Dink cinayeti davasında rapor tartışması: 'Samast'ın kimliğini televizyondan öğrendik'

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin yeniden görülen davanın 18. celsesi İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

16'sı tutuklu 85 sanıklı davanın bugünkü duruşmasında ilk olarak Trabzon Jandarma İstihbarat Şubesi görevlilerinden Ergün Yorulmaz savunma yaptı. Yorulmaz'ın ardından geçtiğimiz celse tahliye edilen dönemin Trabzon Jandarma Komutanı Gazi Günay savunma yaptı.

İddianamede, Günay'ın 9 Ağustos 2006’da İstanbul Bakırköy’de Dink’in evinin etrafında keşif yapan ekipte yer aldığı belirtiliyordu. Günay'a ayrıca “Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)” üyeliği iddiası da yöneltiliyor.

Günay: Cinayetle ilgili hiçbir detaya sahip değilim 

Günay, savunmasına, asayiş ve kaçakçılık organize suçlardan sorumlu komutan olduğunu, 2007’den sonra herhangi bir istihbarat kurumunda çalışmadığını belirterek başladı.

Günay da Yorulmaz gibi, İstanbul’a geliş amaçlarının cinayet şüphelisi Coşkun Aydın’ın yakalanması amacıyla olduğunu ileri sürdü. Günay, “Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz [tutuklu sanık] 'Gidin şu adamı yakalayın diye’ emir verdikten sonra Ergün Yorulmaz, Okan Şimşek ve ben valilik imzalı görevlendirme belgesiyle birlikte İstanbul’a geldik” dedi.

Günay, İstanbul’da bulundukları üç gün süresince Coşkun Aydın’ın akrabası Halit Sağlam ile buluştuklarını ancak verdiği adreste Aydın’ı bulamadıklarını, bunun üzerine Trabzon’a geri döndüklerini anlattı. Günay da Yorulmaz gibi keşif iddialarını yalanlayarak, “Dink cinayeti ile ilgili hiçbir detaya sahip değildim, elde ettiğim bilgi yoktu, öldürüldüğünü televizyondan öğrendim” dedi.

Beraatini istedi

Günay, Dink’in öldürülmesinden sonra 20 Ocak 2007’de askeri gazinoda Okan Şimşek, Veysel Şahin, Ergün Yorulmaz ve Metin Yıldız ile bir araya geldiklerini, 156 jandarma hattına ihbar geldiğini ve öldüren şahsın Trabzonlu olduğu bilgisinin geldiğini aktardı.

Günay, “Okan Şimşek ve uzman başçavuş, önceki bilgilerine dayanarak, cinayet zanlısının kimliğini öğrendikten sonra haber kayıt formu yazdı. Ben bu toplantıda görevim gereği sekreterya olarak bulundum ve haber kayıt formuna paraf attım” dedi. Günay basın tarafından hedef gösterildiğini, iddianamenin peşin hüküm içerdiğini söyleyerek “Cinayette ihmalim söz konusu değil beraatimi istiyorum” dedi.

Horasan: Yanlış iş olduğunu hiç düşünmedin mi?

Savunmasını bitiren Günay'ın sorgusu yapıldı. İlk soruları mahkeme başkanı Ali İhsan Horasan yöneltti.

Hakim Horasan, Trabzon Jandarmasında cinayetten bir gün sonra hazırlanan bilgi formu raporunu okudu. Raporda ayrıntılı bilgi olduğunu, cinayetin de bu şekilde işlendiğini belirterek raporda imzası olan Trabzon Jandarma İstihbarat Şube elemanlarını saydı.

Günay'ın bilgileri “açık kaynaklardan” [medyaya yansıyan bilgileri kastediyor]edindiklerini ve o şekilde rapora yazdıklarını söylediğinde Horasan “Cinayet silahının Ardeşen yapısı olduğunu nasıl öğrenecektiniz gazeteden?” diye sordu.

“Yaptık efendim ama bir art niyetimiz yoktu. Bu bilgileri ben elde etmedim. Şube müdürü alay komutanına bu bilgileri 6 ay önce arz etti ama konu kapatıldı” diyen Günay'a Horasan “Ortada ciddi bir cinayet var. Cinayetten sonra sana sahte rapor yazdırıyorlar. Bunu biliyorsun. Bunun yanlış iş olduğunu düşünemedin mi?” diye tepki gösterdi. Gazi Günay ise “O zaman bunu düşünemedim” diye yanıtladı.

Bakırcıoğlu: Samast'ın ismini niye rapora yazmadınız?

Mahkeme heyetinin ardından Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu soru yöneltti. “Cinayetle ilgili tasarıdan haberi olmuş birisisiniz. İfadenizde 156'ya ihbar geldiğini söyledi. Hakikaten de böyle bir ihbar var. Siz de ihbarın yapıldığını söylediniz ama nedense 20 Ocak tarihli haber kayıt bildirim formunda bu bilgi yok” dedi. Günay “Çünkü Ogün Samast'ın kimliğini televizyondan öğrenmiştik” diye cevapladı.

Bakırcıoğlu'nu HTS kayıtlarını hatırlatması üzerine Günay “Biz niye Şişli'ye değil de Bakırköy'e gitmişiz? Kapıcı neden bizi tespit edemedi. Başka işimiz gücümüz yok da Dink'in evine mi gideceğiz. HTS kayıtları devletin verdiği kayıtlar nereden bileyim nerden çıkarmışlar” diye konuştu.

Ali Öz'ün avukatıysa “Yüzbaşı Metin Yıldız bir gazetecinin öldürülme hazırlığı yapıldığını toplantıda yüksek sesle mi söyledi?” diye sorması üzerine Gazi Günay “Mevzu oydu zaten. Herkesin duyacağı şekilde söylendi” diye cevapladı.

Sorgunun ardından duruşma sona erdi. Davaya yarın (5 Aralık) devam edilecek.