Şarapnele direnmek

Gaziantep Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi’nin yoğun bakım servisinde tedavi gören 7 saldırı mağdurunun tamamı çocuk. Bacaklarında kırıklar, iç organlarında şarapnel parçalanması var.

Yayınlanma: 23.08.2016 - 05:58
Abone Ol google-news

Antep’te yakınlarını kaybedenler, bir yandan ölülerinin yasını tutarken bir yandan da kulakları hastaneden gelecek haberlerde... Aileler ikiye bölünmüş. Bir kısmı hastanelerin kapısında, diğer bölümü taziye evlerinde başsağlığını kabul ediyor.

Sabah saatlerinde ilk durağımız en ağır yaralıların olduğu Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi oluyor. Başhekim Yardımcısı Ali Burak Binboğa karşılıyor bizi. HDP İstanbul milletvekili Celal Doğan ve Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık ile birlikte yoğun bakım ünitesine giriyoruz. Yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren 7 hastanın tamamı çocuk. Birinin bilinci kapalı. Diğerlerinin ise bilinci açık ve bizimle konuşuyorlar. İlk ziyaretimizin 14 yaşındaki Emrullah Urtekin oluyor. Siirt’ten birkaç yıl önce gelmişler Antep’e. Patlamada, Urtekin ailesinden 14 ve 22 yaş arasında 4 genç yaşamını yitiriyor. Doktor, hakkında bilgi verirken bizi can kulağıyla dinliyor. “İyileşecek miyim?” diye soruyor. Bacağında kırıklar, bağırsak ve böbreklerinde şarapnel parçalanmaları var. Çocuk hastaların hemen hepsinde durum aynı. Şarapnel nedeniyle iç organ parçalanmaları mevcut.

Eyüp Kızılkaya 12 yaşında. Urfa Birecikli. Celal Doğan’ı görünce tanıyor ve saygı ile yatağından doğrulmaya çalışıyor. Zorla yatırıyorlar.

Abdülkadir Kahraman 6 ay önce babasını kaybetmiş. 14 yaşında daha... Yoğun bakım kapısından çıkınca teyzesi yakalıyor bizi. Durumunu soruyor. “İyi” deyince bir oh çekiyor. “Babasından sonra bir de onu kaybetmeyelim. Ablam dayanamaz bu acıya” diyor.

Bizi en etkileyen ise 5 yaşındaki Suriyeli Ahmet Cuma’nın durumu. O da patlamada kendisinden 1 yaş büyük ağabeyi Hüsam’ı kaybetmiş. Başucuna gittiğimizde uyuyordu. Bu yaşımıza kadar nice güzel çocuk gördük ama bu kadarını hiç. Kıvrım kıvrım kirpikleri, biçimli burnu ve masum yüzüyle uykudaki halini seyre koyulduk. Onun da sağ ayağında kırıklar var. Böbrek ve bağırsaklarında şarapnel parçalanmaları var. Celal Doğan’ın yüksek volumlü sesi, Ahmet’i uyandırıyor. Önce şaşkın şaşkın bakıyor etrafına. Sonra dudakları titriyor ve başlıyor mızıldanmaya. “Ümmi” diyor önce anlamıyoruz. Sonra birşeyler mırıldanıyor. Arapça bilen bir hemşire tercüme ediyor Ahmet’in söylediklerini. “Ümmi” anne demekmiş, annesini istiyor Ahmet. Öyle feryat figan da değil. Bir iki damla akan gözyaşını eliyle silerek yakaran bir sesle istiyor “Ümmi”sini.

Yoğun bakım doktoruna “Hepsinin bilinci açık, durumları iyi galiba” deyince anlatıyor şarapnelin ne illet olduğunu: “Şarapnel, iç organları parçalayınca biz hep tetikte oluyoruz. Her an kana karışma ihtimali var. Kanda zehirlenme yaparsa hasta için çok kritik bir süreç başlayabiliyor.”

Hastaneden sonraki durağımız patlamanın olduğu mahalledeki taziye çadırları. Siirt’ten, Şırnak’tan, Pervani’den gelenler akrabaları ile kucaklaşıp acılarını paylaşıyorlar. Bugün üç cenaze daha kaldırıldı, gözyaşları ve ağıtlar eşliğinde.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler