Nuriye ve Semih'in avukatından mahkeme heyetine: Ölmeyi göze alan insan neden kaçsın?

OHAL KHK’si ile mesleklerinden ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça’nın yargılandığı davanın ilk duruşmasında Sakarya Baro Başkanı Avukat Zafer Kazan "Nuriye ve Semih ölecekler ise bırakın özgür ölsünler. 40 kiloya düşmüş insan nasıl kaçsın? Ölmeyi göze alan insan neden kaçsın?" dedi. Mahkeme Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın tahliye talebini reddetti.

Yayınlanma: 14.09.2017 - 17:38
Abone Ol google-news

<video:823531>

15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) KHK’si ile mesleklerinden ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça’nın yargılandığı davanın ilk duruşması Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülmeye başlandı.

 9 Kasım 2016’da “Açığa alındım, işimi geri istiyorum” yazılı pankartla başlayan ve daha sonra açlık grevine dönüşen direniş cezaevinde sürüyor. Açlık grevinin 190’ıncı günü ilk duruşmalarına çıkacak Gülmen ve Özakça’nın davaya hâkim avukatları ise önceki gün yapılan polis operasyonu ile gözaltına alındı. Bunun üzerine, Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak duruşma öncesinde çeşitli avukat grupları davaya katılma kararı alındı. Mahkeme Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın tahliye taleplerini reddetti. Duruşma 28 Eylül'e ertelendi. Sanık Acun Karadağ'a duruşamada 3 avukat sınırlaması getirildi.  Tutukluluğun devamının gerekçesi, 'kuvvetli suç şüphesi', 'tutukluluğun ölçülü olması' ve delillerin henüz toplanmaması gösterildi.

 DURUŞMADAN NOTLAR

 Açlık grevindeki tutuklu eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın ilk duruşması görüldü.Savcı, mütalaasında Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın tutukluluk hâllerinin devamını istedi.

 Davada tutuksuz yargılanan Acun Karadağ'a hakim "Hala çalışıyor musunuz?" sorusunu yöneltti. Karadağ ise "KHK ile ihraç edildim" şeklinde yanıt verdi.

 Karadağ şunları söyledi: "12 Eylül tarihinde avukatlarım saldırıya uğradığı, gözaltına alındığı için ek süre talep ediyorum. 12 Eylül tarihinde avukatlarıma yapılan bu saldırı savunma hakkıma da müdahaledir."Karadağ'dan sonra sözü Av. Murat Yılmaz aldı. Yılmaz, "Duruşma salonu önünde adliye önünde saldırıya uğradık. Bu yüzden sinirliyiz. sert olacağız! Davaya 1130 avukat yetki verdi ve 100'ün üzerinde avukatla basına 3 dakikalık açıklama yapacaktık. 3 dakika, 18 meslektaşımızın gözaltına alınmasını anlatacaktık. Ben ve pek çok avukat tekme yedi." dedi. Yılmaz, hapishanede dün saat 16:00'da Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın mahkemeye getirilemeyeceğine ilişkin tutanak tutulduğunu söyledi.

 Nuriye ve Semih için derhâl beraat kararı talebinde bulunan Av. Murat Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

 Personel yetersiz deyip duruşmaya getirmiyorlar. Yüksek caddesini yüzlerce çevikle kapatan, adliyeyi ablukaya alan, güvenlik gerekçesi ve personel yetersizliği sebebi ile Nuriye ve Semih’i duruşmaya getirmiyor. Biz bunun gerçek neden olmadığını biliyoruz. Nuriye ve Semih’e yöneltilen suçlardan biri de "kamuoyu yaratacakları", "gezi benzeri eylemlere yol açacakları" iddiaları. Geziyi yaratan devlettir. Eğer devlet haklara saldırı yaparsa buna karşı itiraz da olur. Defalarca saldırdılar olmadı en son tutukladılar. Baktılar olmuyor İçişleri Bakanı direk devreye girdi ve dedi ki 'hakkında verilmiş örgüt üyeliği kararı var.' Ama böyle birşey yoktu. 7 Şubat'tan beri teknik takip yapılmış ancak tekbir suç unsuru bulunmamıştır. çünkü yoktur. AYM'nin kararında Açlık Grevi korunması gereken bir hak olarak yorumlanmıştır. Nuriye ve Semih'in duruşmaya getirilmemesi, duyulan korkunun göstergesidir."

 Avukat Yılmaz'ın beyanının ardından sözü Av. Betül Vangölü Kozağaçlı aldı.

Kozağaçlı, şunları söyledi:

Nuriye ve Semih’in avukatlığını yapan, ziyaret eden savunmasını hazırlayan bir kısmı büro arkadaşım gözaltında. KHK’ler ve OHAL üzerinden bedelleri ödettirilmeye çalışılıyor. Tüm bu saldırılara direnenler var, itiraz edenler var. Neden Nuriye ve Semih tutuklu? Çünkü işlerini geri istedikleri için açlık grevi kararı aldılar. Sesleri tüm dünya tarafından duyuldu. Nuriye ve Semih için bugün yüzlerce insan burada. Hepsi aynı dünya görüşüne mi sahip, hepsi Nuriye ve Semih gibi mi düşünüyor? Hayır. Bu kadar insanı bir ara getiren Nuriye ve Semih'in haklı ve meşru talepleri. Avukat arkadaşlarım gözaltında fakat biz buradayız, olacağız. Birlikte yargılandığım meslektaşım duruşmada söylemişti "Hukuk diye helvadan put yapmışsınız acıkınca yiyorsunuz." Durum aynen böyle. Bugün Nuriye ve Semih’in buraya getirilmemesinin nedeni "yiyorlar" yalanlarının ortaya çıkacak olmasıdır. Size 1030 kişilik yetki belgesi sunuyorum. Nuriye ve Semih avukatsız kalmaz. Ellisini alırsınız yenileri gelir. Bugün Nuriye ve Semih’in buraya getirilmemesinin nedeni "yiyorlar" yalanlarının ortaya çıkacak olmasıdır. Nuriye ile Semih çok onurlu bir davranış sergiliyorlar. Taleplerinin karşılanmasını,özgürlüklerini ve beraatlerini talep ediyoruz."

Av. Ömer Faruk Eminağaoğlu: "Görevleri sanıkları duruşmaya getirmek olanların bu görevlerini yapmamaları sebebi ile suç duyurusunda bulunmanızı talep ediyorum; ayrıca mevzuatımızda açlık grevi yapmak diye bir suç yoktur. Sanıkların başka işledikleri bir suç da yoktur. Açlık grevi ifade özgürlüğüdür, hiçbir yasal düzenlemede suç olarak tanımlanmadığı için derhal beraat kararı verilmelidir. Okuduğunuz jandarma tutanağından da anlaşılacağı üzere sanıkların fiziksel olarak kaçma durumları yoktur. Kaçma şüphesinden de bahsedilemez."

Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Münip Ermiş: "Dışarıda çevik amiri bir taraftan tekmeliyor, bir taraftan da 'derdinizi içeride anlatın' diyordu. Bir yıldır OHAL ve KHK sebebi ile insanlar sürekli bize gelip işten atıldığını anlatıyor. Yargı mekanizması ortadan kaldırılmış, komisyon kurulmuş. 'Biz dava açamayız' diyoruz bize gelen insanlara. Çünkü KHK ile engellenmiş."

 Av. Duygu Demirel: Müvekkillerimiz Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ölmek için değil yaşamak için açlık grevi yapıyorlar. İşleri, ekmekleri için. Nuriye Semih ölmek için değil tam da yaşamak için direnmek dediler, onurlu yaşamak için.

BARO BAŞKANLARININ BEYANLARI

 Ankara Baro Başkanı Av. Hakan Canduran: "Nuriye ve Semih’in tutuklama gerekçesini "tutuklanmazlar ise adaletin tecellisine zarar verirler" şeklinde tarihe utanç olarak düşecek bir gerekçe yazıldı. Benim de içinde olduğum 111 aydın Nuriye ve Semih ile ilgili insanı bir gazete ilanı verdik. İçişleri Bakanı Nuriye ve Semih'i terörist bizi teröre destek verenler olarak hükme bağladı. Mahkeme olarak hüküm kurma yetkisini bakanlığın elinden alın ve bu iki masumu bırakın. Bizim sizden istediğimiz lütfen İçişleri Bakanından yargılama yetkisini alın, Nuriye ve Semih'in işlerine iade edilmelerini sağlayın. İçişleri Bakanı mahkemenizin yerine geçerek hüküm kurmuş ve Nuriye ile Semihi terörist ilan etmiştir. Sizden ricamız yargılama yetkisini İçişleri Bakanı'nın elinden alarak bağımsız bir mahkeme olduğunuzu göstermenizdir."

 Van Baro Başkanı Av. Murat Timur: "İki nedenle katılıyorum bu duruşmaya. Biri avunmayı temsil eden 18 avukat arkadaşımızın burada olamaması, diğeri Türkiye'nin her yerinde işi elinden alınan, haksızlığa uğrayanlara Nuriye ve Semih’in umut olması. Bu siyasi bir tiyatro. Bu tiyatroda olmakta utanıyorum. Vicdanınıza sesleniyorum! Her şeyi kaybedebiliriz ama vicdanımızı kaybetmemeliyiz.Tutukluluk hakkında karar verirken bunu unutmayın."

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük: "Ülkemizde hukuk devleti ve demokrasi askıya alınmıştır. 15 Temmuz'da darbe engellendi derken 20 Temmuz'da sivil dikta ilan edildi. Nuriye ve Semih uluslararası ve anayasadan kaynaklanan haklarını talep etme haklarını kullanmıştır. Haksızlığa uğradıkları için biat etmemiş ve bu sebeple hedef seçilmişlerdir. Sayın heyetinizin tarihsel sorumluluğu vardır."

 Antalya Baro Başkanı Av. Polat Balkan: "Ben de 111 imzacıdan biriyim ve Sincan'da Semih'i ziyaret edenlerdenim. Darbe engellendi bu iyi ancak 20 Temmuz'dan sonra yapılanlar sebebi ile yine biz zarar görüyoruz. Bir cenaze defnedildikten sonra mezardan çıkarılıyor bunu yapanlar ile masum insanlar ancak adalet sağlanır ise bir arada yaşayabilir."

 Sakarya Baro Başkanı Av. Zafer Kazan: "Burada önemli olan artık duruşma tutanağına yazılanlar değil sizin vicdanınızdır, tarih bunu yazacak. Hak arama mücadelesi kişinin kendisine ilişkindir saygı gösterilmelidir. Bugün de bir hak aranıyor; işini geri istiyorlar. Ben Nuriye ve Semih yaşasın istiyorum. Kişisel düşüncem açlık grevini bırakmaları; ancak bu mesele böyle çözülmez. Ekmeklerini istiyorlar. Bu iddianameyi iade etmeliydiniz. Bu iddianame kıyas yapıyor. Ceza hukukunda kıyas yasaktır. Kıyasla delil yaratılmıştır. Hiç istemeyiz, düşünmek bile istemiyoruz; ancak Nuriye ve Semih ölecekler ise bırakın özgür ölsünler. 40 kiloya düşmüş insan nasıl kaçsın? Ölmeyi göze alan insan neden kaçsın? Tutukluluğun gereği ne?"


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler