Erdoğan'a suikast girişimi davasında savcı görüşünü açıkları: 6'şar kez müebbet

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin de aralarında bulunduğu 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davada savcı görüşünü açıkladı.

Yayınlanma: 28.04.2017 - 15:30
Abone Ol google-news

15 Temmuz darbe girişimi gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otele saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin de aralarında bulunduğu 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılanmasına, Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin duruşma salonu olarak düzenlenen Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonu'nda devam edildi. Davanın 2'nci duruşmasının 5'inci gününde, mahkeme heyeti saldırıda göğsünden yaralanan tutuklu sanık Deniz Kurmay Yüzbaşı Haldun Gülmez'e, deliller arasında yer alan ve üzerinden çıkan 'H.E. duaları' yazılı kağıdı gösterdi. 'Sultana uy, zalimden korkma', 'Cihad', 'Korku Anında' ve 'Hizbul hasin' ara başlıklarının bulunduğu, 'Sultan zaliminden korkma, Allah benim kulumu Tayyip Erdoğan ve taraflarının şerrinden Allah'a sığınırım' ibarelerinin bulunduğu kağıdı inceleyen tutuklu sanık Gülmez, bu kağıdın kendisine ait olmadığını söyledi. Bunun üzerine söz alan Savcı Ali Cenk, bu kağıdın, yapılan üst aramasında ele geçirildiğini belirtti.

YAZILI İFADESİ OKUNDU

Duruşmada, 15 Temmuz öncesi, sanıklar arasında yer alan Astsubay Zekeriya Kuzu ile birlikte MAK Timi'nde görev yapan Astsubay Olcay Kurt'un, tanık olarak yazılı ifadesi okundu.  Kurt  ifadesi şöyle dedi:

"Zekeriya Kuzu ile 8 yıl çalıştım. MAK Timini 'Bizden ve bizden olmayanlar' diye ikiye böldü. Kendi timinde başarılı olamayanları terfi ettirdi, terfi hak edenlere de rütbe vermedi. Bize, 'Katılırsanız sizin de yolunuz açılır' dedi. O zaman anladım ki Kuzu ve timi FETÖ/PDY üyesi."

O GECENİN 155 HATTI KAYITLARI AÇIKLANDI

Duruşmada Marmaris'te darbe girişimi gecesi yaşanan hareketlilikle ilgili kayıtlar da açıklandı. Mahkeme heyeti tarafından açıklanan '155 Polis İmdat' ihbar hattı kayıtlarında polis ekiplerinin hareketliliği, saat 22.59'da verilen ilk talimatla başlıyor.

155 Polis İmdat hattına gelen ihbarlar ise şöyle:

Saat 03.03: (ihbarcı) Abi helikopterler geliyor, askeri helikopterler, bilginiz olsun.
(operatör) Emniyete doğru mu geliyor?
(ihbarcı) Bilmiyorum, havada 2-3 helikopter var size doğru geliyor.
Saat 03.06: Casa de Maris etrafında helikopterler alçak uçuş yapıyor.
Saat 03:10 Silah sesleri geliyor, havada uçanlar var nedir bunlar?
Saat 03:13 Otel etrafına helikopterlerden kovanlar düşüyor.
Saat 03:15 Banu otel tarafına helikopterlerden bir şey bıraktılar.
Saat 03:17 İki ışıksız helikopter geçti, askeri, bilginiz var mı?
Saati belli değil: Yazıcı Otel'in arka tarafına helikopter inmeye çalışıyor, durum nedir?
Saat 03:25 Helikopterler şu an Clup Yazıcı Turban Otele indiler, ateş açıyor sivillere, Sikorsky helikopteri indi, kimi görseler ateş açıyorlar.
03:29 Turban üzerinde helikopterler uçuyor, Casa de Maris bahçesine indiler, ateş açıyorlar, şu an polis, burada polis yok.
03:40 Ateş sesleri var, bomba sesleri geliyor.
Duruşma tanıkların ifadelerinin okunmasıyla devam ediyor.

 

O gece polis ile darbeci askerlerin, önünde çatışmaya girdiği yakındaki bir otelin güvenlik görevlisi olan ve tanıklık yapan Sefa Toskar, kamuflajlı birisinin botuyla kendisini tekmeledikten sonra Cumhurbaşkanı'nı kastederek ona hizmet etmemesi gerektiğini söylediğini anlattı.

15 Temmuz darbe girişimi gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otele saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin de aralarında bulunduğu 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılanmasına, Muğla 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin duruşma salonu olarak düzenlenen Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) Toplantı Salonu'nda devam edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu 25 kişi ile Milli Savunma Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nün de müdahillik talebi kabul edilen davanın dördüncü gündeki duruşmasında, mahkeme heyeti, ilk olarak tanıklardan Sefa Toskar'ı dinledi.

KORUMA POLİSLERİNİN BAŞLARINA SİLAH DAYAMIŞLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konakladığı Grand Yazıcı Club Turban Oteli'nin yakınındaki, çatışmanın başladığı Casa De Maris otelinin güvenlik görevlisi Toskar, "Helikopterlerin, Cumhurbaşkanı otelden ayrıldıktan sonra geldiğini tahmin ediyorum. Helikopterden ateş edildi. Cumhurbaşkanın koruma polisleri araçtan silahlarını ve çelik yeleklerini aldılar. Polis beni 19 numaralı toplantı odasına götürüp kapıyı üzerime kilitledi. Dışarıda bir süre çatışma sürdü. Gelen seslerden korumayı rehin aldıklarını anladım. Benim bulunduğum odanın kapısına ateş ettiler. Odadaki lavaboya kendimi kilitledim. İçeri girdiler, beni cumhurbaşkanı sandılar ve çık dışarı dediler. Kapıya 4 el ateş ettiler. Çık deyince 'niye çıkmıyorsun it' dedikten sonra biri yumruk attı. Kendimi bir anda yerde bulduktan sonra botla tekmeledi ve silahın dipçiğiyle vurmaya başladı. Sayın cumhurbaşkanımızı kastederek 'Ona hizmet etmeyeceksin' dedi. Ben de kimseye hizmet etmediğini, güvenlik görevlisi olduğumu söyledim. Kapının önündeki polislerin kafalarına silah dayadılar. Bahçeye götürdüler. Ellerimize plastik kelepçe taktılar. Polis Burak Güzel'e, Cumhurbaşkanının yerini sordular. Bilmiyorum deyince botla kafasını sıkıştırdılar. Siz misiniz Cumhurbaşkanı koruyacak diyerek dalga geçtiler. Bizi bırakıp helikoptere doğru yöneldiklerini gördüm. Herkes olayın şokundaydı. Otele geçtim ve plastik kelepçeyi kestim. Gelen ambulansı çatışmanın olduğu villaya götürdüm" dedi.
Duruşma diğer tanıkların dinlenmesiyle devam ediyor.

SAVCI 6'ŞAR KEZ MÜEBBET İSTEDİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin de aralarında bulunduğu 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı dava Savcısı Ali Cenk tarafından verilen 25 sayfalık mütalaada Yarbay Hüseyin Yılmaz'ın Cumhurbaşkanı'na suikast girişiminden beraatine karar verilmesi, diğer sanıkların ise 6'şar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi. Savcı Cenk, "Toplanan delillerle olay yeterince açıklığa kavuştu. Kovuşturmanın genişletilmesine herhangi bir talebimiz yoktur" dedi. Savcı mahkeme dosyasındaki sabit olan delillere değinerek, şehit polis memuru Mehmet Cengiz'in şehit olduğu silahtan çıkan biyolojik kalıntıların, Binbaşı Şükrü Seymen'e ait olduğunun belirlendiğini; adli raporlar alındığını, sanıkların emniyet güçlerinin üzerinden kimlik ve paralarını gasp ettiklerini, DNA analiz raporları, balistik inceleme uzman raporları, bölgedeki güvenlik kamera kayıtları incelemelerinin dosyada yer aldığını vurguladı.

İl Sağlık Müdürlüğü ambulansına mermilerin isabet ettiğini, araziye terk edilmiş bomba atar bulunduğunu, sanıklardan Zekeriya Kuzu, Murat Dağlı, Yücel Ekizoğlu'dan 1 Amerikan doları çıktığını, HTS, radar, 112 kayıtlarının mevcut olduğunu, sanıklardan Haldun Gülmez üzerinden çıkan not kağıdının deliller arasında bulunduğu kaydetti.

ByLock tespitleri olduğunu, sanık Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'e MİT Müsteşarlığı görevi verildiğini, Binbaşı Taner Berber ile Binbaşı Şükrü Seymen tarafından Türk Özel Kuvvetleri (ÖKK) ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timleri oluşturulduğunun ortada olduğunu belirtti. Gökhan Şahin Sönmezateş'in darbe gecesi Ankara'da öldürülen Tuğgeneral Semih Terzi ile darbeden önce görüşmeler yaptığının ortaya çıktığını; Sönmezateş'in Ankara'da Adil Öksüz tarafından yapılan darbe toplantılarına katıldığını, eylemi bizzat gerçekleştirme görevini üstlendiğini; 15 Temmuz sabah saatlerinde Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in Binbaşı Şükrü Seymen ile buluştuğunu, Ali Yazıcı'nın Çiğli'den Cumhurbaşkanının yerini tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'e bildirdiğini, Astsubay Zekeriya Kuzu'nun, Marmaris'te otelde, 'Hırsızın evlatları, kafanızı kaldırdığınızda sizi öldürürüm, ne zaman kalktı, helikopter' diyerek hakarette bulunduğunu da dile getirdi.

Savcı Ali Cenk deliller ve yapılan yargılama doğrultusunda, sanıkların, 'Cumhurbaşkanına suikast', 'anayasayı ihlal', 'yasama organına karşı suç', 'hükümete karşı suç', 'silahlı terör örgütü yöneticisi olma', 'yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme', 'yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs etme', 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'zincirleme şekilde cebir ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama', 'zincirleme şekilde silahla tehdit', 'Cumhurbaşkanına hakaret', 'zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret', 'kamu malına zarar verme, mala zarar verme, nitelikli olarak konut dokunulmazlığının ihlali ve nitelikli yağma' suçlarını işlediklerini vurguladı. Bu suçlardan dolayı 6'şar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmalarını talep etti. Savcı Cenk, Yarbay Hüseyin Yılmaz'ın ise cumhurbaşkanına suikast girişimi davasından beraatine karar verilemesini, darbe girişimi suçundan ise cezalandırılmasını istedi. Sanıkların tutukluluklarının devamını da talep etti.
Duruşma sanık ve avukatlarının söz almasının ardından devam edecek. Sanık avukatlarından Hakan Tunçkol, verilen arada yaptığı açıklamada, "Daha ikinci celsedeyiz. Toplacak deliller var. Bu deliller sanıkların lehine olabilir. Reddi hakim talebinde bulunacağız" dedi.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler