Feyzioğlu: İdam çözüm değil

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, çocuk cinayetleri sonrası gündeme gelen idam cezaları ile ilgili, "Bizim de içinde bulunduğumuz sistem Avrupa Değerler Sistemi, imzaladığımız uluslarası anlaşmalar idamı kaldırmıştır. Bu bizim övüneceğimiz bir husustur. Cezalar ağırlaştırılmalıdır. Ama idam çözüm değildir" dedi.

Yayınlanma: 06.05.2014 - 14:31
Abone Ol google-news

Atatürk Üniversitesi'ndeki Atatürkçü Düşünce Fikir Kulübü'nün organize ettiği 'Demokrasi' söyleşisine katılmak için Erzurum'a gelen TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Erzurum Barosu'nda basın mensuplarıyla biraraya geldi. TBB Başkanı Feyzioğlu, son günlerde çocuk cinayetlerinin ardından idam konusunun gündeme gelmesini değerlendirerek idama karşı olduğunu bildirdi. Feyzioğlu, Mısır'da darbecilerin 8-9 dakikada 100'lerce kişinin idamına karar verildiğini, her yerde çocukların öldürülmesinin trajik olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Benim gözümde daha ağır bir suç olamaz. Ama bir başkasının gözünde öbür suç, bir diğerinin gözünde başka bir suç korkunçtur. Ve idam furyaları başlar. Bu sebeple bizim de içinde bulunduğumuz sistem Avrupa Değerler Sistemi, imzaladığımız uluslarası anlaşmalar idamı kaldırmıştır. Bu bizim övüneceğimiz bir husustur. Cezalar ağırlaştırılmalıdır. Ama idam çözüm değildir. İngiltere'de yankesicilk yapanlar meydanda idam edilirken çok sayıda yankesicilik olayı meydana geliyormuş. Yani asılanların meslektaşları ağzı açık idam edilenleri izlerken cüzdanları çalarlarmış. ABD'de idamı kabul eden ve etmeyen eyaletler arasında bir karşılaştırma yapılıyor. İdam cezasının olduğu eyaletlerde adam öldürme suçunun hiç azalmadığı belirleniyor. İdam, suçları önlemeye yetmiyor."

 

'SUÇSUZ ÇIKARSA NE YAPACAĞIZ'

Kanunda yeniden yargılama var olduğunu, hüküm kesinleştikten sonra suçsuz olduğu anlaşılan kişinin yeniden yargılanıp, beraat ettirilip, özür dilenip salabilindiğini anımsatan Feyzioğlu, "Bir kanun düşünün ki peşinen insanların hatalı yanlışlıkla mahkum edileceğini kabul etmiş. Aynı mevzuat hatanın giderilmesi imkanı olmayan idamı da kabul etmiş. Ne yapacaksınız idam ettikten sonra? Farz edin ki yanlışlık ortaya çıktı. Bir DNA analizi çıktı. 'Pardon' dediğinizde o kişi ölmüş olacak. Geri dönüş olmayan cezaların kabul edilmesi, insanların hatasız yargılanamayacağı gibi Tanrı'ya mahsus bir özelliğin insana izafe edilmesidir. Biz Tanrı değiliz. Biz insanız. Hatasız kul olmaz. Mantıksal ve matematiksel bir izahla hata insana mahsustur. Bu hatadan geri dönüşe imkan tanımayan cezayı mantıksal olarak kabul etmiyoruz. Peki suçsuz bir kişiyi, idam ettikten sonra ne yapacağız?" dedi.

 

'BAKAN İSLAM'IN SÖYLEDİĞİ DOĞRU'

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, çocuk istimarına yönelik Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ın "Çocuğunuza çığlık atmayı öğretin" sözüne katıldığını belirterek, şöyle konuştu: "Çocuk istismarı yapanlar 'Sesini çıkarırsan anneni babanı öldürürüm' diyor. Bu yüzden onlar da korkuyor. Sayın Bakan'ın bu konuda söylediği söze çok ağır ve haksız eleştiri olduğunu düşünüyorum. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı günlük siyasete karıştırılmamalıdır. Sayın Bakanın söylediğini 'Çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin' sözü bilimsel bir yöntemdir. Sayın bakan bilmsel yöntemi tekrarladı diye linç edilmek isteniyor. Toz kondurmamak, 'Yapmaz, vazgeçer, burada durur' demek aile içinde büyük çoğunluğu gerçekleşen istismarların artmasına, büyümesine ve sonunda ortaya çıkacağı korkusuyla küçük yavruların, caniler tarafından katledilmesine varıyor. 'Çığlık at' budur işte. Bu sözün sonuna kadar arkasındayım. İlk hareketinde çığlık at ki ortaya çıksın. Tabiki çığlık tek başına çözüm değil. Aileleri, anneleri, biliçlendirerek işe başlamak lazım. Çocuk istismarı bir sapıklıktır ve Türkiye'de vardır. Bu sapıklıkla mücadele etmek için görmezden gelmek değil sonuna kadar gitmek gerekir. Bir ailenin içinde bir sapık çıktı diye bütün ailenin lekeneceği şeklindeki istismarı artıran, teşvik eden anlayıştan da kurtulmamız gerekir."

 

'PASSOLİG'İN DÜNYADA ÖRNEĞİ YOK'

Maça gitmek için e-bilet sistemi olan Passolig uygulamasının ise bir 'fişlenme' olduğunu söyleyen Metin Feyzioğlu, bütün çalışmaların tamamlandığını ve Futbol Federasyonu'na başvuruda bulunacaklarını belirtti. Metin Feyzioğlu, şunları söyledi: "Eğer reddedilirse oradan Tahkim Kurulu'na müraacatı düşünüyoruz. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru düşüncemiz var. Bu bir süreç. Bir gecede, bir saatte olmuyor. Hukuk mücadelesi yapıyoruz. Hiçbir haksızlığa karşı susma hakkımız yok. Hepsine karşı mücadele etmek zorundayız. Hepsinde başarılı olma imkanımız yok ama sustuğumuz anda başarısızlık garantidir. Passoligi bir fişleme ve haksızlık olarak görüyoruz. Dünyada örneği yok. İtalya'da uygulamak istendi, İtalyan seyircisi 'maça gitmiyoruz' dedi ve passolig kaldırıldı."

 

'CUMHURBAŞKANININ SON ONAYLADIĞI DÜNYANIN EN İLKEL İNTERNET KANUNU'

Feyzioğlu, Twitter ve Youtube yasakları hakkında ise şunları söyledi: "Allah hiç kimseyi kendisine yanlış yaptığını söyleyecek dostlardan mahrum etmesin. Twitter'ı yasaklamanın ve internet düzelemelerinin ki Türkiye'nin ki de en ilkel olanıdır. Sayın Cumhurbaşkanının son onayladığı, dünyanın en ilkel internet kanunu. Onaylanan bu ilken kanuna bile aykırıdır Twitter ve Yotube yasağı. Bu yasaklar hukuken yanlıştı. Biz Türk vatandaşları Avrupa'da Amerika'da başımız dik yürürken pasaportumuzu sınırda verdiğimiz de 'Hoşgeldiniz' denilirken Twitter'ı, Youtube'u , sosyal medyayı kapattığınız anda yabancı ülkelerde pasaport polisleri bile, 'Twitter' ı kapatılmış ülkeden geliyor' muamelesi yapmaya, o bakışla sizi görmeye başlıyorlar. Lig, küme düşüyorsunuz. Küme düşmenize değmiyor. Kapanmıyor. Allah kimseyi 'yanlış yapıyorsun' diyenlerden mahrum etmesin."

 

'BEN BARO SİYASETİNİN İÇİNDEYİM'

TBB Başkanı Feyzioğlu Cumhurbaşkanlığına aday olup olmadığıyla ilgili soruya da şöyle cevap verdi: "Adaylık bizim tarafımızda olabilecek husus değil. En az 20 milletvekilini aday göstermesi lazım. Hayatın gerçekliğinde mutlaka siyasi partilerin aday göstermesi gerekir ki seçilme şansı olabilsin. Ben TBB Başkanı olarak görevimin başındayım. 79 baro, 84 bin avukat durmadan çalıyoruz. TBB'ye getirdiğimiz yeni anlayışla bütün siyasi düşünceler, etnik ayrımlar, dil, din, mezhep ayrımlarını bir kenara bırakıp kucaklamayı başarımızı bir model oluşturmuşuz. Tüm siyasi partilere TBB'nin Türkiye'de sağladığı birliği, kucaklaşmayı, inceleme ve örnek almalarını salık veriyorum. Ben baro siyasetinin içindeyim. Baro siyasetini hukukun üstünlüğü siyaseti olarak görüyorum. Daha sonraki adımları konuşmaya, spekülasyonlara gerek yok."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler