Dink'in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin ihmali davasında yargılanan 5 sanığa tahliye kararı

Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin ihamali davasında yargılanan 5 sanığın tahliyesi kararlaştırıldı.

Yayınlanma: 07.07.2017 - 13:38
Abone Ol google-news

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin tetikçi ve azmettiricilerle kamu görevlilerinin yargılandığı davaya eklenen son iddianame ile sanık olan jandarma görevlilerinin yargılanmasına devam edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen 86 sanıklı duruşmaya tutuklu Trabzon ve İstanbul jandarma görevlileri ile Samsun emniyet ve jandarma görevlileri katıldı. Dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı tutuklu Ramazan Akyürek ile tutuksuz eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay da salonda hazır bulundu. Mahkeme 5 sanığın tahliyesine karar verdi.

“Zül duyuyorum” 

Cinayetin tasarı ve işlendiği sırada Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Değerlendirme ve Analiz Merkez (İDAM) Amiri olan Hamza Celepoğlu, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla Ankara'da tutuklu bulunduğu cezaevinden duruşmaya bağlanarak tahliye talebinde bulundu. Celepoğlu, şunları söyledi: 

“31 yıl kendince ülkesine ve milletine hizmet etme gayreti içinde olan teröristle mücadele konusunda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üstün cesaret madalyası sahibi olan bir general olan hain bir cinayetin davasına monte edilerek sanık sıfatıyla huzurda bulunmaktan dolayı zül duyuyorum. Huzurda ve yaklaşık 10 yıldır adalet arayan Dink ailesi huzurunda iç ve dış kamuoyunca takip edilen bu hain cinayetin aslında nasıl sulandırılmaya çalışıldığını sizle bilgi ve belgeyle paylaşacağım.” 

“Darbe teşebbüsü sırasında tutukluydum” 

Savcı benim hain darbe teşebbüsü davasından dolayı tutuklu olduğumu vurgulamıştır. Ancak orada tutuklu değilim, o sırada MİT TIR'ları davasında tutukluydum zaten. İddianamede MİT TIR'ları davasında yargılanıyor olmam bu hain cinayeti işlemiş olabileceğimin delil olarak ileri sürülmektedir. MİT TIR'ları davasında şahsıma yaşatılanın Dink davasından farkı bulunmamaktadır. TIR'ların durdurulmasında bölge komutanının bölgeye gittiği bilgisi verilmiştir. 2 ay sonra o zaman Başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necdet Özel, İçişleri ve Adalet bakanlarının olduğu bir toplantı yapılıyor. Benim olay yerine gitmediğim Genelkurmay tarafından bilgi verilmiştir. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı 'bana olay yerine gitti demiştiniz' demesi üzerine MİT müsteşarı 'Bize öyle bilgi verildi' demişti. Ama yumurta kırıldı. Günah keçisi benin. 

“Jandarmanın yapısı emniyet gibi değil” 

İstihbarat Değerlendirme ve Analiz Merkezi amiri ne İstanbul ne Trabzon'un üst amiri değildir. Mevzuat ve emirler açıktır. Bizde yapılanma farklıdır. Emniyette amir-memur ilişkisi vardır. Herhangi bir operasyonel görevi yoktur. Tamamen karargah görevidir. Görevim, aşırı sağ, sol ve bölücü faaliyetlerle ilgili istihbarat değerlendirmeleri yapmaktır. Soruşturma aşamasında bu genel kabulü bir kenara koyduktan sonra önce benim cinayet tarihinde İstanbul İl Jandarma Komutanı olduğum iddia ediliyor. Ancak Temmuz 2008'de atandım. Cinayet günü olan 19 Ocak'ta İDAM amiri olduğum bu nedenle olaydan bilgi sahibi olduğum iddia ediliyor.” 

“Olay tarihinde İtalya'daydım” 

“Olayın olduğu tarihte İtalya'da kurstayım. Bu belge emniyet tarafından dosyaya kondu. Ekim 2006-Haziran 2006'da. Öncelikle tutuklandığım tarihte ben yurtdışında olduğunu belirttim savcıya. Gördüğüm kadarıyla hiçbir işlem yapılmamış. Hakkımda hukuksuz ve suç. Teşkil eden bir soruşturma açılmıştır. Tutukluluk halimin devamın gerekçe gösterilmeden devam ettirilmiştir.” 

Olmayan ihbar, olmayan form 

İddianamede, Ocak 2015'te emniyete Galip Taşkın isimli bir kişinin cinayetin ihbarını ilk olarak alan Trabzon Jandarma İstihbarat görevlileri Okan Şimşek ve Veysel Şahin'in Ogün Samast ve Yasin Hayal'le birlikte Trabzon Maçka'da bir lokantaya geldiklerine ilişkin ihbar geldiği, Celepoğlu'nun da jandarma istihbaratın başında olduğu için bilgisi olması gerektiği belirtiliyor. Celepoğlu bu iddiaya, “Olmayan ihbar, olmayan form, yetkisi olmayan bana, burada olmadığım zaman gönderildiği iddiasıyla tutuklandım” dedi. 

Görevlendirme yazısı yok

Trabzon Jandarma İstihbarat görevlisi Gazi Günay tahliye talebinde Ağustos 2006'da Trabzon'dan İstanbul'a gelmelerinin sebebini Maçka'da gerçekleşen cinayet ve yaralama olayının failini yakalamak için geldiklerini söyledi. Ancak Günay ile birlikte İstanbul'a gelen Okan Şimşek ve Ergün Yorulmaz'ın İstanbul'da görevlendirildiklerine ilişkin defterde görevlendirme yazısı bulunmuyor. Günay bununla ilgili de Mali Şube'den İstanbul'daki harcamalarına ilişkin yapılan ödemenin yazısının bulunduğunu söyledi. Dink'in konutunun kapıcısı Mithat Alkan'ın ifadesinde cinayetten önce kendilerini polis diye tanıtarak silahla Dink'i tehdit ettikleri yönündeki beyanları ile ilgili de bu kişilerin kendileri olmadığını “Mithat Alkan gelsin bizle yüzleşme yapsın” dedi. 

Kürt-Kav'ı takip ediyorlarmış 

Cinayet günü telefonu cinayet mahallinde sinyal verdiği iddiasıyla suçlanan İstanbul Jandarma İstihbarat görevlisi Hacı Şefik Şimşek de, “Cinayet günü Ecevit Emir (dava sanığı) ile birlikte Kürt Kültür ve Araştırma Vakfı'nın (Kürt-Kav) fotoğraflarını çekmek için görevliydik. Taksim'de görevli olduğum görevlendirme defterinde de yazıyor. İstiklal Caddesi'ndeki bir mağazadan alışveriş yaptım ve kız arkadaşımla Karaköy'de yemek yedim” dedi. Duruşma verilen öğle arasından sonra tahliye talepleri ile devam edecek. 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon