Adalet Nöbeti'nde 37. hafta: 'Tarihe not düşmüyoruz akışını değiştiriyoruz'

Gazetemiz tutuklu avukatları için başlatılan Adalet Nöbeti, dün Çağlayan Adliyesi’nde 31. kez tutuldu. Avukat Gülendam Şan Karabulutlar, Cumhuriyet davasının son celsesine değinerek, “Bir tiyatrodayız. Oyunu yazanlar belli. Sahneye koyan bu mahkeme” dedi. Avukat Can Atalay ise “Burada tarihe not düşmüyoruz, tarihin akışını değiştirmeye söz veriyoruz” diye konuştu.

Yayınlanma: 02.11.2017 - 22:29
Abone Ol google-news

Gazetemizin yayın politikasının suçlama konusu edildiği dava kapsamında tutuklu bulunan avukatımız ve İcra Kurulu Başkanımız Akın Atalay nezdinde haksız tutuklamalara tepki için Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde başlatılan Adalet Nöbeti dün 31. kez tutuldu. Nöbete, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı avukat Selçuk Kozağaçlı, 9 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan avukatlarımız Bülent Utku ve Mustafa Kemal Güngör, çizerimiz Musa Kart ve yazarımız Hakan Kara da katıldı.

Oyuncu olmayacağız

Nöbette ilk konuşmayı yapan avukat Gülendam Şan Karabulutlar, Cumhuiyet davasının son celsesinde duruşma esnasında savcılığın tutuklanan Osman Kavala hakkındaki soruşturmadan belge yolladığını anımsatarak, “Sanki soruşturma aşaması tamamlanmamış, yargılamaya geçmemişiz gibi dosyamıza belge göndermeye devam ediyorlar” dedi. Avukat Karabulutlar, Atalay, Murat Sabuncu, Ahmet Şık ve Emre İper’in tutukluluklarının devamına gerekçe olarak gösterilen hususların asıl gerekçe olmadığını bildiklerini vurgulayarak, “Adeta bir tiyatrodayız. Oyunu yazanlar belli, kim olduklarını biliyoruz. Sahneye koyan bu mahkeme, hepimiz görüyoruz. Bizler de zorunlu oyuncularız. Ama biz artık bu oyunun oyuncusu olmayacağımızı buradan ifade ediyoruz” diye konuştu.

Adalet istiyoruz

Avukat Karabulutlar’dan sözü devralan avukat Prof. Dr. Serap Keskin Kiziroğlu da, her şeyden önce birer insan olarak ama ayrıca ve özellikle hukukçular olarak adalet ve hukuk devleti istediklerine dikkat çekti.

Avukat Can Atalay ise konuşmasında, “Ankara’da direnenlere ev sahipliği yaptığı için tutsak edilmeye çalışılan İnsan Hakları Anıtı gibi, İstanbul’da Themis heykeli bu ülkenin geleceğine haksızlığa ve zulme karşı direnen insanların simgesi olarak geçecek” dedi. Atalay, 31 haftadır süren bu mücadelenin Türkiye’nin geleceğine yazılmış bir mektup olduğunu ve insanları bu mektubu onur ve gururla okuyacaklarını söyledi. “Burada tarihe not düşmüyoruz, tarihin akışını değiştirmeye kararlı olduğumuzu söylüyoruz” diyen Atalay, “Burada sadece söz söyleyen sonra da evine dönen yurttaşlar olarak bulunmuyoruz. Direndiğimiz için buradayız. Tarihi değiştirmeye söz veriyoruz” ifadelerini kullandı.

Unutmadığımız için...

Açlık grevinde olan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutuklanan avukatlarından olan Engin Gökoğlu’nun 30 Ekim’de Tekirdağ 2 No’lu F tipi cezaevinde kolunun kırılarak ‘terbiye’ edilmeye çalışıldığını belirten Atalay, şunları söyledi: “Yargı bürokrasisinin suça bu kadar ortak olduğu, Fethullahçı hâkim ve savcılardan sonra belki de ilktir. Mahkeme yargılama yapıyormuş gibi, savcı elindeki delillerle değerlendirme yapıyormuş gibi avukatlık yapmamız bekleniyor. Buradaki arkadaşlarımızın tümü bunu reddettikleri için burada. Arkadaşlarımızın tümü tahliye olan arkadaşlarımıza sevinirken içeride kalan arkadaşlarımız için mücadele etmeyi bir an için unutmadıkları için burada”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler