2581 sayfalık iddianamede... Mahrem yerlerden Tart'a FETÖ'nün terimleri

FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin Genelkurmay Başkanlığı'ndaki eylemlerle ilgili, arasında 'Yurtta Sulh Konseyi' üyelerinin de bulunduğu 221 kişi hakkında hazırlanan çatı iddianamede örgütün terimleri de yer aldı.

Yayınlanma: 08.03.2017 - 18:22
Abone Ol google-news

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mağdur-müşteki ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın mağdurlar arasında yer aldığı 2 bin 581 sayfalık çatı iddianamede FETÖ yapılanmasının neden terör örgütü olarak kabul edilmebi gerektiği de tüm tedaylarıyla anlatılıyor.
İddianamedeki o bölümler ise şöyle:

Terör Örgütü Tanımı:
Örgütün, liderini kutsal ve insanüstü bir varlık olarak görmesi nedeniyle, kurucu ve yöneticisinin adına yer verilmek suretiyle, kısaca "FETÖ" olarak adlandırılmış, "Paralel Devlet Yapılanması", "Paralel Yapı" veya "Paralel İhanet Çetesi" de aynı Örgütü ifade etmekte alternatif isimler olarak kullanılmıştır.
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1'inci maddesinden hareketle terör örgütü, cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla her türlü suç teşkil eden eylemleri işleyecek kişi veya kişilerin mensup olduğu örgüt olarak tanımlanabilir. Bir terör örgütünün varlığının kabul edilebilmesi için, örgütlü bağlılık, üyeler arasında görev bölüşümü, kod isimleri, bir hiyerarşi ve bu örgütün ideolojisini savunan insanların olması gerekir. FETÖ mensuplarının hücresel şekilde birbirleriyle bağlantıları, kendi aralarında bir rapor, talimat alışverişi bulunmaktadır. Alttan yukarıya doğru rapor, yukarıdan aşağıya doğru talimat verilmekte, örgüt mensuplarının, kendilerine yeni örgüt mensupları kazanma faaliyetleri bulunmakta, yeni çocuk ve gençler örgüte alınmakta, eğitilip, yetiştirilerek bu örgütün kadrolarına ilave edilmektedir. Örgütün eğitim malzemeleri, kitabı, bildirisi, ideolojisini anlatan belgeler, evraklar, dokümanları, ordu ve emniyet içerisinde teşkilatlanmış silahlı gücü bulunmaktadır. FETÖ de diğer terör örgütleri gibi bir inanca dayanmaktadır. Fetullahçı Terör Örgütü, üyelerinin uğrunda zorluklarına katlanabildiği, fedakârlıkta bulunduğu, amacına yönelik bir şeyler yapabildiği, bir inanç, bir ideoloji sistemidir. Örgüt kadrolarının sızdığı devletin güvenlik kurumlarının silahlı olması ve bu silahları kullanma yetkisinin bulunması, örgütün silahlı ve askeri eğilimini göstermesi açısından çok önemlidir. FETÖ üyeleri mutlak itaat ve cennete kavuşacakları saiki ile hareket ederek devlet içinde suikast benzeri hareketlere başvurmuştur.

Dini unsurları temel alarak hareket ettiğini iddia eden örgütün, dini değerler değişmezken, zamana ve şartlara göre kendisini değiştirmesi, ülkesi ve devleti ile barışık olması beklenirken, devleti kendisine hasım ve karşı cephe olarak görmesi, tüm yapısıyla açık ve şeffaf olması gerekirken bir istihbarat örgütü gibi kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar kullanması, yönetim kadrosunun faaliyetlerini yurt dışından idare etmesi ve Türkiye’ye gelmekten ısrarla imtina etmesi, hasımlarını saf dışı etmek için her türlü baskı, şantaj ve yasa dışı faaliyeti kullanması, çeşitli yabancı misyon temsilcileriyle mahiyeti bilinmeyen görüşmelerde bulunması, diğer terör örgütleriyle temas kurması ve onlara istihbarat, lojistik, eylem tarzı türü destek sağlaması, söz konusu yapının casusluk faaliyetlerini de kapsayan organize bir terör örgütü olduğunu ortaya koyan unsurlardır."

TERİMLER:
a) Cemaat, Camia, Hizmet Hareketi; Fetullah Gülen, Örgütünü herhangi bir isim veya sıfatla tanımlamaz, bunun nedeni, Örgütün bir ülküsünün olmamasıdır. “Hizmet Hareketi” veya “Gönüllüler Hareketi”nin asla bir misyonu yoktur, fikir hareketi değildir. Zira Gülen şahsını in plana çıkararak, Örgüt mensuplarını kendisine bağlamıştır. Hizmet Hareketi, Gülen tarafından atanmış abi ve ablalardan oluşmuştur. Hizmet Hareketi’ne katıllmak için Fetullah Gülen’in kurduğu Örgüte üye olmanız gerekmektedir. Örgütlenmenin hata yapmama, son ilahi ordu olma, ahir zamanda ortaya çıkma ve seçilmiş olma gibi safsatalardan kaynaklanan olağanüstü bir kibir ve gururdur. Örgüt kamuoyunda, “Fetullahçılar”, “Fetullah Gülen Cemaati”, “Camia” ya da “Hizmet Hareketi” tabirleriyle isimlendirilmektedir.

b) Mahrem Yerler; Örgüt dilinde Askeri Lise, Astsubay Okulları ve Harp Okulları, GATA, bütün TSK, Polis Kolejleri, Adalet Akademisi, Yargı Kurumları, Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli İstihbarat Teşkilatını ve bazı özel kurumları (TİB, ÖSYM, TÜBİTAK) ifade eder. Özel mahrem yerler ise silah bulunduran TSK, Emniyet, MİT’tir.


c) Mahrem Hizmet; Mahrem yer sayılan Devletin en önemli kurumlarında Örgütün kendi hesabına yürüttüğü ve ele geçirmek için çalıştığı hizmete verilen isimdir. Mahrem hizmet, Örgüt adına kurumlarda kadrolaşma, abinin veya imamın emrine göre organize hareket etme ve Örgüt amacına yönelik verilen görevleri ifa etmektedir.


d) İmam; Örgütün sorumlu yöneticisi olan erkek kişiyi ifade eder. Din bilgisine sahip olması aranmaz. İmamlar, silsile olarak Örgüt Lideri Fetullah Gülen tarafından atanırlar. Bunlar Örgüt mensuplarının mutlak itaatle emrolundakları kişilerdir. Hiyerarşi içerisinde yer alan Örgüt yöneticisi ve raporları toplayıp emirleri veren kişidir. İleride açıklanacağı üzere, Kainat İmamı, Kıta İmamı, Ülke İmamı, Bölge İmamı, Şehir İmamı, Semt ve Mahalle İmamı, Kurum İmamı gibi, hiyerarşik bir yapı içinde sıralanmışlardır. Son yıllarda kadınlara yönelik Örgüt çalışmaları artmıştır.

e) Tedbir; Örgüt mensuplarının, Örgütün menfaati doğrultusunda işlediği her günahın, her kusurun, her ayıbın ve her suçun meşrulaştırılmasına “tedbir” denilmektedir. Gülen’e göre, Örgüte zarar gelmemesi için yalan söylemek, iftira etmek, hırsızlık yapmak, suç işlemek, dinen haram sayılan içki içmek, kumar oynamak, fuhuş yapmak gibi günahları işlemek mubahtır. Onun verdiği emre göre; gerekirse Allah'ı bile inkar etmek mümkündür. Namaz kılmamak, oruç tutmamak, top sakal bırakmak, küpe takmak, tesettür giyinmemek, dini bir gruptan olduğu imajını verecek her türlü hareket ve davranıştan uzak durmak, kendini milliyetçi, sosyal demokrat gibi göstermek, eğer sıkışılmışsa diğer dindar kişileri Fetullahçı diyerek ihbar edip ceza almalarını sağlamak ve hem Fetullahçı olduğunu gizlemek ve hem de itimat sağlamak hep tedbir adıyla meşrulaştırılmıştır. Örgüt ne olduğu gibi görünmüş, ne de göründüğü gibi olmuştur. Fetullah Gülen, Örgütün fikri yapısını kabul edenlere, Devletin ‘dine ve dindara baskı yaptığını’ belirtmiş, örgütsel çalışmalarda mutlak itaatle birlikte, mutlak olarak tedbirli ve dikkatli olmalarını emretmiştir. Tedbir, bir dönem Örgüte ait kitapların kaplanarak muhafaza edilmesini kapsadığı gibi Örgüte ait ev ve müesseselere tek tek gelinip çıkılması, telefonda dinlemelere engel olunabilecek tavır ve davranışlarda konuşulması, dışarıda bir araya gelineceği zaman takip edilme ihtimalinin dikkate alınarak gerekli hassasiyetin gözetilmesi ve talimatlara uyulmasıdır. Fetullah Gülen, Örgüt mensuplarına dikkatli ve tedbirli olmalarını isterken, o dönem Devlet erkinin dine ve dindara bakışını örnek göstermiş, tedbirli olmayanları örgütten atarak diğerlerine de gözdağı vermiştir. Fetullah Gülen’in Örgüt mensuplarını tedbirli olmaya çağırırken, aynı zamanda onları kolları ve kıskaçları altına almış, şahsi çıkışları engellemiş, dünya ve ahiret korkusu ile örgüte bağlılıklarını perçinlediği mensuplarıyla gücüne güç katmıştır. Fetullah Gülen’in “tedbirsiz hizmet abdestsiz namaz gibidir” emri gereği, Örgüt mensupları, Örgüte ilk adım attıkları andan itibaren öğrenen tedbiri öğrenmişlerdir. Örgütteki tedbir anlayışı zamanla tevillerle beslenir ve “takiyye” anlayışına dönüşür. FETÖ hukuken bir terör örgütü olmakla birlikte aynı zamanda kutsal dinimiz İslam’ı içinden yıkmak, tahrif etmek amaçlı kurulan bir “fitne hareketi”dir. 03 Ağustos 2016 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nca Olağanüstü Din Şurası toplanmış, Örgütü “Dini İstismar Hareketi” olarak kabul etmiştir. Şura’da alınan kararlardan bazıları şunlardır:
“Gizli ve karanlık emellerine ulaşmak için her türlü yolu mübah gören, dini ve dinî duyguları istismar eden; milletimizin zekâtını, sadakasını, kurbanını çalan, evladını elinden alıp yanlış yönlendiren, dinimizin temel değerlerini, kavramlarını tahrif ve tahrip eden, gayr-i İslamî ve gayr-i ahlakî tutum ve davranışlarla fitne, fesat, yalan ve desiselerle kendine insan ve imkân devşiren, Devletin tüm organlarına sızarak, milletin geleceğini ipotek altına almaya çalışan ve son darbe girişimiyle millet tarafından suçüstü yakalanan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) dinî bir oluşum olarak nitelenemez. Bu örgütün elebaşı “din âlimi” ya da “hocaefendi” olarak kabul edilemez.”


“Gerçeği görerek örgütten ayrılanların beyanlarına göre söz konusu yapı, uluslararası çıkar ağlarıyla birbirine bağlanan fertlerin piramit tipi hiyerarşi, hücre tipi gizli yapılanma ve yabancı istihbarat örgütleriyle yakın temas içine girilebilen kirli bir örgüt hâline gelmiştir. Hedef, İslam’a hizmet değil Türkiye başta olmak üzere çeşitli ülkelerde karanlık güçler adına dünyevi bir hâkimiyet elde etmektir.”
Işık Evi: Örgütün hücre evleridir. İlk kez, 1966 yılında, İzmir Tepecik’te, Nur Evleri adıyla faaliyete geçmiştir. 1986 yılından sonra evler Türkiye geneline yayılmıştır. Bu evler 1994 yılından sonra Işık Evleri adını almıştır. Işık Evleri, Örgüte taban kazandırmak, yardım toplamak, çevreye hakim olmak, zeki beyinleri işleyerek “Altın Nesil oluşturmak” için kurulmaktadır.
Hususi evler; Büyükşehirlerde askeri ve polis okullarının bulunduğu ve bu hizmetlere yönelik hizmetlerin takip ve organize edildiği ve mahrem hizmetlerin icra edildiği evlerdir.

Hücre tipi yapılanma: Kamu kurumlarında sayısı beş kişiyi geçmeyen bir Örgüt abisine bağlı birimdir. Hizbullah Terör Örgütü örnek seçilerek geliştirilmiş bir modeldir. Hiç bir hücre diğer bir hücreden haberdar değildir. Bu örgütlenme modelinin geliştirilmesinin sebebi, bir hücre açığa çıksa bile, diğer hücrelerin faaliyetine devam ederek deşifre olmamasını sağlamaktır.

Himmet; Örgütün finansmanı sağlamak için, yine Örgüt üyelerinden alınan vergidir. Kamu görevlileri bekar ise maaşının %15-20’sini, evli ise maaşının %10'unu himmet olarak ödemek zorundadır. Bu asgari tutardır ve himmetin üst sınırı yoktur. Dileyen dilediği kadar mesela maaşının tamamını himmet olarak verebilmektedir. Örgütün bedelsiz çalıştırması suretiyle emekten himmet (askerlik ödevi yerine), para toplayarak gelir elde etmesi suretiyle paradan himmet (vergi ödevi niteliğinde), yüklü ödeme alarak gelirden himmet (vergi benzeri), evlenme ve aile kurmayı geriye atıp Örgüte çalışarak eşten himmet gibi değişik yöntemlerle alınmaktadır.

Kutsal Hoca Payı; Himmet olarak toplanan paranın %15'i Fetullah Gülen'in kutsal payı olarak kendisine yollanmaktadır. Örgüt, Gülen’e ayrılan bu miktarı, ganimetlerden elde edilen gelirin Hz. Muhammed’e verilmesine benzeterek, mensuplarını aldatmış ve inandırmıştır.
İstişare; Bir iş yapılmadan önce Örgütün ilgili abisinin veya ablasının emrindetoplanıp karar verme ve icraya geçmek için yapılan Örgütsel toplantıdır. Günlük, haftalık, aylık veya yıllık olarak rutin yapılan cemaat hücre evi toplantısıdır. Üst yöneticilerden gelen emirlerin uygulanması için bir araya toplanmaya verilen isimdir.

Tart; Yapılan ikaza rağmen, emre uymamak, itaat dışına çıkmak, disiplinebaşkaldırmak veya verilen görevi yapmamak gibi davranışlarda bulunan, Örgüte tekrar kazandırılması mümkün olmayacağı anlaşılan ve hain ilan edilen üyelere zecr tokatı vurularak Örgütten kovulmasıdır. Önceleri Örgüt mensubu olan Eyüp Kayar, 13.08.1999 günü, Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği ifadesinde, Örgütten kimlerin kaymış sayılacağına ile ilgili şu beyanlarda bulunmuştur: “...Yine bir şakirtin, yani öğrencinin, üç tane kayma yolu olduğu ifade edilmiştir. Şakirt bir, ÖSS sınavlarında abinin istediği tercihleri yazmazsa kaymış sayılır; iki, makam ve mansıp konusunda abinin istediği yeri seçmezse kaymış sayılır; üç, cemaatin istediği kişiyle evlenmezse kaymış sayılır.”
Şefkat Tokadı; Örgüte göre, kötü iş yapan (genellikle abi veya ablanın talimatına uymakta ihmal gösteren) kişinin Tanrı tarafından bir kötülükle ikaz edilmesidir.

Abi: Bir hücre evi ya da en küçük Örgüt biriminin sorumlusudur. Ev abisi, yalnızca evin idaresinden mesuldür. Abilik, cemaatte hocalık makamıdır. Üst tabaka tarafından atanır. Üyeler abiye itaat etmek mecburiyetindedir. Abinin görevine yine üst yapı son verir. Verilen bu kararın, silsile olarak Gülen tarafından verildiği izlenimi yaratılır.

Ablalık; Abiliğe paralel olarak kadın ve kızlar için ablalık makamı vardır. Kadınlar Örgütün içerisinde hiç bir zaman üst düzey yönetici olamazlar. Bir kadının en fazla yükselebileceği Örgüt yöneticiliği ablalık seviyesidir. Kadın ve kızlardan sorumlu ablalar, nihayetinde o bölge il veya ilçedeki abiye bağlıdırlar. Örgütün üst düzeyinde faaliyet yürüten hiç bir kadın yönetici yoktur.
Sadakat Testi; Örgüte kazandırılan ve Örgüt amaçlarına göre eğitilen bir üyenin yeterince Örgüte bağlanıp bağlanmadığının abi veya ablanın teste tabi tutmasıdır. Örgüt üyesi, liderine koşulsuz itaat ediyorsa, Örgütün amacını benimsemişse, baskı ve tehdit altında tutulduğu zaman yeterince dirençli ise sadakat testini geçmektedir. Sadakat testi Örgüte bağlılığı ölçmektedir. Örgüt üyesi sadakat testini geçmişse önü açılmaktadır. Sadakat testini geçemeyenler ise Örgüt eğitimine devam ettirilmekte yine başarısız olursa sempatizan olarak ayrılmaktadır.

Kafalama; Örgütle organik bağı olmayan bir kişinin, himmet verecek derecede sempatizan hale getirilmesidir.

Parlatma; Örgüt istediği kişilerin reklamını yapıp bu kişilerin reklamını yaparak, bu kişi üzerinden kendisine nema sağlamaktadır. Buna Örgüt terminolojisinde parlatma denir. Bir makama atanması için kişinin önceden hazırlanıp onun adına mükemmel özgeçmiş oluşturma, medyasında hakkında övgü dolu yayınlar yapma, atanması için her türlü tavassut girişimi, parlatmanın değişik şekilleridir.
Mahrem Toplantı; Üstten alınan bir emrin nasıl icra edileceğinin yönteminin belirlendiği ve görevlendirmelerin yapıldığı gizli toplantılardır. Örgüte çocukluğunda giren üyelerin katılabildiği bu toplantıya sonradan Örgüte katılanlar alınmaz.


Fetih, Fethetme, Fetih Okutma: Örgütün, kamu idarelerindeki kardolaşmasına “fetih” demektedir. Fetih okutma ise, kamuya giriş sınavlarında soruların önce elde edilmesi, ardından da üyelere yemin ettirildikten sonra cevaplarıyla birlikte çözdürülerek sınavı kazanmalarının sağlanmasıdır.. FETÖ, Devleti ve kamu idarelerini ele geçirilmesi gereken bir bir kale gibi görmektedir. Kadrolaşmayı ise fetih hareketi olarak kabul etmektedir.

Altın Nesil: Fetullahçı öğretiyi benimseyen, Örgüte ve öndere sadakatle itaat eden ve Örgütün içinde yer alan kişilerin genel adıdır.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler