ByLock yalanları

122 gündür ByLock kullandığı iddiasıyla tutuklu bulunan arkadaşımız Emre İper’in telefonunda ByLock bulamayan Emniyet, özel hayatın gizliliğini çiğneyerek İper’in Whatsapp konuşmalarını dosyaya doldurdu.

Yayınlanma: 05.08.2017 - 22:37
Abone Ol google-news

Cumhuriyet iddianamesini hazırlayan İstanbul Basın Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından Yasemin Baba’nın ByLock kullandığı iddiasıyla tutuklattırdığı muhasebe çalışanımız Emre İper hakkında dosyaya delil diye konulan belgeler ortaya çıkıyor. İper, 4 Nisan’da Sabah gazetesine servis edilen Cumhuriyet iddianamesinde ismini ByLock kullanıcısı olarak görmesi üzerine savcılığa sunmak üzere telefonunun yedeklemesi almış, ancak savcı Baba, 2016 yılında başlatılan bir soruşturma kapsamında daha önce ifadeye çağırmadığı İper’i gözaltına aldırmıştı. Gözaltı sırasında İper’in el konulan telefonu Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce incelendi. Ancak araştırma sanıldığı gibi ByLock kullanıcısı olup olmadığının tespitine ilişkin değildi. Emniyet, İper’in telefonunda söz konusu programı bulamayınca 1 milyardan fazla kişinin kullandığı Whatsapp programında 15 Temmuz darbe girişimi gecesi konuştuklarını, arama ve mesaj kayıtlarını delil yaptı.

Hangisi tutarsa...

Savcı Baba, soruşturma kapsamında, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’na (KOM) talimat yazarak, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı’ndan (BTK) temin edilen İper’e ait HTS kayıtlarını incelenmesini, Ankara’daki FETÖ/PDY çatı soruşturması kapsamında HTS’si alınan 72 örgüt imamı ile irtibatının bulunup bulunmadığını sordu. Baba, iletişim kayıtlarının incelenerek ‘bilinen terör örgütleri’ şeklinde nitelediği PKK/KCK, FETÖ/PDY ve DHKP-C ile bağlantılı kişilerle irtibatının bulunup bulunmadığının araştırılmasını istedi.

Gerçeği çarpıttı

Savcı Baba, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden ve KOM Daire Başkanlığı’ndan ByLock programındaki çözümlenen mesajlar arasında İper’e ait mesaj bulunup bulunmadığını da sordu. Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nden gönderilen cevapta “İstanbul’a teslim edilen ByLock kullanıcıları abone bilgilerini içeren 6326 satırdan ibaret excel verisinde adı geçen şahsa ait herhangi bir içerik bilgisine rastlanmadığı” belirtildi. Savcı Baba’nın aynı talepte bulunduğu KOM Daire Başkanlığı’ndan verilen cevapta ise, “Şu ana kadar yapılan çalışmalarda mesaj, mail vs. içeriklerine rastlanılmamıştır” denildi. Emniyetten gelen cevaplar, iddianamesinde mesajların tespit edilemediğini öne süren Baba’nın gerçeği çarpıttığını ortaya koydu. Çünkü, gerçek, savcı Baba’nın iddia ettiği gibi tespit edilemediği değil, böyle bir içeriğin olmayışıydı.

Niye saklanıyor?

KOM Daire’ye ait 14 Temmuz tarihli HTS analiz raporu da delil olarak dosyaya koyuldu. 1.5 sayfalık HTS analiz raporunun üst yazısında, “CD içinde gönderilen soruşturmaların devam etmesinden dolayı soruşturmanın gizliliğine riayet edilmesi ayrıca soruşturmaların sefahatine ve soruşturmada geçen şahıs ile şirketlerin olaydaki rollerinin soruşturmanın seyrine göre zaman içerisinde değişebileceğinin göz önünde bulundurulması” uyarısı bulunuyor. HTS Analiz raporunda da İper’in kullandığı telefon numarasının 15 Temmuz darbe girişimi sonrası işlem yapılan şahıslar listesi ile karşılaştırıldığı, tespit edilen şahıslar ve şirketlerle kurulan irtibatların ekli tabloda listelendiği belirtildi. Ancak liste dosyaya konmadı.

KOM Daire’nin ‘rollerin değişebileceği’ uyarısı akıllara MİT’in hazırladığı ByLock listesinin ‘güncellenmesi’ ifadesini akıllara getiriyor. Kırşehir’deki Ahi Evran Üniversitesi’ndeki 4 öğretim görevlisi ilgili soruşturma kapsamında emniyet savcılığa söz konusu kişilerin ByLock kullanıcısı olduğunu bildirmişti. Ardından emniyetin mahkemeye yolladığı “Araştırma tutanağı”nda ise ByLock kullanıcısı olduğu belirtilen bu kişilerden biri ile ilgili ‘son güncellemelerden sonra ByLock programına kaydının olmadığını’ kaydetmişti. Bu güncellemenin neye göre yapıldığı ile ilgili ise bilinmiyor.

Raporda gerçeği perdeleme girişiminin yanı sıra, FETÖ/ PDY ana çatı soruşturması kapsamında HTS kaydı alınan 72 şahsa ait 226 numaranın irtibatlı olduğu karşı numaralarda İper’in numarasının olup olmadığı kontrol edildiği, herhangi bir kayda rastlanmadığı anlatıldı.

Savcı Baba’nın talimatıyla Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, İper’in sosyal medya hesaplarını da içerecek şekilde açık kaynak taraması yaptı. Taramada, İper’in gazetemiz muhabiri Ahmet Şık’ın ve gazeteci Hüsnü Mahalli’nin tutuklanmasına, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne gerçekleştirilen saldırıya tepki gösterdiği Twitter paylaşımları dosyaya kondu. Bunların yanı sıra gazetemizin eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın İper’in gözaltına alınmasına Twitter adresinden paylaştığı mesajla gösterdiği tepki de İper aleyhine dosyaya eklendi.

Savcı tatmin olmadı

Savcı Baba’nın İper ile birlikte gözaltına aldırdığı ulaştırma servisi çalışanımız Yavuz Yakışkan’a İçişleri Bakanlığı hukuk müşaviri olan ve Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs iddiasıyla tutuklu ByLock kullanıcısı Mustafa Yıldız isimli kişiyle telefon irtibatı olduğu iddiası yöneltilmişti. Yakışkan’ın kendi adına kayıtlı olan ancak oğlunun kullandığı telefon numarası ile Mustafa Yıldız’ın yoğun irtibatı olduğu öne sürülmüştü. Ancak söz konusu numarayı emniyetin ve savcılığın iddia ettiği gibi tutuklu Mustafa Yıldız’ın kullanmadığı, Yakışkan’ın oğlunun arkadaşına ait olduğu belirlenmişti. Bu gerçeğin ortaya çıkmasıyla Yakışkan 18 Nisan’da serbest kalmıştı. Ancak savcı Yasemin Baba, ertesi gün KOM Daire Başkanlığı’na yazı yazarak, karıştırılan Mustafa Yıldız konusunda maddi bir hata bulunup bulunmadığının saptanmasını istedi.

MAHKEMENİN SORDUĞU BİLİRKİŞİ

Kumpasta sahteciliği ortaya çıkardı

İper hakkında dosyada adli bilişim uzmanı Koray Peksayar tarafından hazırlanmış bir uzman mütalaası bulunuyor. Mütalaada, İper’in telefonunun yedeklemesinde yapılan arama sonucunda ByLock kurulduğuna ya da kurulup kaldırıldığına dair ize rastlanmadığı belirtiliyor. İper hakkında düzenlenen iddianameyi kabul eden aynı zamanda Cumhuriyet ana davasını da yürüten İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, hazırladığı tensip zaptında Peksayar’ın adli bilişim uzmanı olup olmadığını sordu. 2010 yılından bu yana adli bilişim uzmanı olan Peksayar, hükümetin sonradan kumpas olarak nitelendirdiği Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy, Kafes Eylem Planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Askeri Casusluk davalarındaki dijital deliler üzerine bilimsel incelemeler yaptı. Balyoz, Poyrazköy ve ÇYDD davalarında dijital delillerde rastlanan sahtecilikleri ilk olarak tespit eden uzmanlardan oldu. Peksayar’ın Balyoz davası ile ilgili bulguları davaya bakan İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görevlendirilen İstanbul Teknik Üniversitesi araştırmacıları tarafından 2 kez onandı ve dava beraatle sonuçlandırıldı.

Boş iddianame

 

Boş iddianame


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler