğine merak salan Karaca, dünya starlarının şarkılarını söyleyerek başladı, müzik serüvenine. Karaca, askerlik yıllarında tanıştığı Anadolu gerçeği ve ezgilerini rock müziğiyle harmanlaya karar verdi. 1967’de Mehmet Soyarslan, Tümay Yalçınkaya, Timur Fildişi ve Ahmet Tuzcuoğlu ile birlikte kurdukları Apaşlar grubu, Altın Mikrofon Yarışması’nda, sözlerin Erzurumlu Emrah'a ait, Cem Karaca’nın bestelediği "Emrah" adlı parçayla ikinciliği kazandı.

Apaşlar, “Emrah”la elde etiği başarıyı, Resimdeki Gözyaşları ve Bu Son Olsun gibi günümüzde de hit olan parçalarla pekiştirdi. Karaca, Apaşlar grubundan ayrıldıktan sonra sırasıyla Kardaşlar, Moğollar, Dervişan gibi gruplarla çalıştı. Bu sürede Türk halkını ve müziğini derinden etkileyen şarkılar üretti.

Kardaşlar grubu ile anlaşmazlık yaşayan Cem Karaca, Moğollar’a, Moğollar ile anlaşamayan Ersen Dileten de Kardaşlar’a dahil oldu. Moğollar ve Cem Karaca’nın iyi bir uyum yakaladı, birçok başarılı eser üretti, ama asıl çıkışı ‘Namus Belası’ parçası ile yakaladılar. Şarkı o kadar beğenilmişti ki Hey Dergisi’nde çizgi roman yayınlandı, ayrıca Namus Belası isimli filmler çekildi. Yakaladıkları başarıya rağmen Cahit Berkay müzik kariyerine Fransa’da devam etmeye karar verince Moğollar ve Cem Karaca ayrılmak zorunda kaldı.

Karaca, ilk evliliğini tiyatro sanatçısı Semra Özgür ile 1965'te yaptı, ama bu evlilik uzun soluklu olamadı. Karaca, 1968'in sonunda yine bir tiyatro sanatçısı olan Meriç Başaran ile hayatını birleştirdi, bu evliliği ise iki yıl sürdü. Üçüncü evliliğini Ağustos 1973’te Feride Balkan ile yapan sanatçının, bu evlilikten Emrah adını verdiği bir oğlu oldu. Çift, Cem Karaca'nın Almanya'da zorunlu yaşama döneminde ayrıldı. 5 Temmuz 1993'te Cem Karaca, dördüncü evliliğini ilk eşi Semra Özgür ile yaptı. Cem Karaca'nın son evliliği ise İlkim Erkan ile oldu.

Karaca’nın ölümünü ardından son eşi İlkim Erkan Karaca ile tek çocuğu Emrah’ın annesi Feride arasında tartışma çıktı. Çünkü İlkim Hanım, Karaca'nın çocukluğunda geçirdiği bir kaza sonucu kısır olduğunu, bu nedenle çocuğu olamayacağını iddia etti. Mahkeme kararı ile Cem Karaca'nın mezarı açıldı ve DNA örnekleri alındı. DNA testi sonucu Emrah'ın Cem Karaca'nın oğlu olduğu tespit edildi.

Her fırsatta solcu olduğunu dile getiren Karaca’nın şarkıları, 12 Eylül’ün tohumlarının atılmaya başlandığı 1970’li yıllarda daha önemli bir rol oynamaya başladı. 1978’da son grubu Edirdahan’la Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi ve rock opera albümü ‘Safinaz’ı yayınladı. Grup ilk ve tek albümlerinin ardından dağıldı. Almanya’ya yerleşen Cem Karaca, uzun yıllardır süren müzik hayatının ilk solo albümü olan ‘Hasreti yayınladı. Albüm Nazım Hikmet şiirlerinden oluşuyordu.

Sanatçı, 1 Mayıs plağı, komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle hakkında dava açıldı ve gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı. Bu dönemde Avrupa turnesinde olan Karaca, 1980 Darbesi’nin ardında yurtdışında yaşayan birçok sanatçı gibi Türkiye’ye çağrıldı, ama sanatçı dönmeyeceğini bildirdi. Çirkin Kral lakaplı usta oyuncu Yılmaz Güney ile aynı günde, 6 Ocak 1983’te, Türk vatandaşlığından çıkarılan Karaca, bu dönemde Almanya’dan gelen vatandaşlık teklifini reddetti.

Nazım Hikmet Ran’ın gibi vatan hasreti çeken Karaca, şairin Mavi Liman şiirini besteledi. Türkiye’ye olan özlemini ''Beni bekleme kaptan, Beni o limana çıkaramazsın'' ve ''Bana İstanbul'u anlat nasıldı'' şarkısının finalinde, ''Hep kahır hep kahır bıktım be'' dizeleriyle anlattı.

Dönemin Başbakanı Turgut Özal’la iletişime geçen ve Türkiye’ye dönmek istediğini belirten sanatçı, hakkında açılan davadan beraat etti. Tutuklama kararının kaldırılmasının ardından 1987’de Türk pasaportu ile vatana giriş yaptı. Yurda girişinde hayranları ve en önemlisi küçük bir çocukken ayrıldığı oğlu Emrah büyük bir coşkuyla karşıladı, Cem Karaca’yı havalimanında. Tek oğlunun büyüdüğünü göremeyen Karaca, Almanya’da yaşadığı dönem de babasını kaybetti, onun cenazesine dahi katılamadı.

Yurda döndükten sonra televizyon programları yapmaya başladı. Müziğe tekrar dönmesini sağlayan ise 1997’de vizyona giren Ağır Roman filmi oldu, ‘Resimdeki Gözyaşları’nı tekrar kaydetti. Barış Manço’nun ölümünün ardından oldukça üzülen Cem Karaca, vokalistsiz kalan Kurtalan Ekspres’e katıldı. Karaca’nın son albümü ise 1999’da yaptığı ‘Bindik Bir Alamete Gedeyoz Kıyamete’ oldu.

Türk Rock'ının isyankar adamı Cem Karaca, İstanbul'da geçirdiği kalp krizi sonucu, 8 Şubat 2004’te hayatını kaybetti. 59 yaşında hayata veda eden sanatçı, vasiyeti üzerine alkışlarla değil tekbirlerle uğurlandı. Cem Karaca, sanat ve siyaset dünyasından yüzlerce kişinin hazır bulunduğu cenaze törenin ardından, Karacaahmet İranlılar Mezarlığı’nda, babasının yanında toprağa verildi. 59 yaşında hayata veda eden efsane sanatçı; ardında bir oğul ve toplumsal sorunlara dikkat çektiği birçok şarkılarını bıraktı…

KURT COBAIN'İN 19. ÖLÜM YILDÖNÜMÜ

Cobain, 1985 yılında Krist Novoselic ile birlikte Nirvana'yı kurmuş, 'Bleach' isimli ilk albümlerini bağımsız olan plak şirketi Sub Pop'dan 1989 yılında çıkartmışlardır. DGC Records ile imzalanan anlaşma sonrasında, grubun ikinci albümü 'Nevermind' 1991 senesinde yayınlandı ve "Smells Like Teen Spirit" ile çığır açan bir başarı yakaladılar. 'Nevermind'ın başarısının ardından Nirvana, X Kuşağı'nın 'bayrağı önde götüren grubu' olarak etiketlendi ve Cobain 'bir neslin sözcüsü' olarak nitelendirildi. Ancak Cobain'in kendi kişisel sorunlarının sık sık medyanın ilgisini çekmesi ve onun mesajının kamuoyu tarafından yanlış yorumlanması yüzünden sık sık rahatsızlandı ve sinirlendi. Nirvana, son stüdyo albümü 'In Utero' (1993) ile dinleyicilere meydan okudu.

Hayatının son yıllarında Cobain uyuşturucu bağımlılığı, ünü ve imajının yanı sıra kendisi ve eşi Courtney Love'ı çevreleyen baskılar ile mücadele etti. Ayrıca hastalığı ve mide ağrıları da son yıllarında mücadele ettiği diğer faktörlerdi. 8 Nisan 1994 tarihinde Cobain, Seattle'daki evinde ölü bulundu. Resmî açıklamada kendisini av tüfeğiyle kafasından vurduğu açıklandı. Öldüğü zaman içinde bulunduğu koşullar halk tarafından sıkça tartışılan bir konu haline gelmiştir. Nirvana, sadece ABD sınırları içinde 25 milyon albüm sattı, dünya çapında ise bu rakam 50 milyonu geçti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler