Yandaş yazarlar arasında 'kol saati' ve 'kirli aparat' kavgası kızışıyor

"Şöyle düşün istersen, o kol saati CHP iktidarında bir bakana “armağan!” edilmiş olsaydı, nasıl davranırdın? “Bir mizansenin aparatları”demişsin tüm bunlara dünkü yazında. Keşke Çağlayan'lar da bunları “Kirli aparat” olarak görüp, bileklerine takmasalardı."

Yayınlanma: 17.09.2017 - 11:58
Abone Ol google-news

Star yazarları Ahmet Kekeç ile Ahmet Taşgetiren arasında Zafer Çağlayan hakkındaki davanın ardından başlayan 'kol saati' tartışması 'kontrollü darbe' tartışmasına dönüştü. Kekeç'in dünkü yazısına bu kez Taşgetiren'den yanıt geldi.

Yandaşların 'kontrollü darbe' kavgasında son durum: Sindiremiyorsan soda iç, gargara yap

Star yazarları arasında 'kontrollü darbe' kavgası

Ahmet Kekeç'in kendisine yönelik 'kafa karıştırmaya' çalıştığı suçlamasına Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım'ın sözleri ile yanıt veren Taşgetiren, Zafer Çağlayan'ın 700 bin liralık kol saati içinse "o kol saati CHP iktidarında bir bakana “armağan!” edilmiş olsaydı, nasıl davranırdın?" diye sordu.

İşte Taşgetiren'in “Milli mesele”yi “afyon”a dönüştürmek yakışmıyor bizim camiamıza" uyarısı ile bitirdiği o yazısı:

Kafa karıştırmayacak bir yazı

 Kekeç'in Cuma günkü yazısı.

 Yazıda iki kere geçen, birisi siyah fontlarla tırnak içine alınan “kafa karıştırma” vurgusu. “Belki de kafa karıştırmak istiyor”muşum. “Star yazarı 'kafa karıştırmaya' çalışmadığına ikna edemiyormuş” Star yazarını.

Ne yapabilirim şimdi Kekeç'in kafası böylesine çabuk karışıyorsa... Oysa ben çok sade yazdığımı düşünürüm ve okurlarım da bunu bilirler.

Eminim kafası karışmasa yazısının başlığına “Star yazarı 'kontrollü darbe' diyecek de, diyemiyor mu?” başlığını koymaz. Çok sade şeyler yazmışım oysa.

Bir FETÖ sanığı. Gökhan Sönmezateş. Cumhurbaşkanına suikast davasında konuşuyor. Yazmışım: Kendisinin darbeci olduğunu itiraf ediyor. Sorun var mı? “Birileri bizi aldattı” diyor. “Kral” diye birisinden söz ediyor. Onun şu anda yargılanmadığını söylüyor. Ben de diyorum ki: “Gün Kralı arama günü.” “Sakın TSK içinde darbeci bir damar kalmış olmasın” diyorum. Neresi karışık bunun? Neresinde kontrollü darbe iması var bunun? “Kral” denince Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı mı anladı yoksa Kekeç? Ne alaka? Böyle bir imanın bile Cumhurbaşkanına hakaret olduğunu bilmez mi Kekeç? “Nafile bir sorun”muş bu. Her işi halletmişim de Kral'ı arıyormuşum. Yahu devlet fellik fellik FETÖ'cü aramıyor mu her yerde. Hatta Ak Parti'nin içinde. Gazetelerde, muhalefet partilerinin içinde, doğmamış partilerin içinde, medyanın, iş dünyasının içinde?

“15 Temmuz'la ilgili trafik sizin zihninizde tam olarak netleşti mi?”sorusunu sordum, soruyorum. Diyelim netleşmiş olsun da bir yerlerde “Kral” falan kalmış olmasın. “15 Temmuz trafiği” evet çok net değil. Trafiği çözmüş olsam zaten yazarım, ama görülenleri tatmin edici bulmuyorum. Ve bunları zaman zaman yazıyorum. Kekeç gibi “Kral”ı,“savunma stratejisinin bir parçası” olarak görebilecek kafa konforum yok ne yazık ki... Zaten yargılama süreçleri de çapraz sorgularla, itiraflarla pek çok bilinmeyeni ortaya çıkarıyor. Şunu söyleyeyim: Darbede FETÖ'nün bulunduğu noktasında bir şüphem yok. Başka kimler var, onun ortaya çıkması lazım.

Kekeç “Dosyalar”ı okuma çağrıma, bu arada mağduriyetleri görme sadedinde Şırnak Tümen Komutanı Abdullah Baysar'ın dosyasının okunması isteğime de takılmış. Bana cevabında Akşam'da Murat Kelkitlioğlu'nun yazdığı yazıdan geniş alıntılar yapmış. Bence dosyayı kendisi okusun. Öyle aktarma bilgiyle, Kelkitlioğlu networküne atıfta bulunmakla olmaz.

Kekeç eğer benim “mağduriyetler” konusundaki duyarlılığımı sorun olarak görüyorsa, bilsin ki o hassasiyetim devam edecek. “At izi it izine karışmasın” ifadesi yanılmıyorsam Sayın Cumhurbaşkanına aitti. “Sapla saman karışmasın” ifadesi Sayın Başbakan'a ait. OHAL Komisyonu da onun için kuruldu. OHAL komisyonu kurumlara “Kimi neden attınız” sorusunu soruyor çünkü, ihraçlara özel hesapların karışabileceği kuşkusu taşınıyor. Belediyeler toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan “FETÖ'den yargılanan” Yalova'nın Subaşı beldesi belediye başkanı Volkan Yılmaz'a ödül verdi. Dava nasıl açılmış? İhbarcı, belediyede işini yaptıramamış, Başkan'a “FETÖ'CÜ” çamuru atmış. Al sana mağduriyet.

Şu kol saati meselesi...

FETÖ, 17-25 Aralık kumpası, Paralel Devlet yapılanması, Amerika ile yaşanan büyük hesaplaşma... Bunlar konusunda net şeyler yazarak geliyorum bay Kekeç. Ama bir bakanın ya da bakanların, bu milli hassasiyetler arasında malı götürmesini, bunu da bizim hazmetmemizin istenmesini kabul etmiyorum.

 Çağlayan'a veya ötekilerine “hesap ver” diyememeyi anlayamıyorum.

 Şöyle düşün istersen, o kol saati CHP iktidarında bir bakana “armağan!” edilmiş olsaydı, nasıl davranırdın?

“Bir mizansenin aparatları”demişsin tüm bunlara dünkü yazında. Keşke Çağlayan'lar da bunları “Kirli aparat” olarak görüp, bileklerine takmasalardı. “Milli mesele”yi “afyon”a dönüştürmek yakışmıyor bizim camiamıza...


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler