Konuşmasına açıklık getirdi... Metin Feyzioğlu'ndan dört maddelik Nuriye ve Semih açıklaması

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu dünkü Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için sarfettiği sözlerin çarpıtılığını belirterek, tepki çeken sözlerine açıklık getirdi.

Yayınlanma: 17.11.2017 - 16:25
Abone Ol google-news

<video:867208>

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, dün RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına konuk oldu. Feyzioğlu, açlık grevindeki eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça hakkında, "Açlık grevi yapan kişi, bilincini kaybettiğinde, devletin ona ölmemesini sağlamak için müdahale etme yükümlülüğü var." ifadesinde bulunduktan sonra "Kimse benden Nuriye ile Semih'i evlat edinecek bir sempati içinde olmamı beklemesin" ifadelerini kullandı.

Metin Feyzioğlu: Kimse benden Nuriye ile Semih'i evlat edinecek bir sempati içinde olmamı beklemesin                 

Semih Özakça'dan Metin Feyzioğlu'na yanıt: Sempati duyarsa tutuklanır, empati kurarsa iktidara yar…                 

Feyzioğlu'nun bu açıklamaları büyük tepki çekti. Açıklamalarının çarpıtıldığını belirten Feyzioğlu, OdaTv'ye yazdığı yazı ile tepki çeken sözlerine açıklık getirdi.

"KONUŞMAM ÇARPITILDI"

Feyzioğlu'nun yazısı şöyle:

Evvelki gün bir radyo programına katıldım. Sunucu, açlık grevi yapan iki akademisyenin durumunu sordu. Uzun uzun cevapladım.

Bu konuşmam bazı kişilerce, içinden bir cümle alınarak çarpıtıldı.

O iki akademisyenin hakkını korumak için şunu söyleselerdi, iyi niyetli olurlardı: "TBB Başkanı Metin Feyzioğlu uzun uzun anlattı, burada haksızlık var dedi." Onun yerine, "ben duygusal olamam, doğruyu söylerim" anlamındaki cümlemi cımbızladılar. Söylediğim doğru neydi peki? Ortada bir yanlışlık ve haksızlığın olduğu.

Öncelikle içlerinde kaçak FETÖ sözcüsünün de olduğu birilerinin maksatlı attığı tivitlerden yaratılan sosyal medya algıları yerine açıklamamın tamamını dinlemenizi arzu ederim.

Bu konularda TBB'nin duruşu ve TBB’yi temsilen şahsımın yaptığı açıklamalar ortadadır. Daha önce defalarca yaptığımız açıklamalarda aşağıda belirteceğim hususları tespit etmiş ve hukuki görüşlerimizi sizlerle paylaşmıştık.

Bu çerçevede;

1) “Açlık grevi suç değildir. Buna dayanan bir suçlama ve tutuklama olamaz.” Aylar önce, ben söylemiştim bunu. Programda da tekrar ettim.

2) “Açlık grevi başladıktan sonra gelen örgüt üyeliği suçlaması bana inandırıcı gelmedi.” Daha önce söylemiştim, programda bir daha söyledim.

3) “KHK ile ihraç edilme sorunu, yüz binlerce kişiyi ilgilendiriyor. İhraçlar, yargı denetimine açılmak zorundadır.” Söyledim, söylemeye devam ediyorum.

4) “Avrupa Konseyi ve İnsan Hakları Mahkemesi yanlış yapmıştır. İhraçlara dair başvurulara bakmak yerine, ne zaman aktif şekilde çalışacağı bile belli olmayan idari bir kurulun kararını beklemek olmaz.” Söylemiştim defalarca. Yine söyledim.

Radyo programında Sunucunun “Niye daha candan savunmuyorsunuz Nuriye ile Semih'i?” sorusu üzerine şöyle cevap vermişim:

“Daha ne yapayım? Ben hukukçuyum. Bu iki kişiyi evlat edinmemizi beklemesin kimse, ama yanlışlıkları söylemek zorundayım. Yani önceki cümlelerimle birlikte diyorum ki; ‘olaylara duygusal bakamam.’ Ve bir kez daha ekliyorum; bu gerekçeyle suçlama ve tutuklama yanlıştır.

ANCAK...

BİZE KASITLI VE ÖRGÜTLÜ SALDIRANLARIN MAKSADI BAŞKA.

Biz; üniter devleti, milli devleti, kimseye ayrımcılık yapmadan herkesi kucaklayan Cumhuriyet’in kuruluş felsefesini savunuyoruz. Bundan rahatsız olanlar var.

İşte organize saldırıların nedeni bu.

Saygılarımla bilgilerinize sunarım.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler