Kimlik bilgilerinin çalınmasına AKP'nin çözümü: Seçimlerde bilgileri partilere vermemek

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, çalınan kimlik bilgilerine ilişkin açıklama yaptı.

Yayınlanma: 06.04.2016 - 16:37
Abone Ol google-news

Bakan Binali Yıldırım, 19. Avrasya Ekonomi Zirvesi kapsamında düzenlenen “Diyalogla İpekyolu; Ekonomi, Enerji, ve İklim Değişikliği" konulu oturuma katıldı. Yıldırım, toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Kimlik bilgilerinin elde edilmesi ve internette yayınlanması konusundaki bir soru üzerine Yıldırım şunları kaydetti: “Benim bakmama lüzum yok. Ben 60 senedir kimlik taşıyorum. 2010 yılında bir şekilde elde edilen kimlik bilgileri, şimdi sanki MERNİS sistemine yazılarak elde edilmiş gibi servis yapılıyor. Bu, malum paralel yapının yeni bir algı operasyonudur. Neden elde edilmiş, onu da söyleyeyim: 2009 yılı ve daha sonraki seçimlerde, bütün seçimlerden önce seçime girecek partilerin tamamına yasa gereği bu bütün seçmenlerin adlarını, adreslerini, TC kimlik numaralarını içeren bilgileri vermek zorundasınız. Bu yasa gereğidir. Bütün partilere veriyorsunuz. O dönemde yaklaşık olarak 50 milyon seçmen var. Dikkat ederseniz, yayınlananlarda 18 yaşın altındakiler yok. Niye yok? Onlar seçmen değil. Bu bilgileri veriyorsunuz. Bu bilgileri bir şekilde alanlar, bilemiyoruz ki kiminle paylaştılar. Olay bundan ibaret. Seçim öncesi yasa gereği Yüksek Seçim Kurulu'nun bütün partilere vermek zorunda olduğu seçmen bilgileri, bugün sanki MERNİS sisteminden sızılarak elde edilmiş gibi servis yapılıyor. Bu bir problem."

'BU VATANDAŞLIĞA, DÜRÜSTLÜĞE, HATTA HUKUKA UYAN BİR ŞEY DEĞİL'

Bakan Yıldırım, şöyle devam etti: “Şimdi yeni Meclisimiz Kişisel Bilgilerin Korunması Kanunu çıkardı. Bu kanunla birlikte her türlü kişisel bilgiye erişim güvence altına alınıyor, ilave tedbirler alınıyor. Ama her şeye rağmen, erişildiği zaman da buna erişenlere çok ciddi hapis cezaları geliyor. O yüzden, bu yola başvuran kötü niyetli kişilerin bunu kulaklarına iyice yer etmesini istiyorum. Bundan sonra buna benzer yapacakları işlerin hesabını verecekler. Önceden yasal düzenleme yoktu. Yeni yasal düzenleme yapıldı, şu anda Cumhurbaşkanımızın onayında. Bugün yarın da onaydan çıkar, yürürlüğe girer. Bunun ciddi bir bedeli var, yapmanın bir bedeli var. Bu ahlaki bir şey değil. Bu, vatandaşlığa, dürüstlüğe, hatta hukuka uyan bir şey değil. Bu bilgiler, bilgi havuzundan, siber ortamda elde edilmiş bilgiler değil. Delillere bakıyoruz, bunlar Yüksek Seçim Kurulu'nun bütün partilere vermekle zorunlu olduğu bilgilerden ibaret olduğunu görüyoruz."

'SEÇİM KANUNU'NDA DA BİR DÜZENLEME YAPMAK LAZIM'

Yıldırım, “Bu bize bir şey gösterdi; demek ki bu Seçim Kanunu'nda da bir düzenleme yapmak lazım. Bu bilgileri ya vermemek ya da belirli kısıtlamalar getirmek... Artık bilişim gelişti. Sandıklara, sandıklardaki seçmenlere erişim problem değil. Dolayısıyla, seçim zamanı bu bilgiler belirli bir kısıtlamayla verilir. Seçmenlere yardımcı olacak bilgiler şeklinde verilir. Onun dışında, partilerle bu bilgiler paylaşılmaz. Çünkü bir kişi ile paylaştığınız şey artık sır değildir. Kafamızda durduğu sürece sırdır. Bunlar da sırdır, kişisel bilgiler sırdır. Ama yasal bir zorunluluktan Seçim Kurulu'nun yapacağı bir şey yoktur, vermiştir. Bu şartlar altında hem yasal düzenleme yapılıyor hem de idari ve adli soruşturma başlatılmış durumda" şeklinde konuştu.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, vatandaşlara ait kimlik bilgilerinin sızdırılmasıyla ilgili olarak, "Ben vatandaşlara şunu tavsiye ediyorum bu aşamada; 'Ben de var mıyım?' diye sisteme girme yarışında olmasınlar. Siz kendinize ait bilgileri zaten biliyorsunuz, oraya girmek bir tuzaktır. Sizin girmenizi istiyorlar, girdiğini anda size ait başka bilgilere ulaşmak istiyorlar" dedi.

'VATANDAŞLAR BUNA RAĞBET ETMESİNLER. ASIL BİLGİLERİ SAĞLAMDIR'

Binali Yıldırım, vatandaşlara ait kimlik bilgilerinin elde edilmesi ve internette yayınlanması konusunda şunları söyledi: “Ben vatandaşlara şunu tavsiye ediyorum bu aşamada; 'Ben de var mıyım?' diye sisteme girme yarışında olmasınlar. Siz kendinize ait bilgileri zaten biliyorsunuz, oraya girmek bir tuzaktır. Sizin girmenizi istiyorlar, girdiğini anda size ait başka bilgilere ulaşmak istiyorlar. O bilgiyle, kimlik bilgisiyle bir şey yapamaz. Hiç kontrol etmeye gerek yok. Kontrol etmek bu kötü niyetlilerin daha sonraki emellerine hizmet etmek anlamına gelir. O yüzden, hükümet olarak meselenin farkındayız. Gereken hem bilişim altyapısı anlamında çalışmalar devam ediyor hem de yasal idari soruşturmalar devam ediyor. Şu kesin ve net: Bu, sisteme sızma yoluyla şu anda elde edilmiş bir bilgi değil. Geçmiş dönemde seçim münasebeti ile partilere verilmiş, disketlerden birileri bunların eline geçmiş. Şimdi de kafa karıştırmak, vatandaşları rahatsız etmek, sanki Türkiye'de sistemlerin güvenilir olmadığı algısını yaratmak ve kötü amaçlı kullanmak için malum örgüt bunu kullanıyor. Maalesef bunu da aleni yapamıyor. Başka bir ülkeden, başka bir kayıtla yapmaya çalışıyor. O kayıta ulaşıyorsunuz, onu kapatıyor, başka bir kayıt açıyor… Vatandaşlar buna rağbet etmesinler. Asıl bilgileri sağlamdır. MERNİS sisteminde muhafaza edilmektedir."

'ŞU ANDA TC KİMLİK NUMARALARINI DEĞİŞTİRMEYE İHTİYAÇ YOK'

Yıldırım, TC kimlik numaralarının değiştirilme yoluna gidilip gidilmeyeceği sorusuna ise “Şu anda öyle bir ihtiyaç yok. Şu anda gerekli idari ve adli soruşturmalar devam ediyor. Bunlar sonuçlandıkça kamuoyu bilgilendirilecek, tedbirler alınmaya devam edilecek" yanıtını verdi.

3. HAVALİMANI

Bakan Yıldırım, 3 havalimanının son durumu konusunda sorulan soruya ise şöyle yanıt verdi: “Köprülerin kapasitesi var. Aynı anda 200 tane köprüde uçak görebileceksiniz. Aynı anda 200 uçak birlikte kalkmaz, 6 tane pist var. Atatürk Havalimanı'ndaki gibi, başka havalimanlarındaki gibi bir pist kullanılmayacak. Aynı anda farklı pistlerde, bir yerden kalkış olacak, başka yerden de iniş olacak. Yani uçak trafiği miktarı kat kat artmış olacak. Bu proje bir yap-işlet-devret projesidir. Devletin bütçesinden para harcamadan gerçekleştirilen bir projedir. Yatırımcı 10 milyar Euro'nun üzerinde bir yatırım yapacak ve 90 milyon kapasiteli ilk etabı 2018'de açacak. Bununla beraber 25 yıl işletecekler. Bu işletme süresinde de KDV'si dahil yaklaşık 1 milyar 100 milyon Euro kira bedeli olarak devlete ödeyecek. Toplam işletme süresi sonunda 27-28 milyar Euro'luk bir bedelden bahsediyoruz."

'ONDAN SONRA DAHA BÜYÜĞÜ VAR, ZİGANA TÜNELİ'

Bakan Yıldırım, “Ilgaz Tüneli, Türkiye'nin en büyük tüneli mi oldu?" sorusuna ise “Şimdilik... Ama 2 ay sonra bir başka tünel rekoru kırabilir. Yıl sonunda, öbür yılın ortalarında, her biri 13 kilometre olan 2 tünel daha açıyoruz. O da Ovit Tüneli. Ondan sonra daha büyüğü var, Zigana Tüneli, 14,5 kilometre... En uzun demiryolu tüneli de Marmaray" şeklinde yanıt verdi.

'KARDEŞLİĞİN GEREĞİNİ HER ZAMAN YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Azerbaycan tarafından Ermenistan'ın ateşkesi ihlal ettiği açıklamalarının hatırlatılması üzerine Bakan Yıldırım, şunları kaydetti: “O sahadaki durumu bizim buradan tahlil etmemiz zor. Ama bir şeyin tahlili çok kolay; hepimiz biliyoruz ki 90'lı yıllarda Ermenistan haksız yere birdenbire Azerbaycan'ın Yukarı Karabağ bölgesini işgal etti. 1 milyonun üzerinde Azeri 'kaçkın' var. Azeriler 'kaçkın' diyor, yani yerlerinden yurtlarından olan insanlar. Bunlar merkeze doğru gittiler. Aynen Suriyelilerin memleketlerini terk etmesi gibi. Vatanlarından, köylerinden, topraklarından uzak yerlerde yaşamak zorunda kaldılar. Uzun yıllardır devam eden bir anlaşmazlık. Bu anlaşmazlık zaman zaman ihlal ediliyor. Son yıllarda çatışma tırmanmış görünüyor. Bütün dünya da, biz de biliyoruz ki, bu konuda Azeri kardeşlerimiz haklıdır, Azerbaycan haklıdır. Onların, kaybettikleri toprakların geri alınması için hem diplomatik hem askeri her türlü tedbiri alma hakları mevcuttur. Gönül arzu eder ki, savaş olmasın. Bu işler barışla hallolsun, diplomasiyle hallolsun. Ancak her ülkenin topraklarını koruma, topraklarını koruma adına da sonuna kadar savaşma hakkı vardır. Hayatını kaybeden sivillere ve Azeri askerlere, şehit olan askerlere rahmet diliyoruz. İki devlet, bir millet olan Türkiye ve Azerbaycan, barışta da, seferde de hep kardeştir. Bu kardeşliğin gereğini her zaman, bugüne kadar yaptığımız gibi, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Ümit ederiz ki olaylar büyümeden hak yerini bulur ve 1 milyondan fazla Azeri 'kaçkın', yurtlarına, topraklarına geri dönmüş olur."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler