Patron kâra, işçi ölüme

Soma’da şirketin üretimi artırmak için akıl almaz düzenlemeler yaptığı vurgulandı.

Yayınlanma: 22.05.2014 - 21:56
Abone Ol google-news

Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda örgütlü bulunan Genel Maden-İş Sendikası’nın Başkanlar Kurulu’nda da Soma’daki facia değerlendirildi. Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alabaş Soma’daki maden ocağının yılda 2 milyon ton üretim yapmak üzere planlandığını ancak bu ocağın 2013 yılında 3.5 milyon ton üretim yaptığına dikkat çekerek, “Bunun teknik olarak mümkün olamayacağını bilmesi gerekenler, işverenin para hırsına alet olmuştur” dedi.

Alabaş, Soma’daki şirketin Türkiye Kömür İşletmeleri’nin (TKİ) sahasındaki kömürü, en düşük ücretle TKİ’ye vereceğini taahhüt ederek işi aldığını, şirketin çıkardığı tüm kömürü TKİ’ye verdiğini, tek alıcının TKİ olduğunu vurguladı. Şirketin TKİ’nin hizmet satın aldığı taşeron bir şirket olduğunu dile getiren Alabaş, “Şirketin kârını artırmak için attığı her adım maden işçilerini biraz daha ölüme yaklaştırmıştır. Aslında bu tüm taşeron şirketler için geçerli bir uygulamadır. ‘Ben yeterince düşük maliyetlerle üretemiyorum, kurum zarar ediyor’ diyerek bu beceriksizliğini sorgulamak, gerekli önlemleri almak yerine, özelleştirmeyi ve taşeronlaşmayı bir politika olarak belirleyen devlet ve hükümet bu sürecin birinci derece sorumlusudur. Burada TKİ özelinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve kurum yöneticileri, genelde tüm kurumlarda taşerona iş veren asıl işverenler doğrudan bu kazalardan sorumludur” dedi. Alabaş, bunun sıradan bir kaza değil, “katliam” olduğunu vurguladı.

TKİ Genel Müdürlüğü’nün bu sahada yapılan tüm çalışmaları izlemek ve denetlemekle sorumlu olduğunu kaydeden Alabaş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı iş müfettişlerinin de bu sahaları periyodik olarak denetlemekle görevli olduklarını bildirdi. Kâr hırsı ile yeterli güvenlik önlemlerinin alınmadığını, “üretim zorlaması için akıl almaz düzenlemeler” yapıldığını, çalışanların sindirildiğini ve uyarılarının dikkate alınmadığına dikkat çeken Alabaş, taşeron düzeninin “bataklık” olduğunu, ıslah edilmesinin olanaklı olmadığını, hükümetin de “çırpındıkça batacağını” söyledi. Şimdiye kadar yaptıkları uyarıların dikkate alınmadığını kaydeden Alabaş, hükümetin taşeron düzenlemesi için hiçbir adım atmadığını bildirdi. Taşeron düzenlemesinin nerelere varabileceği konusunda yıllar önce uyarılarını yaptıklarını anımsatan Alabaş, Karadon Müessesesi’nde taşeron uygulaması dayatıldığında 23 Haziran 2005 tarihinde eylem yaparak taşeron şirketi ocağa sokmadıklarını ancak devletin, gücünü kullanarak 19 Temmuz 2005 tarihinde taşeron şirketin önünü açtığına dikkat çekti. Sonrasında yaşananlara işaret eden Alabaş, “Korkulan oldu. 17 Mayıs 2010 tarihinde taşeron şirketin çalıştığı alanda 30 arkadaşımız hayatını kaybetti” dedi. 7 Ocak 2013 tarihinde de Kozlu Müessesesi’nde taşeron şirkette çalışan 8 madencinin şehit olduklarını kaydeden Alabaş, “Biz bunu bir iş cinayeti olarak tanımladık. Çünkü uyarılarımız dikkate alınmadığı için bu kazayı yaşadık” diye konuştu. Soma’daki faciaya işaret eden Alabaş, “Yılda 2 milyon ton üretmek üzere planlanmış bu maden ocağında, 2013 yılında 3.5 milyon ton üretim yapılmış. Bunun teknik olarak mümkün olamayacağını bilmesi gerekenler, işverenin para hırsına alet olmuştur” dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler