‘Cumhuriyet’in tek bir satırı olamazsınız!’

DİSK Başkanı Kani Beko, Cumhuriyetle yaşıt ve halkın yanında olan bir gazeteye yapılanları kabul edilemez bulurken, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu da yapılanların, hükümetin kendi iktidarını sürdürmek için olduğunu belirtti.

Yayınlanma: 01.11.2016 - 04:06
Abone Ol google-news
<video:624316>

Cumhuriyet gazetesi yöneticilerine yapılan baskın ve gözaltı kararları, işçi sendikaları ve konfederasyonları tarafından sert şekilde kınandı. Sabah erken saatlerde arayan işçi temsilcileri, gazetemizi de bizzat ziyaret ederek çalışanların yanında olduklarını dile getirdi.

DİSK Başkanı Kani Beko, Cumhuriyet’le yaşıt ve halkın yanında olan bir gazeteye yapılanları kabul edilemez bulduğunu ve DİSK olarak Cumhuriyet’in yayınında olduklarını belirtirken, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu da, gazeteyi ziyaret ederek, Cumhuriyet’e yapılanların, hükümetin kendi iktidarını sağlamak için yaptığını belirterek, ‘Sizin o çamur medyanızın yüz tane gazetesi bir araya gelse Cumhuriyet gazetesinin bir satırı olamazsınız’ diye konuştu.

Gerçek sahip biziz

Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyonu kınamak üzere gazetenin İstanbul binası önünde açıklama yapan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, “Sizin o çamur medyanızın 100 tane gazetesi bir araya gelse Cumhuriyet gazetesinin bir satırı olamazsınız” dedi.

Yönetenlerin iktidarlarını sürdürmek için ellerindeki tek gücünün baskı, tutuklama ve göz altı olduğunu ifade eden Çerkezoğlu, “Bütün bu yaptıkları kendi iktidarlarını sürdürmek içindir. Bütün bu yaptıkları çaresizliklerindendir. Biz açık bir biçimde söylüyoruz. Bugün bu ülkeyi yönettiklerini zannedenlere söylüyoruz. Sizin o çamur medyanızın yüz tane gazetesi bir araya gelse Cumhuriyet gazetesinin bir satırı olamazsınız. İşte bu kadar zavallısınız. İktidarlığınızı sürdürmek için elinizdeki tek gücünüz baskı, tutuklama, TOMA... Ancak bunlarla karşımıza çıkabiliyorsunuz. Ama bizler biliyoruz. Bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenler, işçiler, kadınlar ve emekçileri, aydınları, sanatçıları, bu ülkenin onurlu insanları biliyor ki bu karanlık gidişi durduracak olan tek güçler bizleriz. Çünkü bizler bu ülkenin gerçek sahipleriyiz. O yüzden Cumhuriyet Gazetesi ile dayanışmak için buradayız” dedi.

Susturma çabası

DİSK Genel Başkanı Kani Beko ülkenin adım adım karanlık bir rejime doğru sürüklendiğini söyledi. Beko yaptığı yazılı açıklamada, basın-yayın organlarına yönelik kapatma kararlarının devam etmesinin, gerçeği gizleme ve eleştirileri susturma çabası olarak görüleceğine dikkat çekti.

Vahim bir adım

“Cumhuriyet Gazetesi yöneticilerinin ve yazarlarının keyfi ve dayanıksız suçlamalarla gözaltına alınması ve Cumhuriyet Gazetesinin susturulmak istenmesi karanlık bir baskı rejimime gidiş yönünde vahim bir adımdır” diyen Beko, Türkiye’nin en eski gazetesine operasyon yapıldığı, belediye başkanlarının tutuklandığı, ana muhalefet partisi genel başkan yardımcısının kurşunlandığı bir ülkede hedefin laikdemokratik cumhuriyet olduğunun açık olduğunu dile getirdi.

İktidarın çok tehlikeli bir oyun oynadığının altını çizen Beko, “Ülkeyi karanlık bir baskı rejimine sürükleme macerasından bir an önce vazgeçilmelidir. Askeri darbeden kurtulan ülkemizde, demokrasi ve Cumhuriyete karşı sürdürülen bir rejim değişikliği ile yüz yüzeyiz. Nasıl askeri darbeye karşı demokrasi ve Cumhuriyeti savunduysak, bugün de eşitliği, özgürlüğü, adaleti, emeğin haklarını, demokrasiyi ve Cumhuriyeti savunacağız” değerlendirmesini yaptı.

TGS: Haber alma hakkına operasyon

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) tarafından yapılan açıklamada, gazeteciliğin bir kez daha suç olmadığının altı çizilirken, “Türkiye her güne yeni bir antidemokratik uygulamayla uyanıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklama kararın hukuki değil, siyasi olduğunun resmi gibidir. 15 Temmuz darbe girişiminin başarıya ulaşmasının engelleyen en önemli faktörlerden birinin de yapılan gazetecilik faaliyeti olduğu apaçık ortadayken, darbe girişiminin ardından hedefe konan yine gazetecilik oldu. Defalarca söylediğimiz gibi bir kez daha altını çiziyoruz. Gazetecilik suç değildir. Gazeteler insan öldürmez, darbe yapmaz, yaptırmaz. Yargıyı ve siyasi iktidarı bu yanlış yoldan bir an önce vazgeçmeye çağırıyoruz. Halkımızı da haber alma hakkına sahip çıkmaya çağırıyoruz. Unutmayın ki engellenen sizin haber alma ve haber olma hakkınızdır” değerlendirmesi yapıldı. TGS Genel Merkez Yönetimi de Ankara Büromuza destek ziyaretinde bulundu.

Sahip çıkın çağrısı

DİSK Basın-İş Sendikası tarafından yapılan açıklamada da, iktidar basın ve ifade özgürlüğüne yönelik saldırılarına her gün bir yenisinin daha eklendiği hatırlatılarak, “İMC TV, Hayat TV, Dicle Haber Ajansı, Jin Haber Ajansı ve daha birçoğu arka arkaya kapatıldı. Bugün ise sıra Cumhuriyet gazetesine geldi. Önce cemaate yakın olduğu iddia edilen yayın organları, ardından Kürt medyası ve sosyalist yayınlar son olarak da muhalif çizgisi ile bilinen Cumhuriyet gazetesi AKP’nin hedefi oldu. Düşünce ve ifade özgürlüğü evrensel bir haktır. Haberin özgürce ulaştırılamadığı bir ülkede düşünce ve ifade özgürlüğünden de söz edilemez. Abdülhamid taklitçilerine hatırlatalım, kanalları, gazeteleri kapatabilirsiniz, ama susturamazsınız. Herkesi haber alma ve yayma hakkına sahip çıkmaya çağırıyoruz” diye konuştu.

KESK: Keyfi ve hukuksuz

Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyonu kınamak üzere Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) adına açıklama yapan Eş Genel Başkan Lami Özgen, “Özgür basın ilkeleri çerçevesinde yayın yapan, gerçek ve doğru habercilik anlayışını ön plana çıkaran aynı zamanda halkın ve emekçilerin sesi olmayı başarmış bir gazeteye yönelik bu durum kabul edilemez” dedi.

Operasyonun muhalif kesimin sesini kısmayı hedeflediğini getiren Lami Özgen, “Her şeyden önce Cumhuriyet gazetesine yönelik bu keyfi ve hukuksuz yönelimi saldırıyı KESK olarak kınıyoruz. Muhalifleri susturma stratejileri çerçevesindeki tüm bu saldırılara rağmen, Cumhuriyet bu boyutuyla susturulamaz ve susmayacaktır. Kanun hükmünde kararnamelerle bütün muhalif kesimleri, emekçileri, gazetecileri, gazeteleri, keza akademisyenleri, yazarları, kamu çalışanlarını susturmak, yönetenler açısından bir çözüm olmayacaktır. Bu ülkenin muhaliflerin her alanda muhalif duruşlarıyla beraber emeğin, demokrasinin, barışın ve ortak geleceğin sesi olmaya devam edecektir. Bu anlamda Cumhuriyet gazetesinin yanında olduğumuzu ve bu karanlık gidişata karşı ortak mücadele edeceğimizi ifade ediyoruz” dedi.

TÜSİAD: Aslolan özgürlüktür

Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TÜ- SİAD) gazetemiz yönetici ve yazarlarının evlerine yapılan baskını ve gözaltıları kınadı. TÜSİAD’dan yapılan açıklamada şöyle denildi:

“Medya kurumları ve basın mensupları terörle mücadele kanunu ile ilişkilendirilerek gözaltına alınmakta ve tutuklanmaktadır. Hukuk devletinde hiçbir kurum ve kişi yasal herhangi bir denetim ve soruşturmadan muaf değildir ve hesap verebilir olmalıdır. Diğer yandan, basın dünyasının terörle bu denli yoğun olarak ilişkilendirilmesi, üzerinde durulması gereken kamusal bir sorundur. Bu sorun medya kurumlarının çoğulcu demokraside yüklenmesi gereken görevi zayıflatmaktadır. Bunun son halkası ise basın tarihimizin en köklü kuruluşlarından biri olan Cumhuriyet gazetesine yönelik bugün başlatılan operasyon olmuştur. Çok- sesli toplum, korunması ve geliştirilmesi gereken siyasi ve ekonomik bir güç kaynağıdır.

Bu zorlu dönemde gerek iç istikrar gerekse uluslararası rekabet gücü açısından medya dahil tüm özgürlük alanları ulusal çıkarlarımız açısından esastır.”

TÜMTİS’ten kınama

Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası (TÜMTİS) tarafından yapılan açıklamada, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ve çıkartılan KHK’ler ile basın ve medya kuruluşlarına yönelik baskılar, Cumhuriyet gazetesi yöneticileri ve yazarlarının gözaltına alınması ve kültür sanat yayınları yapan dergilerin kapatılması ile bugün eşi görülmemiş boyutlara ulaştığına dikkat çekildi.

Gözaltına alınan gazetecilerin serbest bırakılması istendi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler