Darüşşafaka 150 yaşında

Türkiye'nin kanayan yaralarından eğitimde az sayıdaki başarılı örneklerden biri de Darüşşafaka. Bu köklü kurum, 1863 yılından bu yana annesi veya babası hayatta olmayan, maddi durumu yetersiz çocuklara eğitim veriyor. Kendisi de Darüşşafaka mezunu olan Yönetim Kurulu Başkanı Talha Çamaş, kurumun eğitimde fırsat eşitliği hedefiyle yol aldığını söylüyor.

Yayınlanma: 20.04.2014 - 22:53
Abone Ol google-news

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Talha Çamaş

M. Talha Çamaş 1950’de İstanbul’da doğdu. 1969’da Darüşşafaka Lisesi’nden mezun olan Çamaş, yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde tamamladı. 1971’de turizm sektörüne giren Talha Çamaş, 1981’de ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğu Visitur AŞ’yi kurdu. HABİTAT II, AGİT, 10. Dünya Kulak Burun Boğaz Kongresi, Dünya Satranç Olimpiyatları, NATO Zirvesi dahil olmak üzere birçok ulusal ve uluslararası kongre, sempozyum ve toplantının yönetiminde bulundu. 1993-1999 yılları arasında Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) ve Turizm Seyahat Acenteleri Vakfı (TURSAV) ile UKTAŞ AŞ Başkanlığı, İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu Kurucu İcra Kurulu Üyeliği yaptı. “Abdi İpekçi Türk-Yunan Dostluk ve Barış Ödülü” ile “Fransız Turizm Altın Madalya Ödülü”nün sahibi olan Çamaş, çeşitli makale ve deneylerini topladığı “Dönence“ isimli bir kitap yazdı. 2007’den bu yana Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyeliği ve Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevlerinde bulunan Talha Çamaş, 2008 yılında gerçekleştirilen tüzük değişikliği sebebiyle, “Yönetim Kurulu Başkanlık süresi altı yılla sınırlandırılan” Darüşşafaka Cemiyeti’nde, görev süresi dolan Zekeriya Yıldırım’ın yerine Nisan 2013’te bayrağı devraldı.

Kendisi de Darüşşafaka mezunu olan Yönetim Kurulu Başkanı Talha Çamaş, kurumun 151 yıldan beri eğitimde fırsat eşitliği hedefiyle yol aldığını söylüyor

Eğitimde bir vaha: Darüşşafaka

Eğitim Türkiye’nin kanayan yarası... Hem de birçok yönüyle... Yaz boz tahtasına dönüşen eğitim sisteminden tutun eğitimin niteliğine, uluslararası karşılaştırmalarda daima ligin son sıralarında yer alışımıza, sınavlara, dershane sistemine kadar... Hal böyle olunca başarılı örneklerin yeri daha bir önemli oluyor.

150 yılını geride bırakan bir eğitim kurumu olan Darüşşafaka Cemiyeti de o sayıları hayli az örneklerden biri... 1863 yılından bu yana “Eğitimde Fırsat Eşitliği” hedefiyle yol alan bu köklü kurum, annesi veya babası hayatta olmayan, maddi durumu yetersiz çocuklara eğitim olanağı sağlıyor. Darüşşafaka’nın yıllardır şanssızlığı şansa çevirdiğini, eksikliği avantaja dönüştürdüğünü kaydeden Yönetim Kurulu Başkanı Çamaş’a göre, bir ülkenin kalkınma ve refahının temelinde eğitim yatıyor ve Türkiye’nin bu eşiği atlamasının yolu eğitimi günü birlik politikalara alet etmek yerine uzun vadeli bir vizyonla partiler üstü bir milli politika oluşturmasından geçiyor. Çamaş ile hem Darüşşafaka’yı hem de eğitim politikalarını konuştuk.

Dar gelirli ailelerin, üstelik yetim kalan çocuklarını sınavla kabul eden bir kurum Darüşşafaka... Üstelik son derece başarılı. Eğitim ilkelerinden ödün vermeden 150 yılını geride bıraktı, mezun ettiği öğrencilerin çoğu önemli mevkilere yükseldi. Siz de bir Darüşşafaka mezunu olarak başarının itici gücünün ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Bu sorunun yanıtını vermek için belki önce Darüşşafakalı olmayı tanımlamak lazım. Buradan başlayalım isterseniz... Burada okuyabilmek için ebeveynini yitirmiş olmak ve maddi imkânların yetersiz olması şartı var. Bu başlı başına bir çocuk için zaten çok zor. Hele o yaşlarda... Ama öyle bir ortama geliyorsunuz ki, kimsenin bir diğerinden farklı olmadığı bir ortam bu. Yatılı okul olması nedeni ile 24 saat berabersiniz; arkadaşlıktan öte bir kardeşliğe yaklaştığınız; her düşüncenizi, her sırrınızı paylaştığınız... Kimsenin inancını, geçmişini, nereden geldiğini sorgulamadan yetiştiğiniz... Bu, işin bir boyutu...

Diğeri ise başarı odaklı gelişmek.. Darüşşafaka’yı sadece bir eğitim kurumu olarak görmemek lazım. En az eğitim kadar güçlü olan bir diğer unsur da çocuğun kişiliğini sosyal olarak güçlendirmek ve birey olabilmesini sağlamak. Bunu temel almış bir kurumuz. Hayatı sorgulayan, araştıran, kendi ayakları üzerinde durabilen, lider duyguları taşıyacak insan yetiştirmek misyonumuz daima var oldu. Bugün de aynı anlayışı sürdürüyoruz.

Her yıl kaç çocuk alıyorsunuz?

Her sene 2 bin civarında çocuk sınava giriyor, 120’sini alıyoruz. 1 Haziran 2014 Pazar günü 20 ilde sınav düzenleyeceğiz.

Bildiğim kadarı ile sınıf tekrarına izin verilmiyor. Kabul edilen çocukların ne kadarı mezun olabiliyor?

Benim zamanımda bu oran yüzde 50 civarındaydı. Örneğin biz 50 kişi girdik, 23 kişi mezun olduk. Sonra bu oran çok düştü. Yüzde 10 kadarı aramızdan ayrılıyor ne yazık ki... Yıl içinde yaklaşık 950-960 öğrenci eğitim görüyor. Her yıl 120 öğrenci katılıyor. Bizim amacımız ayrılan çocuk sayısını sıfıra yaklaştırmak. Son birkaç senedir bu konunun üzerine daha fazla eğildik. Bu başarısızlığa göz yummak değil tabii. Başarısız öğrenciyi de başarılı öğrenci haline getirmek için ne gerekiyorsa yapma konusuna odaklandık. Eğer gerekiyorsa birebir öğretmen desteği vermek ya da gerekiyorsa o çocuğa farklı bir program uygulamak. Şuna inanıyoruz; eğer bu çocuk Darüşşafaka’nın yetenek sınavını geçip gelmişse, herkes kadar onun da yapabilme kabiliyeti vardır. Başarısızlığının mutlaka farklı bir nedeni vardır ve bizim mutlaka onu çözmemiz gerekir. Aileden uzaklık, ortam, psikolojik sorunlar gibi dertleri vardır diye düşünüyoruz. En çok fire ilk yıl oluyor ama maalesef ileriki senelerde bile olabiliyor. Aile özlemi çok ağır ve kendi arzuları ile ayrılmak istiyor bazı çocuklar. Bu durumda yapabileceğimiz bir şey kalmıyor.

2008 yılından beri Anadolu’dan da öğrenci alıyorsunuz...

Evet, 2008’den itibaren Anadolu’ya da açtık kapılarımızı. Bugün 68 ilden öğrencimiz var. Kız-erkek dağılımı da kızların lehinde artmaya başladı. Anadolu’dan ne kadar kız öğrenci gelirse o kadar seviniyorum... Düşünün Anadolu’daki bir anne eşini kaybetmiş, çocuğu küçük; o çocuktan ayrılması, İstanbul’a yatılı göndermesi hiç de kolay karar değil. Ben o annelere “Sizler eli öpülecek insanlarsınız. Onların başarısı gelecekte hem sizin hem Türkiye’nin mutluluğu olacak” diyorum. 10 yıl kalıyor çocuklar burada.

Diğer okullardan farklı neler var Darüşşafaka’da?

Örneğin bizi çok gururlandıran robot kulübümüz var, Her yıl ABD’de yarışmaya katılıyorlar ve her yıl bir ödül alıyorlar; geçen yıl dünya 8’incisi oldular. İlla birincilik, ikincilik değil belki ama ödül oluyor bu. İlkokulda iken başladılar şimdi lisedeler. Ekip çalışması. Şimdiki robotun parçalarının bir kısmını 3D printerden kendileri ürettiler. Bilgisayarda dizayn ettiler.

Bütün çocuklarımız bir müzik aleti ile, bir spor ile uğraşıyor.

Sağlık dosyaları var ve ona göre de yönlendiriyoruz çocukları. Boy, kilo, yağ oranları, her şey düzenli takip ediliyor. “Emanet dediğimiz çocukları alıyorsak; iyi bir ebeveynin ne yapması gerekliyse biz de onu yapmalıyız” diyoruz. Hatta daha da ötesine geçiyoruz.

Mezunlarının üniversite başarı oranı nedir?

Her öğrencimiz üniversite sınavına giriyor ve eğitim hakkını kazanıyor. Açıkta kalan yok. Ancak arzuladıkları üniversiteye girememe durumunda olan çocuklarımız var. Başarı yüzdesi 98.

Yakın zamanda tüzüğünüzü değiştirdiniz, Müslüman öğrencilerin dışında da öğrenci alıyorsunuz değil mi artık.  - Evet, tüzük değişti. Eskiden sadece babasını kaybetmiş çocuklara kapımızı açıyorduk. Artık annesi veya babası hayatta olmayan çocukları kabul ediyoruz. Ayrıca TC vatandaşı ve İslam olma şartımız vardı, o kalktı. Bir Ermeni çocuğumuz sınavımızı kazandı. Ancak Daniel’i maddi durum incelemesi neticesinde maalesef Darüşşafaka’ya kabul edemedik.

Bir yandan da büyüme planları var sanırım. İzmir’de okul açmayı düşünüyorsunuz, ne aşamada konu? - İstanbul’da biraz büyümek istiyoruz. Müracaatımızı yaptık. İzin süresi içindeyiz. Bir de ikinci bir okul açabilirmişiz diye düşündük. İstanbul dışında... İzmir cazip geldi. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün bulunduğu arazide bize bir alan sundular. İlk yatırım orada olacak. Hedefimiz beş yılda orada bir kampus kurmak. Darüşşafaka ne ise birebir aynısı olacak orada. Yine yatılı, spor ve kültür altyapısı oluşmuş hizmet verecek. Bunun için 30 milyon dolarlık bir kaynak gerekiyor.

Bağışcıların destekleri ile ayakta kalan bir kurum Darüşşafaka, bunu da ancak bağışçılarımızın katkısı ile yapabiliriz.

İlgi var mı peki?

Evet, var. Bugün Türkiye’de okul yaptırmak isteyen ama imkânları bütün bir okul yatırımına yetmeyen bağışcılar kendi isimlerinin de yaşatılacağı bir kampusun içinde yer almayı arzu ediyorlar. El birliği ile imece usulü bir okul doğuyor böylece...

Eğitimde tıkanma noktası öğretmen

Türkiye’de eğitimde ciddi sorunlar var. Belki okul sayısı hızla artıyor ama nitelikte çıtayı bir türlü yükseltemiyoruz. Uluslararası verilerde Türkiye’nin eğitim karşılaştırmaları hep gerilerde... Siz de Darüşşafaka olarak bu konuya kafa yoruyorsunuz, hatta öğretmen eğitimi için düğmeye bastınız... Nasıl oldu? Neler yapıyorsunuz?

Eğitimde tıkanma noktalarından biri, hatta belki de en önemlisi öğretmen. Türkiye’de öğretmene maalesef fazla yatırım yapılmıyor. Üniversiteden mezun olduktan sonra, bir-iki günlük eğitimlerin ardından görevlerine başlıyor öğretmenler. Siz çocuğunuzu onlara emanet ediyorsunuz. Bu kesinlikle öğrentmenlerin suçu değil. Hepsi gönüllü insanlar ama üniversitede alınan eğitim iyi bir öğretmen olmasına yetmiyor. Nitekim Pisa sonuçlarına da baktımız da aynı konuyu görüyoruz. Türkiye’de öğretmenin eğitiminin yetersiz olması. Bir ikincisi de maalesef toplumdaki saygınlığını yitirmiş olması. Ne yazık ki öğretmen muhtaç bırakılarak bu hale getirildi. Geçmişte öğretmenlerin protokolde yerleri vardı. Biz buradan yola çıkarak Türkiye’de bu konuda bir kibrit de biz çakabilir miyiz diye düşündük ve öğretmenlere yönelik bir Öğrenme Merkezi kurmak için geçen yıl ön çalışmalara başladık. Hedefimiz bu ağustosta eğitime başlamak. Bu konuda dünyaca kabul görmüş olan Kolombiya Üniversitesi ile işbirliği içindeyiz. İlk aşamada 6 özel, 6 da devlet okulu ile başlayacağız. 320 civarında ortaokul öğretmeni katılacak eğitimlere. İngilizce, matematik, fen bilimleri ve okul yöneticiliği üzerine bu eğitimler. 3 yıl sürecek bir eğitim ve her yıl yeni grup başlayacak. Arzumuz buradan yetişenlerin, yeni gruplar yetiştirmesi ve buradan dalga dalga yayılması.

Neden özel okul aldınız?

Kaynak yaratabilmek için, özel okullar para verecek devlet okullarından almayacağız. Özel okulların bir nevi sosyal sorumluluk projesi oacak bu.

Bağışçılara ömürlerinin sonuna kadar bakım

Bağışçıların destekleri ile yaşayan bir kurum Darüşşafaka. Gelirlerinizin hepsi miras kalan gayrimenkullerden mi geliyor?

Gayrimenkuller bize rezidans bağışcılarımız tarafından bağışlanıyor veya tamamen hayırsever vatandaşlarımız tarafından vasiyet bağışı şeklinde oluyor. Darüşşafaka’nın önemli gelir kalemlerinden biri rezidanslar. Kurumun 70 yaşın üzerindeki bağışçıları burada ömürlerinin sonuna kadar özel bakım görüyor. İstanbul ve İzmir Urla’da bulunan ve adına bağışçı evi de denilen bu mekânlarda profesyonel sağlık ekipleri 24 saat bağışçıların bakımını üstleniyor. Bir bağışçı rezidans satın aldığında bunun parası kuruma bağış olarak gidiyor. Ömrünün sonuna kadar buranın sahibi olan bağışçının ölümüyle mülkün kullanımı yine Darüşşafaka’ya geçiyor. Şu anda 450 bağışçının konakladığı rezidanslarda kabir işlemleriyle ilgili hizmet dahi var.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon